Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com
Aileyi kemiren yapılar temizlenmeli; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2025’i ‘aile yılı’ ilan etmesiyle uzmanlar, Türk toplumunun temel taşı olan ailenin korunması için acil önlemler öneriyor. Aile değerlerini korumalıyız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i ‘aile yılı’ ilan etmesine kamuoyundan destek yağarken, uzmanlar Türk toplumunun temel taşı olan ailenin korunmasına yönelik tavsiyelerini sürdürüyor. Akademisyenler; LGBTİ gibi sapkın akımlara ve her türlü ahlaksızlığı tabana yaymaya çalışan yapılara karşı önemli çalışmaların gerçekleştirilecek olmasını olumlu buluyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2025’i ‘aile yılı’ ilan etmesine kamuoyundan destek yağarken, uzmanlar Türk toplumunun temel taşı olan ailenin korunmasına yönelik tavsiyelerini sürdürüyor. LGBTİ gibi sapkın akımlara ve her türlü ahlaksızlığı tabana yaymaya çalışanlara karşı önemli çalışmaların gerçekleştirilecek olmasını olumlu bulan akademisyenler, Türk aile yapısının ruh kökünü hedef alan Batı menşeli devşirme yasalara, zina serbestisi gibi sorunlara, eşcinselliğe alan açan dayatmalara acilen çözüm bulunmasını istiyor. Sosyal medya platformlarından sokaklara taşan teşhirciliğin bitmesini, “Benim bedenim benim kararım” denilerek fuhşun özendirilmesine son verilmesini, ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ safsatasını meşrulaştırmaya yönelik çalışmaların durdurulmasını isteyen uzmanlar, ailenin kurtuluş reçetesinin öze dönüşte olduğuna işaret ettiler. Türk örf, adetlerin dikkat edilmeden, dini değerler referans alınmadan atılacak her adımın aileyi biraz daha uçuruma yaklaştıracağını ifade eden uzmanlar şu önemli tavsiyelerde bulundu.
AİLE DOSTU YASALAR GETİRİLMELİ
Konuya ilişkin gazetemize konuşan Aile Danışmanı Yazar Adnan Kalkan, şunları dile getirdi: “Aile yılını, medeniyetimizin köküne dinamit koyan bazı uygulamaları bertaraf etmemiz için bir fırsat yapmalıyız. Sosyal medyada, sosyal hayatta ve hukuki alanda aileye zarar veren her ne varsa bertaraf etmeliyiz. Nüfus artışını tarihin en düşük seviyesine düşmesi aile medeniyetimizin yok olmaya doğru gittiğini kanıtlıyor. Evliliği engelleyen veya boşanmalara yol açan süresiz nafaka, 6284 nolu yasa, kadının dışarıda çalışmak zorunda bırakılması, anneliği itibarsızlaştırma operasyonları, sosyal medyadaki çıplaklığın aldatmaya sebep olması, evliliğin pahalıya patlaması, yüksek kiralar, işsizlik, TV programları çözüme kavuşturulmalıdır. LGBTİ terör suçu kabul edilmelidir. Aileye zarar veren her türlü eylem ve söylem suç kabul edilmelidir. Unutulmamalıdır ki aileyi ihya eden medeniyeti inşa eder. Aileyi ihmal eden medeniyeti imha eder.”
KÜRESELLEŞELİM DERKEN...
Doç. Dr. Kasım Takım da şu tavsiyede bulundu: “Günümüzde aile yapısını tehdit eden teknoloji bağımlılığı, maddiyatçılık, bireysellik vb. gibi unsurların farkında olmak ve bunlara karşı önlem almak çok ehemmiyetlidir. Küreselleşme, beraberinde getirdiği kültürel etkileşimle birlikte, aile yapısını ve değerlerini derinden etkileyen bir olgu hatta bana göre ciddi bir tehdittir. Ailelerin sahip olduğu özgün değerleri aşındırarak tektipleştirici bir etki ortaya çıkarmaktadır. Küreselleşmenin dayattığı ortak değerler, ailelerin kendi kültürel kimliklerini korumalarını zorlaştırmakta ve nesiller arasında bir kopukluğa yol açabilmektedir. Bu nedenle, küreselleşmenin getirdiği fırsatlardan yararlanırken, aile yapısını ve değerlerini koruyacak tedbirler almak ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, ailelerimiz, köklerini kaybederek küreselleşmenin homojenleştirici etkisinde eriyip gidebilir.”
YIKIMIN TEMELİ 70’LERDE ATILDI
Prof. Dr. Cihat Yaşaroğlu da şunları söyledi: “1970’lerin bireyi oldukça özgür bırakan eğilimlerinin sonucu olarak aile bağları zayıflamış ve toplumsal çözülme daha belirgin bir şekilde görünmeye başlanmıştı. Her problem durumuna yönelik çözüm önerileri gibi bu ve buna benzer problemler için 1994 yılı BM tarafından Uluslararası Aile Yılı olarak ilan edildi. Sağlıklı bir iletişim ortamı olmayan, milli ve manevi değerlere uygun yetiştirilmeyen her bir çocuk toplumsal açıdan bir sorun kaynağı potansiyeli taşımaktadır. O halde önce aileyi bir değer olarak kabul etmeli, bu değerin yaşatılması için gerekli çabalar harcanmalıdır. Bu konuda aile ile ilgili politikalar da büyük önem arz ediyor. Dolayısıyla 2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edilmiş olması oldukça önemli bir adım.”
HÜRRİYET SINIRI AŞMAK DEĞİLDİR
Doç. Dr. Ahmet Kavlak da şunları kaydetti: “Evlilik ihtiyacı, sadece kadın ve erkek arasında ilişki için yaratılmamıştır. Evliliğe olan ihtiyaç, insan kalbinin çok muhtaç olduğu ilelebet muhabbet etme ve edilme ihtiyacından dolayı var edilmiştir. Kadın sevilmeye, erkek sevmeye muhtaçtır. Bu sebeple fiziken ve ruhen, maddeten ve manen kadın ve erkek birbirini tamamlayacak şekildedir. Devlet; hem aile hem de toplum kurallarının tanziminde olabilecek en büyük hassasiyeti göstermek, aileye ve topluma zarar verecek her türlü düşünceye ve programlara azami sertlik göstermek mecburiyetindedir. Hürriyet bu sınırları aşmamak şartıyla var olabilir. Bu sınırları aşmasına özgürlük adı altında müsaade etmek, katiline merhamet göstermekten farkı yoktur.”
Kaynak: Akit Gazetesi 2025-01-20
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.