Ahmet BEREKET: Gurbetçi olarak tabir ettigimiz 3 çocuklu bir ailenin ortanca çocugu olarak Isviçre’de dünyaya gelmisim. Ilk orta ve lise tahsilimi Izmir’de tamamladim. Ardindan sirasiyla A.Ü isletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Bölümü Lisans, A.Ü Sos
KIMDIR Ahmet BEREKET?
Ahmet BEREKET: Gurbetçi olarak tabir ettigimiz 3 çocuklu bir ailenin ortanca çocugu olarak Isviçre’de dünyaya gelmisim. Ilk orta ve lise tahsilimi Izmir’de tamamladim. Ardindan sirasiyla A.Ü isletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Bölümü Lisans, A.Ü Sosyal Bilimler Fakültesi Ön Lisans, A.Ü Adalet Ön Lisans, A.Ü Spor Yönetimi Ön lisans bölümlerini bitirdim. Evli ve Allah bagislarsa Güntülü ve Nisa Vuslat isimli iki kiz babasiyim.
Çok küçük yaslarda baslayan spor yasantima 18 yasindayken açmis oldugum Çagri Spor Kulübü dernegi ile hem profesyonel anlamda spor hem de dernekçilik hayatinin içine girmis oldum.
Spor salonumuzda yetistirdigim birbirinden degerli sporcularimiz ile yerel, ulusal, uluslararasi alanda Avrupa sampiyonasi dahil ülkemize madalyalar kazandirdik. Benim de Milli takim antrenörlügü görevim 1997 yilinda Uluslararasi Turnuvada Taekwondo Milli takim antrenörü olarak görev alarak baslamis oldu.
Ardindan yillar içinde sayisiz uluslararasi turnuvada Büyükler kategorisinde 2 Avrupa, 2 Dünya Sampiyonasi, birçok Grant Prix maçinin da Milli takim Antrenörü olarak görev yaptim. Taekwondo bransi disinda Kick Boks bransimizin da resmi anlamda ülkemizde çalisilmaya basladigi tarihten bu yana Kick Boks bransinin da içinde yer alarak Milli hakem ve antrenör olarak görev yapmaktayim.
Bunlarin yani sira uzun yillar Çevik Kuvvet Sube Müdürlügü, Polis Meslek Yüksek Okulunda Taekwondo ve yakin savunma kurs hocaligi yaptim. Ayrica Spor kulübümüzdeki bas antrenörlük ve kulüp baskanligim disinda yine uzun yillardir Halk Egitimi Merkezi bünyesinde Taekwondo ve Kick boks bransinda usta egitici olarak görevime devam ediyorum. Antrenörlük seviyesi olarak son seviye olan 5. Kademe Teknik direktörlük belgesine sahibim. Yine Para olimpik bransinda Avrupa, Dünya olimpiyat gibi büyük organizasyonlarda görev yapmak için gerekli olan antrenörlük belgesinde sahibim.
SPORCU KARIYERINIZ ZIRVEDE IKEN NIÇIN SIYASET?
Bazen bu sorunun cevabini bende düsünmüyor degilim. Ancak aklima Sehit liderim Muhsin YAZICIOGLU ve onunla birlikte yol yürümenin verdigi onur, gurur geldiginde sorunun cevabi kendiliginden verilmis oluyor. MUHSIN YAZICIOGLU…
Rahmetli Yazicioglu'na gelelim. Bir müddet BBP Izmir teskilat baskani olarak vazife yaptiniz. Il baskani olarak görev getirilmeniz nasil oldu?
Sehit liderim Muhsin YAZICIOGLU’nun atamasi ile 2007 yilinda BBP Izmir il baskanligi görevine getirildim. Zaten o süreçte il baskan yardimcisi olarak yönetim içindeki görevim devam ediyordu.
Il baskanligi görevinin Muhsin baskanim tarafindan tarafima tebligde benim açimdan oldukça degisik olmustu.
2007 yilinda Milli takimdaki Almanya maçindaki Antrenörlük görevim dolayisiyla Ankara’da kamptaydik. Izmir’den çok sevdigim su an Ankara’da emeklilik hayatini yasayan Emniyet mensubu bir abim telefonla arayarak "birazdan gelip seni Muhsin baskanin yanina götürecegim, seni bekliyor" dediginde çok anlam verememistim. Muhsin Baskan beni neden, ne için çagirsin ki? Sevinç, Mutluluk ayni oranda merak, heyecan aklimda türlü sorular.
Üzerimdeki mili takim esofmanlari ile eski genel merkez binasina gittik. Makama çiktigimizda Cennet mekân bazi il baskanlari ile toplanti halindeydi. Özel kalem haber verip bizi içeri aldiginda Muhsin baskanim içeridekilere dönüp “Tanistirayim. Izmir Il baskanimiz” dedigi o ani ve benim yasadigim saskinligi ömrüm boyunca unutamam. Etrafima baktim "bana mi dediniz sayin genel baskanim?" dedigim de içeride kahkaha koptu. Ben hâlâ ne oldugunu tam olarak anlayamamistim, çünkü hem il baskanligi için yasim çok gençti, hem de Izmir her daim-BBP Için söylüyorum- sözüm ona Türk büyüklerinin ama is konusma elestiri olunca sesleri herkesten fazla çikan, partiye kuruslari nasip olmayan, ama sorsaniz çocuklarinin süt parasini partiye davaya harcamis Türk büyüklerinin hiç eksik olmadigi bir il.
Hiç beklemedigim ve çok hizlica gelisen bir durumdu bu ve Izmir gibi siyaseten çok zor ilin üstelikte Muhsin YAZICIOGLU’nun il baskani.
Tabi ki daha sonralari ögrendim ki Cennet Mekân Muhsin Baskanim Il ziyaretlerine geldiginde biz de sürekli olarak en yakininda olanlardan oldugumuz için takip etmeye baslamis ve kendi içinde bir degerlendirme yapmis, gerekli bilgi ve istihbarat bilgilerini güvendigi kisilerden de teyit ettirdikten sonra görevi bana teblig etmis.
Sükürler olsun ki 2007 yilinda bu durumda bu endiselerle aldigim il baskanligi görevimi 2013 yilinda istifa ettigim döneme kadar 8 yil araliksiz olarak devam ettirdim.
KIMDIR SIZE GÖRE MUHSIN YAZICIOGLU? SIZIN DÜNYANIZDAKI YERI NEDIR?
Bazilari için Muhsin YAZICIOGLU, BBP’nin kurucu genel baskani, Sivas Millet vekilidir. Ancak; gerçek manada dava adamlari için Muhsin YAZICIOGLU Türk -Islam cografyasinin sigortasi ve gelecegiydi. Benim içinde böyleydi. Ayrica yanindaki dava arkadaslari için Muhsin baskan sadece genel baskanimiz degil, yerine göre abimiz, yerine göre arkadasimiz, basimiz ne zaman sikissa telefonun ucundaki kurtaricimiz, yanimizdaki yikilamayan kalemizdi. Bizim iç dünyamizda öyle bir yere oturdu ki birçok arkadasimizin bende dahil telefon fon zil sesleri Muhsin Baskanin "Üsüyorum" siiri ile çalar, ekran koruyucularinda onun resmi vardir, evlerinin en güzel kösesini cennet mekânin resmi süsler. Dolayisiyla Muhsin baskanin bizim iç dünyamizdaki yeri kelimeler ile ifade edilmez.
TÜRKIYE'DEKI SIYASI ORTAMI VE SIYASETÇILERIN DURUMU SIZE GÖRE NEDIR? HANGI SAFHADADIRdadir?
Ben bu sorunun, Sosyologlara, Siyaset bilimcilere, Psikologlara da sorulup onlar tarafindan da incelenmesi gerek bir soru oldugunu düsünüyorum. Nedenine gelince, 80 öncesinin siyaset kutuplarinin bir durusu, bir ideolojisi, savunduklari fikirlerin dogru ya da yanlis bakis acisina göre degisen, gerektigi sekilde davranma, yasama, yasatma ideali vardi. Oysa günümüzde kim sagci, kim solcu, kim milliyetçi, kim Atatürkçü, kim dindar, kim laik, kim merkez parti, kim merkezin saginda kim solunda karismis durumda.
Özetle; At izi, it izine karismis geldigimiz noktada. Ne dedigimin daha iyi anlasila bilmesi için sadece bir örnek olmasi adina söylüyorum, kaldi ki bu örnekler farkli isimler ve partiler üzerinden çogaltilabilir.
Iran'in düzenledigi Islami uyanis konferansina Türkiye’den katilan siyasetçinin kim olduguna bir bakarsaniz ülkemizdeki Türkiye'deki siyasi ortami ve siyasetçilerin durumu sorunuz cevabi kendiliginden verilmis oluyor.
SIZCE BUGÜN RAHMETLININ KURDUGU PARTININ YÖNETIM KADROSU YAZICIOGLU’NUN TAVIZSIZ SIYASETINI DEVAM ETTIRDIGINI DÜSÜNÜYOR MUSUNUZ?
Hiçbir sekilde düsünmüyorum.
Düsünüyor olsam zaten içlerinde yanlarinda olurdum. Aslinda önemli olan benim yanlarinda olup olmamam mevzusu degil önemli olan Aile nerede duruyor? Yazicioglu’nun en yakinindaki dava arkadaslari su an nerede duruyor? Neden bugün mevcut genel baskanin, baskanlik divani yakin çalisma arkadaslari partide degildi yeni bir parti kurmak için yola çikmislar. Bunlara bir bakmak lazim. Ancak bir de gerçek var ki mevcut genel baskan BBP delegesinin oylari ile seçiliyor ve delege mevcuttan memnun. Diyebilirsiniz delegeyi kim seçiyor? kim belirliyor?
Mesela; Cennet mekanin oglu Furkan YAZICIOGLU neden delege yazilmadi, abisi Yusuf YAZICIOGLU neden kongre salonuna sokulmak istenmedi. Bunlar ayri tartisma konulari. Dedigim gibi resmiyette geçerli olan delegenin tercihi ve delege biz istesek de istemesekte kabul etsekte etmesekte mevcut genel baskani partinin basinda görmek istiyor. Gerçek olan maalesef bu.
BU CEVABINIZA BAGLANTILI OLARAK SORMAK ISTERIM. ÖYLEYSE SIZIN GIBI DÜSENENLERIN AYRI BIR PARTI KURMAK IÇIN YOLA ÇIKMALARI YA DA BASKA SIYASI PARTILERDE GÖREV ALMALARI DOGAL BIR SONUÇ MU?
Bu sorunun cevabinin da kisilere, hedef ve amaçlara göre degistigini düsünüyorum. Ben hiçbir yere gitmeden durus ve kimligimizi kaybetmeden sabirla beklenmesi taraftariyim. O yüzdende baska bir siyasi partide ya da kurulmak için yola çikilan partide degilim. Çünkü biliyor ve inaniyorum ki su anki mevcut genel baskan bu partinin ebedi sahibi degil.
BU PARTININ EBEDI SAHIBI BUu ESSIZ MILLET VE BU HAREKET...
Bu partinin ebedi sahibi bu essiz millet ve bu hareketM Sehit vermis, üstelikte liderini sehit vermis bir hareket. Bakin göreceksiniz, ilk seçimlerde mevcut genel baskan millet vekili sifatini kaybettigi gün “sular çekilince karincalar baliklari yer” misali zaten yanindakiler onu o koltukta oturtmayacak. Iste o zaman Partinin hafizasina sahip insanlarin Sehit liderle yol yürümüs dava arkadaslarinin yeniden bayragi alip dalgalandirma vakti gelecek. Sadece biraz sabir. Unutmayalim ki “vaktinden önce çiçek açmaz”. Açsa da kurur. Tabi ben bunlari söylerken de farkli siyasi partilere katilan ya da yeni olusum içinde yer alacak olan bize danisan arkadaslarima hep sunu söyledim. Kalbinizin sesini dinleyin. Gidecek oldugunuz yerde fikir ve durusunuzu bozmadan siyaset yapma imkani görüyorsaniz Allah yolunuzu açik etsin. Amaç Millet hizmetse hizmet her yer ve ortamda yapilir. Yeter ki durusunuzu bozmayin. Ancak kendi adima tekrar söylemek isterim ki ben yerimdeyim ve arkadaslarimiz ile birlikte kurmus oldugumuz “AKSAÇLILAR” derneginde ideallerimiz dogrultusunda çalismalarimiza devam ediyoruz.
Birazda rahmetlinin Sehit oldugu güne ve sonrasindaki sürece deginelim. Yillardir faili meçhul olarak raflarda bekleyen bu ölüm olayinda fetö'ün ne kadar içinde oldugunu söyleyebiliriz.
Evet. Asil bizi ilgilendiren temel soru bu. Fetö bu isin neresinde diye sordunuz. 2009’dan bu yana bas bas bagiriyorum. FETÖ bu isin tam merkezinde diye. 2016 hain darbe girisiminden bu yana da her platformda bas bas bagiriyorum. “DARBEYI GERÇEK MANADA ÇÖZMEK ISTEYEN ÖNCE 2009 YAZICIOGLU SUIKASTINI ÇÖZECEK” diye.
Bu olay millet vicdaninda asla faili meçhul degildir. Adi bellidir. Adi “SUIKAST “tir. Muhsin YAZICIOGLU Sehit edilmistir.
Iktidarda güçlü bir hükümet ve ortagi milliyetçi bir parti var. Niçin güçlü olduklari halde hâlâ bu faili meçhul cinayet aydinlatilmiyor.
Tekrar ediyorum bu olay asla Faili meçhul bir olay degildir. Bu olay FETÖ terör örgütünün masa olarak kullanilarak iç ve dis güçlerin yapmis oldugu bir suikasttir.
Aynen farkli örgütlerin beklide yine FETÖ nün yillar içerisinde Esref Bitlis pasaya, Ugur Mumcuya, Bahriye Üçok’a, Ahmet Taner Kislaliya, Vali Recep Yazicioglu’na, Mahmut Esat Cosan hocaya ve isimlerini arttirarak çogalta bilecegimiz sevelim ya da sevmeyelim sagci ya da solcu bu Vatanin evlatlarina yapildigi gibi.
Liderimizi ile ilgili olarak da Hükümet yetkilileri o dönemde o kadar iddiali o kadar bizleri rencide edici açiklamalar yaptilar ki hatirlayalim; “Kazadan kaza çikarmayin" diyeninden tutunda "bu olay kazadan ibaret, altinda baska seyler aramayin, kapatin" diyenine, daha neler neler. Simdi dönüp de millete ne diyecekler. Bizi burada da mi kandirdilar diyecekler.
Evet, Millet vekili arkadasimizi bize her daim destek olan yapici elestirileri ile yol gösteren bizi birçok kazadan beladan korumus olan arkadasimizi Sehit etmisler ama biz neredeyse "13 yildir hiçbir sey yapamadik özür dileriz" mi diyecekler.
Her kim ki gerçek manada hem iç hem dis destekçileriyle YAZICIOGLU ve arkadaslarimizi Sehit edenleri ögrenmek isterse “ALPERENLERIN” iktidari beklemek zorunda.
Avrupa Birligi Reis için neyi ifade ediyordu?
Avrupa Birligi'ne her zaman bir hayal tüneli olarak bakti Cennet mekân Muhsin Baskanim. Biz de öyle bakiyoruz. Hangi Avrupa? hangi Avrupa birligi? Liderimizin bir hayali vardi kendisinin de ifade ettigi gibi
“Adriyatik’ten Çin seddine kadar kaynasmis güçlü bir Türk Dünyasi” hayali. Insallah bu hayal bizlerinde hayali ve bir gün mutlak gerçeklesecek.
Reis bugün hayatta olsa idi sizce meclisteki durum nasil olurdu.
Sorunuza daha net cevap olmasi adina iki sözü hatirlatmak isterim. Biri sehit liderim Muhsin Yazicioglu’nun “Benim Olmadigim Mecliste Özerklik Konusulur” sözü. Digeri de CHP Bir önceki genel baskani Deniz BAYKAL’in “Yazicioglu’nun Ölümüyle Meclis Sigortasini Kaybetti” sözü.
Bu sözleri hatirlattiktan sonra meclis nasil olurdu sorunuza cevap vermem gerekirse su anki mevcut baskanlik sisteminde meclisin ne kadar yetkisi var bu tartisilmali ve asil soru YAZICIOGLU yasasaydi acaba bu günkü baskanlik sistemi olur muydu? Sayet Muhsin baskan yasasaydi bu mevcut yapisiyla baskanlik sisteminin olmayacagina emin olabilirsiniz.
Yillardir sizi tanir ve takip ederiz. Sorulan sorulara pek çogumuzun alisik olmadigi sekilde bazilarini ciddi anlamda rahatsiz edecek cevaplar veriyorsunuz. Birçok kereler tehdit aldiginizi da biliyoruz. Güvendiginiz birilerimi var? Hiç korkmuyormusunuz? Son olarak vermek istediginiz mesajlar nedir?
Simdi bakin. Kendimizi Muhsin Yazicioglu’nun dava arkadasi olarak tanitacagiz sonrada kalkip sadece birilerini rahatsiz ediyoruz diye sorulan sorulara farkli cevaplar verecegiz.
Muhsin Yazicioglu neden Sehit edildi? Muhsin Yazicioglu yataginda uyurken mi vefat etti? Geçirdigi sözde trafik kazasi sayisi neredeyse 20 ye yakin. Sonunda karada basaramadiklarini havada basardilar. Dolayisiyla bize de yakisan inandigimiz dogrulari Allah'tan baska kimseden korkmadan nefesimiz yettigince konusabilmek. Elbette güvendigim birileri var. Önce ALLAH var. Sonra Millet Var. Baska birilerine güvenmeye ihtiyaç varmi? Ayrica insani ölümden eceli korurmus. Vakti zamani gelmeden alacak oldugumuz nefes bitmeden kimseye bir sey olmaz. Olan sadece sebeptir, vesilesidir. Elbette kendimize göre tedbirimizi aliyoruz. Defalarca kereler gerek il baskanligim döneminde gerekse sonrasinda hatta daha geçtigimiz hafta kurmus oldugumuz “AKSAÇLILAR” dernegimiz ve faaliyetlerimizle ilgili rahatsizlik duyan kesimler tarafindan çesitli mesajlar ulasti tarafimiza. Gülüp geçiyorum tabi. Demek ki dogru yoldayiz Elhamdülillah.
Biz her zaman dedigimiz gibi son nefes, son nefer, son damla kana kadar inandigimiz yolda mücadelemize devam edecegiz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.