Bütün bu faaliyetler insani incitmeden sürüp gidiyor.
Niçin?
Herhalde olup bitenleri düsünmeden yasasin diye degil
.
Günlük hayatin telasesinden birazcik da olsa basimizi kaldirip bizim için yaratildigi besbelli ve bize çalisan tabiata ibretli ve hikmetle bakabiliriz.
Her gün yiyip içiyoruz.
Helal olsun.
Ancak nimetlerin sahibini düsünmek ve Ona tesekkür etmek kaydiyla.
Her an sonsuz diyecegimiz sayida faaliyetler içindeyiz.. Sayisiz nimetler seni de beni de kusatmis.
Kim için?
Insan için.
Bir yerken bin düsünsün diye.
Senin yerine hayvan düsünecek degil ya.
Düsünmek özelligi sende var.
Ama çogu kere düsünmeyi kesiyorsun
isim çok diyorsun düsünmeye vaktim yok.
Dünya için yaratilmadik, kendimiz için de yaratilmadik,. ama Dünya bizim için yaratildi.
Neyi düsüneceksin?
Elbette önce kendini, sonra da kendin için yaratildigi belli olan Dünyayi ve kâinati
Onun bize söyledigi çok sey var çünkü,
Oku beni diyor.
Kitap gibi okumak gerek Onu.
Kendimizi de. Mesela fitratim sonsuzluk istiyor. Fani seylere razi olmuyor.
Dünyanin hem kendi hem de Günes etrafinda dönmesini düsün. Her iki hareket de farkli süratlerle devam ediyor. Otobüsün viraji hizli dönmesiyle midesi bulanan su aciz insan bu iki dehsetli faaliyete ragmen rahat ve endisesiz. Kili kipirdamadan sürdürüyor seyahatini.
Niçin?
Herhalde rahatça eglensin gafletini sürdürsün ve bu lütuflari inkar etsin diye degil.
Dünyada atmosfer de hatta Günes de kendi içinde birçok tabakalara ayrilmis her tabakada ayri ayri hareketler var. Kendi içimizdeki faaliyetlerden kat-i nazar gözümüze bir teleskop "takip" kainatin genis tabakalarina bakalim.
Gezegenler Günesin etrafinda devrediyorlar. Günes sistemi ayri bir hareket halinde belli bir hedefe dogru yol aliyor. Onun dahil oldugu Samanyolu da bir baska faaliyete sahne.
Bunlarin hepsiyle bizim alakamiz var.
Tabiattaki ve evrendeki bu iç içe faaliyetler insan bedeninde ayri bir sekilde kendini gösteriyor.
Kalb daima çalisiyor kan durmadan deveran ediyor hücreler araliksiz degisiyor.
Bütün bu faaliyetler insani incitmeden sürüp gidiyor.
Niçin?
Herhalde olup bitenleri düsünmeden yasasin diye degil.
Kainatta ve bedende araliksiz devam eden bu faaliyetlerin akseden yönü daimi düsünme.
Insan uyku hali dahil her zaman düsünür. O halde bütün mesele bir bakima tefekkürde merkezlesiyor.
Günes durmadan enerji üretiyor ki insan düsünsün.
Dünya usanmadan ara vermeden dönüyor ki insan düsünsün.
Neyi?
Herhalde sadece midesini ve sehvetini düsünsün diye degil
"Insanlar uykudadirlar ölünce uyanirlar." hadisi serifi ne kadar ibretli degil mi?
Ama önemli olan ölmeden evvel uyanmak.
Ölüm hususunda su hadisi serif ne ulvi bir ikazdir: Lezzetleri acilastiran ölümü çok zikrediniz.
Ileriyi düsünmemek hiçbir derde deva olmuyor. Göz kapamak hiçbir hakikati gizlemiyor. Imtihanlari unutmak ögrenciye geçici bir eglence firsati verebilir. Ama bu gafletin neticesi unutulmaz sikintilar çileler izdiraplar olur.
Sermayesini ölçüsüzce harcayan bir tüccar bir süre aldatici bir safa sürer. Ama bu safanin sonu çok aci olur.
Ileriyi düsünmemek gününü gün etmek insanlara yakisan bir hayat felsefesi olabilir mi?.
Degil.
Nereden gelip nereye gittigini ve ne maksatla dünyaya geldiginin farkinda olmayanlarin halini suna benzetebiliriz: Bahçedesiniz. Bir bir küçük ve çevik böcek gözünüze takiliyor.
Elinizi ona dogru yaklastiriyorsunuz. Böcek kendisine göre büyük bir süratle sizden kaçmaya basliyor.
Gidiyor ve mesela bir küçük tasin arkasina gizleniyor. Basinizi biraz uzatiyor onu seyre koyuluyorsunuz.
Soludugunu hisseder gibi oluyorsunuz. Derken bir baska böcek onun yanina variyor. Sizden kaçan böcegin digerine .
"Az önce büyük bir tehlike atlattim. Hemen kaçtim." Çok sükür kurtuldum. dedigini duyar gibi oluyorsunuz.
Bizim de kader karsisindaki durumumuz da bundan pek farkli olmasa gerek. Nereye gitsek neyin arkasina saklansak hangi eglence meclisine dalsak onu unutmak için nelerle oyalansak netice hiç mi hiç degismiyor.
Kaderimiz bizi takip ediyor. Kaderden atilan ok bizi buliyor. Ölüm melegi ruhumuzu kabzetmek için Rabbinden emir beklemekte.
O halde ölümden, ihtiyarliktan kaçmak mi akilliliktir yoksa ölümü sevmek ve ruhumuzu ölüm melegine lekesiz teslim etmek için gayret göstermek mi?
Degisik hayat telakkileriyle karsi ileriyi düsünmemek hiçbir derde deva degil.
Hakikatlara karsi göz kapamakla kendimizi kandirmis oluyoruz
Imtihanlari unutmak ögrenciye geçici bir eglence firsati verebilir. Ama bu gafletin neticesi unutulmaz sikintilar çileler izdiraplar olur.
Sermayesini ölçüsüzce harcayan bir tüccari düsünelim.
Bir süre aldatici bir safa sürecektir.
Ama bu safanin sonu çok aci olur.
Sözün kisasi;
Ileriyi düsünmemek gününü gün etmek insanlara yakisan bir hayat felsefesi olmasa gerek.