Tarih: 08.06.2021 23:35

Eshab-i Kehf Lice'dedir

Facebook Twitter Linked-in

Sitemizin yazarlarindan Eyüphan Kaya 26-28 Mayis tarihleri arasinda Diyarbakir veliligi ve Lice kaymakamliginin katkilariyla Dicle Üniversitesi ev sahipliginde gerçeklesen Eshab-i kehf sempozyumunu yakindan takip ederek analiz etti.

Verdigi bilgilere göre, 105 bildirinin sunuldugu bu bilimsel paylasim sahnesinde 100 kisi Eshab-i Kehf Lice’dedir derken 5’i farkli adres gösterdi ama sempozyumun sonunda onlar da “evet burada olabilir” diyecek duruma geldiler.

101. kisi ise 2009 yilinda; “Asil Eshab-i Kehf Lice’dedir” iddiasinda bulunarak, bu konuda teblig sunan Merhum Prof. Dr. Kadri Yildirim’dir” dediler.

 

Müsaadenizle bazi konusmacilarin bildirilerini özetleyelim.

 

Doç. Dr. Hatip yildiz

 (“Kur’an-i Kerimdeki anlatim tarzina göre Lice’deki Ashab-i Kehf yeri gerçege en yakin oldugu isaret ediyor, bu sempozyum bu açidan ufuk açici bir rol alacaktir”)

Müsaadenizle sempozyumu özetlemeye çalisacagim:

Sempozyumun düzenleme kurulu baskani Doç.Dr.Hatip Yildiz sunlari söyledi;

Eshab-i Kehf kisasi diger ilahi dinlerin yani sira Islam dini tarafindan kabul görmektedir. Kur’ani Kerimde 18. surenin Kehf adini almasi bunun delilidir.  Eshab-i kehf putperestligi reddederek, inancini özgürce yasamalari için bulunduklari ortami terk ederek köpekleriyle birlikte magaraya sigindilar ve burada 309 yil uyuyakaldilar, bu magaranin tam olarak nerede olduguna dair net bir bilgi yoktur fakat 4’ü Türkiye’de olmak üzere  33 yerde oldugu söyleniyor, ama bilim insanlarina göre Kur’anin anlatisina en uygun yerin Lice oldugu kanaati hakimdir. Diger yerlerle ilgi bazi çalismalar olmasina ragmen, Lice’de yerleriyle ilgili simdiye kadar kapsamli bilimsel bir çalisma yapilmamistir. Kur’an-i Kerimdeki anlatim tarzina göre Lice’deki Ashab-i Kehf yeri gerçege en yakin oldugu isaret ediyor, bu sempozyum bu açidan ufuk açici bir rol alacaktir diye düsünüyoruz.  Sempozyumun düzenleme kurulu baskani sifatiyla, hazirlik asamasinda katkisi olan basta il valimiz Sayin Münir Karaloglu’na ve sempozyumu yakindan takip edip destekleyen Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karakoç’a ve bize ev sahipligi yapacak olan Lice kaymakami Cevdet Bakkal’a tesekkür ediyorum”

Lice Kaymakami Cevdet Bekçi

 “Insallah bu sempozyum ilçemize, ilimize, bölgemize, ülkemize ulusal ve uluslar arasi düzeyde ses getirir ve Lice’deki Eshab-i Kehf’in varligi hissedilir”

Ev sahibi olusum hasebiyle kisa konusacagim, Lice’deki Ashab-i Kehf simdiye kadar bu düzeyde kapsamli bir sekilde ele alinmadi. Insaallah bu sempozyum ilçemize, ilimize, bölgemize, ülkemize ulusal ve uluslar arasi düzeyde ses getirir ve Lice’deki Eshab-i Kehf’in varligi hissedilir. Katkisi olan herkese tesekkür ediyorum”

Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç

 “Sempozyuma gelen bildirilere bakilirsa sempozyumun sonunda Ashab-i Kehf’in Lice’de olduguna dair kuvvetli bir kanaat olusmasini bekliyoruz”

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, mevcut bulasici hastaligin hayati zorlastirdigi bazi durumlari terk edip, bazi yeni aliskanliklari edindigimize isaret ederek bu sempozyumun açilis ve kapanis oturumu yüz yüze diger oturumlarin ise çevrim içi olacagini belirterek, “Malumunuz 2023 Türkiye Cumhuriyetinin 100.yili, üniversite olarak da bizim 50.yilimiz. Onun için bizim de 2023’e hazirligimiz var. Bu münasebetle kirip dökmeden sehrimizin tüm dinamikleriyle var olan degerlerine sahip çikmaya çalisacagiz. Yapilan arastirmalar sonucu elde edilen bilimsel veriler ile I. Kilinçarslan’in mezarinin Silvan ilçemizde oldugu tescillendi.  Sempozyuma gelen bildirilere bakilirsa sempozyumun sonunda Ashab-i Kehf’in Lice’de olduguna dair kuvvetli bir kanaat olusmasini bekliyoruz. Yakin tarihin önemli kaynaklarindan biri olan Islam ansiklopedisinde Eshab-i kehf hakkinda kimi yerler için 20-30 sayfalarla detayli bilgi varken Lice’deki yeri hakkinda 3-5 sayfa yer ayrilmis vaziyette, bu da bizim ihmalimiz sonucu olsa gerek. Bu sempozyum ile bu eksigimizi kapatacagimiza inaniyorum. Sehrimizin 1382.fetih yili bu sene Sayin valimiz Münir Karaloglu’nu katkilariyla fetih haftasina dönüstü, bu münasebetle valimize bir daha tesekkür ediyorum” diye konustu.

Diyarbakir Valisi Münir Karaloglu

 27 Mayis Diyarbakir’in fethi, 28 Mayis Eshabi Kehf’in uyanis günü, 29 mayis Istanbul’un fethi. Ben birbirinden degerli bu hadiselerin arka arkaya gelmesinin tesadüf olduguna inanmiyorum. Bu hadiseler bize bir mesaj veriyor”

“Malumunuz Mayis ayinin son haftasi fetih ve uyanis haftasidir. 27 Mayis Diyarbakir’in fethi, 28 Mayis Eshabi Kehf’in uyanis günü, 29 Mayis Istanbul’un fethi. Ben birbirinden degerli bu hadiselerin arka arkaya gelmesinin tesadüf olduguna inanmiyorum. Bu hadiseler bize bir mesaj veriyor. Su bir hakikat ki, Diyarbakir’in fethi Malazgirt ve Istanbul’un fethinin müjdecisidir. Diyarbakir fethi olmasaydi, Malazgirt zaferi kazanilmazdi, Istanbul fethedilmezdi. 27 Mayis Diyarbakir’in fetih günümüz hayirli olsun. Ben buraya gelmeyene kadar Eshab-i Kehf’in burada oldugunu bilmiyordum, hocalarimizdan Prof.Dr. Hasan Tanriverdi izah edince ben de burada olduguna dair kanaat getirdim, kalben mutmain oldum. Bundan sonra her 28 Mayis günü Eshab-i Kehf uyanis gününü anacagiz. Bu gençler Purtperestlikten kaçarak Allah’a güvenip, ona sigindilar. Eshab-i Kehf bir yeni bir ruh, yeniden dirilistir. Insallah Islam dünyasinda bir uyanisa vesile olur. Insaallah bir gün Mescid-i Aksa’nin da özgürlügüne kavustugunu görürüz. Ashab-i Kehf mekaninda faydali çalismalar yapildi, yedi uyurlar magarasina rahat çikmak için merdivenler yapildi, gerekli görüldügü yerlere korunakli bariyerler birakildi, lavabolar ve mescit insa edildi. Hasan hocamizin bir makalesini Cuma gününe yetissin diye Türkçe matbaaya verdik. En kisa zamanda Kürtçe, Arapça ve Ingiliz’ce çevirisi yapilarak dört dilde basilacak. Yillardir kendi imkanlariyla 28 Mayisi uyanis günü olarak kutlayan vatandaslarimizi da tebrik ediyorum, bu bile Eshab-i Kehf kisasinin burada cereyan ettigine dair tek basina önemli bir kanit olsa gerek.

Prof. Dr. Hasan Tanriverdi

 “Günesin dogus ve batisina göre magaranin fark edisine bakarsak, “günes dogarken sagina vurur ve batarken de günes onlardan ayrilir/uzaklasir.” diye buyurmaktadir, Lice’deki Kehf bu anlatima uygundur”

“Lice ilçesinin duru(derkam) köyünde bulunan Eshab-i Kehf Kur’ani Kerimde anlatilan kisaya en uygundur. Dogal magara gar olmasina ragmen kehf oyulmus, barinmaya hazil hale getirilmis masaralara kehf denir. Mesela su anda hasah keyf olarak bilinen tarihi kentin adi aslinda Hisnil Kehf’tir. Çünkü oyulmus magaralardan olusur. Eshab-i kehf magarasi oyulmus olmalidir, dogal bir magara olmamalidir. Eshab-i kehf’in kendisinden kaçtiklari zalim hükümdarin adi Dekyanus’tur. Yaptigim arastirmaya göre Dekyanus ile Eshab-i Kehf’in dirilis günü arasinda semci 300, kameri 309 yil aradan geçmelidir. I.Teodosyus zamaninda Hiristiyanlik Roma devleti için resmi dini olarak kabul edilmistir ve eshab-i kehf onun döneminde uyanmislardir. Günesin dogus ve batisina göre magaranin fark edisine bakarsak, “günes dogarken sagina vurur ve batarken de günes onlardan ayrilir/uzaklasir.” Diye buyurmaktadir. Buna bakilinca söz konusu yer, dagin tepesindedir, Kehftir ve günesin  dogus ve batisina uygundur.  Köpekleri avluda ön ayaklarini uzatmis vaziyetteydi. Vasid, oyma magara olan kehf’in avlusuna verilen addir. Yani baska yerde kehf oldugu halde vesid(avlusu) yoksa yine emarelerinden biri eksiktir. Bütün bu vasiflari dikkate alininca emareler Eshab-i Kehf yerinin Lice’deki yeri isaret etmektedir. Kiyametin tartisildigi bir dönemde bir mucize olarak eshab-i kehf dirilisi tecelli etmis olur. Eshab-i kehfin uyanmalari basta imparator olmak üzere o günün müminleri sevinirken, vefat etmis halde onlari buluyorlar. Orada bir mescit insa ederler”

Emekli ögretmen/Arastirmaci Eyüphan Kaya 

 “Magara arkadaslari olarak anlatilan Eshabul Kehfin Dekyanus’un zulmüne karsi ölümü dahi göze alarak hakka kaçislari insanlik için bir ibret bir örnek olarak anlatilmistir. Bu degerlerimizi bilirsek 2+2=5 filmlerini birbirimize tavsiye etmemize gerek kalmaz bence”

“ESHAB-ÜL KEHF HADISESI LICE’DE OLDUGU KUVVETLE MUHTEMELDIR.”

Hadise Fis ovasindaki havadar Dekyanus harabelerinden baslayip su anda Eshabül Kehf magarasi olarak bilinen magarada son bulduguna göre bir günde daha az bir süre içinde ulasilabilecek en korunakli yerin bu magara oldugunu söyleyebiliriz. Dakyanus harabeleri de yer itibariyle zorba kimselerin konaklayabilecegi bir tepeyi andiriyor.

Hiristiyanligin buralarda zuhur ettigini düsünürsek, Bizans’in hükümranligini da hesaba katsak, olayin bu bölgede cereyan ettigine ciddi bir katki verir kanaatindeyim. Çünkü bu hadiseden sonra Hz.Isa’nin dini buralarda hüküm sürüyor.

Yöre halkinin çogu Eshabul kehfi biliyor, yöresel dille “sehbül kêf” olarak dillendiriliyor, onlarla ilgili birçok hadise ve efsane anlatiliyor, 28 Mayis’ta yapilan ziyaret de bunun fiili bir örnegidir.

“Köpekleri magaranin kapisina elini uzatmisti”  ayetinin bir isareti olarak magaranin kapisinda tasta iz birakmasi ve 1993 yilinda buna tahammül etmeyen bir Assubayin bu izi silmek için burayi kirmasi ve çarpilarak felç olmasi da bunu dogrulayan delillerden bir tanesidir.O gün olaya sahit olup emekli olduktan sonra özür dilercesine ziyaretine gelip bu hadiseyi oradaki ahaliye anlatanlar da olmustur. Eshabül kehf denilen bu gruptan 6 tanesi Dakyanus’un sarayindan kaçiyorlar, yolda karsilastiklari çoban da onlara istirak ediyor, bir de çoban köpegi de arkalarina düsüyor. Elimdeki bilgilere göre;Mernus, Demernus, Sazenus, Yemlihan, Meselina ve Mekselina çobanin da adi Keftetetyus ve köpegi de Kitmir adini tasiyormus.  Bunlarin hikayesini burada anlatamam ama bu hadisenin Lice ilçemizde cereyan ettigine yakinen inaniyorum. Mesela bu isimlerde Yemlihan, Meselalina, Mernus, Sazenus ve Kitmir isimleri Eshabül kehf’e isnad edilerek halk tarafindan hala yasatiliyor. Malumunuz yer, zaman ve kisiler vahiy ile irtibati olunca ayri bir deger kazaniyor. Mesela Peygamberler, Mekke, Medine ve Kuds ü serif gibi yerler ve Kadir gecesi gibi. Habibi Necar(Bir adam uzaktan kosar adimlarla geldi ve peygamberlere uyun dedi, Yasin suresinde ondan bahsediliyor ) Hz. Lokman’in peygamber olup olmadigi net degil ama yasantisi, çocuklarina olan nasihati Allah’in hosuna gitmis ve Allah onun dualariyla insanligi uyarmistir Kur’ani Kerimde lokman suresi adinda bir sure bile vardir.

Magara arkadaslari olarak anlatilan Eshabul Kehfin Dekyanus’un zulmüne karsi ölümü dahi göze alarak hakka kaçislari insanlik için bir ibret bir örnek olarak anlatilmistir. Bu degerlerimizi bilirsek 2+2=5 filmlerini birbirimize tavsiye etmemize gerek kalmaz bence. Hadisenin cereyan ettigi cografya önemlidir, bunu dogru tespit etmek de akademi dünyasinin boyun borcudur”

Merhum Prof. Dr. Kadri Yildirim

 “Melik Adil, Mardin Diyarbakir, Lice ve Hani bölgesinde tarihi eserlerin tadilatiyla ugrasmistir. Bu bölgelerde para bastirdigini biliyoruz. Kitabelerde geçen Melik Adil ismi çok önemli bir veri olarak magaranin Ashab-i Kehf tespiti bakimindan çok önemli”

ASHAB-I KEHF MAGARASININ HAKIKISI LICE'DEDIR

Dicle Üniversitesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Kadri Yildirim ise Ashab-i Kehf ve Lice Versiyonu konulu konusmasinda, Mersin'in Tarsus, Kahramanmaras'in Afsin ve Efes'te oldugu iddia edilen magaranin Lice ilçesinde oldugunu söyledi.

Lice ilçesindeki Ashab-i Kehf magarasindaki kitabede Melik Adil isminin geçtigini ve bu ismin Artuklu hükümdari oldugunu anlatan Yildirim, "Melik Adil, Mardin Diyarbakir, Lice ve Hani bölgesinde tarihi eserlerin tadilatiyla ugrasmistir. Bu bölgelerde para bastirdigini biliyoruz. Kitabelerde geçen Melik Adil ismi çok önemli bir veri olarak magaranin Ashab-i Kehf tespiti bakimindan çok önemli." seklinde konustu.

Ünlü tarihçi Abdulrezzak Semerkandi'nin 527 yil önce bir eserinde çok ilginç bir cümle kullandigini anlatan Yildirim, "Eserinde diyor ki; (Sultan Üveys, Lice'deki Ashab-i Kehf'e Bingöl üzerinden sefer düzenledi ve Mus Ovasi'na vardi). Dil biliminin bir kolu olan Ad bilimi üzerinde sekil vermek istiyorum. Bunlar ait oldugu yerlerin kaynaklarini sosyal ve siyasal önemli verilerini günümüze kadar getiren bilgilerdir. Ashab-i Kehf Dagi yüzyillardan beri yani keyfin yörede biliniyor. Liceli olan herkes çok iyi biliyor. Ne yazik ki tarihimizde bir isim degistirme furyasi yapildi. Dag ismini hiçbir tarihi özelligi yansitmayan Inceburun Daglari olarak degistirildi." bilgisini verdi.

"Ashab-i Kehf Magarasinin hakikisi Lice'dedir, taklitlerinden sakinin" diyen Yildirim, sunlari söyledi: "Kehf magaranin adi oldugu gibi daga adini veren olaydir. Ibni Abbas'in verdigi bilgiye göre dönemin adil ve inanmis hükümdari Ashab-i Kehf'in bir bayram haline getirmek için her yil bir kez bulundugu yerde kutlama yapilmasini emir vermistir. O günden itibaren halen devam bir uygulama olarak orada bütün Lice'nin köyleri ziyaretler düzenliyor." Dedi.

 

Diyarbakir HABERI




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —