Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki ilaç kartellerinin beslemesi DSÖ Terör Örgütü, GlobalReset lobisi, CoVID’den sonra TransHumanizm ve “Nesnelerarasi Iletisim” komplosu ile NeuraLink senaryosuna destek vererek, Escinselligi hastalik olarak tanimlamaktan vazgeçti ve 1 Agustos 2014'de yürürlüge giren Istanbul Sözlesmesi ve CEDAW ile legalize edilen “Toplumsal Cinsiyet”i tanima karari aldi.
Bu karari ile DSÖ LGBT’yi mesrulastirirken, “Toplumsal cinsiyet”i adaleti/esitligi maskesiyle mesrulastirma karari ile “Biyolojik Cinsiyet”i reddetmis oluyor. Din, ahlak ve gelenekten bagimsiz bir sekilde BIREY’i “GENDER” olarak taniyan DSÖ, kadinin kadinla, erkegin erkekle beraberligini özgür bireylerin gönüllü birlikteligi olarak AILE’nin yerine ikame etmek isteyen pedefolik ve ensest sapkinlarin yaninda yer alirken “Öjenik hareket” ve “yeni Maltusçu lobi”nin dünya nüfusunu kontrol altina alarak azaltmak isteyen çevrelerin safinda yer almis oluyor.
Bu dine, ahlaka, aileye, insanliga karsi açilmis bir savastir. Bu bir tererözm faaliyetidir ayni zamanda bu bir insanlik suçudur.
DSÖ AILE YANINDA, AKRABALIK, KOMSULUK BAGLARINI DA KOPARTMAKTADIR.
CoVID’le birlikte zaten ekonomi ve egitim bitirilmis toplum FONDAS Medyanin algi operasyonu terörüyle ölüm korkusu ile yargisiz bir infazla ev hapsine mahkum edilmisti.
DSÖ bugün Global çetenin ve onlarin tetikçiligini üslenen sermaye grublarinin oyuncagi olmustur. Sahip olduklari ekonomik güçle sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, STK ve Mediayi fonlamaktadirlar.
DSÖ sponsorlarindan GlaxoSmithKline dopamin ilaci escinsel ve bagimlilik yaptigi için 200 bin Euro tazminata mahkum olmustur...
Japon yetkililer ilaçlarindaki 3200’e yakin yan etkiyi bildirmedigi için DSÖ sponsoru Novartis’e sorusturma açmistir. Onsekiz yasindan küçüklere anti-depresan ilaçlari reklam ile tesvik ettigi için GSK ilaç sirketi 3 milyar dolar tazminata mahkum edildi. DSÖ sponsorlarindan BILL GATE nelerin pesinde oldugu dünyanin malumu.
DSÖ daha önce SARS, MERS, Kus ve Domuz Gribinde oldugu gibi ihanetlerine devam etmektedir. PCR’nin bir yalan oldugu artik ortaya çikti. Maske bir korku politikasinin araci olarak kullanildi. Dünyada daha az oksijen alarak daha saglikli olan tek bir canli türü yoktur. DSÖ ilaç sektörünün pazarlama sirketi gibi faaliyet göstermektedir.
IMF nasil hedef ülkelerin ekonomisini yoketmeye çalisan bir “Finansal Tetikçi örgüt” ise DSÖ de insan sagligini hedef alan birsuç örgütüdür. DSÖ terör örgütünü beslemek mankurtlasmaktir tecavüzcüsüne asikliktir.
DSÖ'nün dayattigi ASI olmayanlara karsi yapilan bürokratik oligarsi ve medya düsmanligi Türk ceza kanununa göre suçtur. TCK216 halki kin/düsmanliga tahrik, IFTIRA TCK267, hakaret TCK125, nefret TCK122, suçlarin basin yoluyla islenmesi TCK218, düsünce hürriyetini engelleme TCK115, birden fazla kisiye karsi islenen suçlar TCK 43, insanlik suçu 77, Casusluk TCK 328, Suçörgütü TCK 220, Tehdit 215, ÖL TCK 81
HALKI KIN NEFRET DÜSMANLIK SUÇU ISLENMEKTEDIR, bagimsiz savcilari vazifeye davet ediyoruz!
Bu anlamda IMF raporlarini bilim adina bize dayatan birileri gibi bugün de DSÖ talimatlarini topluma dayatan Bill’in adamlari (!?) bu ülkede korku pompalayarak 11 hafta cuma yasagi uyguladilar. Allah'in kanunlarina uymayanlar DSÖ terör örgütü emrine uydular...
Ayni günlerde sinirin öte tarafinda Suriye'de Türkiye’nin kontrolündeki bölgede maske, mesafe, ilaç, asi ve hastalik da yoktu, hem de sosyal, çevresel, ekonomik sartlar çok olumsuz olmasina ragmen.
Hukuksuz, kanunsuz bir sekilde “ibadet hürriyeti”, “seyahat hürriyeti”, “nefes alma hürriyeti”, hatta “yasama hürriyeti”mize kasdedildi. Bu suçtur ve bu suçu isleyenler günü geldiginde “sandik”ta ve ayni sekilde yasama, yargi ve yürütme nezdinde ve din gününde, her insan gibi, yaptiklarinin ve yapmalari gerekeni yapmamalarinin hesabini vereceklerdir.
Hukuksuz kanunsuz yönetmelikler ile yasalar by-pass edilerek milletin iradesi TBMM devre disi birakildi.
Milletin ve TBMM nin iradesi ile DSÖ nün ipotegi altinda sürdürülmekte olan bu “küresel savas”a elbirligi ile “dur” demeliyiz.
Türkiye'de bugün 111 siyasi parti var! Bu yanlislara karsi duran bir muhalefetin olmamasi düsündürücüdür. Yoksa bugün aktif edilmeye baslanan StarLink ve 5G’lerle Neuralink ve TransHumaniz’m yöntemleri ile “telegram” MK ULTRA yöntemi ile zihinlerimiz kontrol mü ediliyor? Yoksa FON’LANMAYAN kimse kalmadi mi?
Biz aslinda DSÖ, CoVID komplosu, Starlink ve 5G’ye karsi ülkenin en büyük gücüyüz. Bizim gücümüz asi olmayan, asiyi reddedenlerle sinirli degildir. Kimi esnaf DSÖ lobisinin baski, tehditlerinin yasa ve bürokrasi gücü ile uygulanmasindan bizar olduklari için mecburen maske takiyor ve asi oluyorlar. Kimi memur, kimi büyük isletme ve avm’ler mecburen o sekilde davraniyorlar.
Ikna olarak gönüllü asi ve maske takanlar %25’i bulmaz. %20’si, Partisi, kanaat önderi yönlendirmesi, Media propogandasi, akademi, toplumsal baski ile bu ise razi olmus, içlerinde süphe tasiyan kisiler. %50 den fazla kisi kendi iradesi disinda, mecburiyetten, isçi, memur, asker, ögrenci, çalisanlar yaninda yurt disina gidip gelenler kendilerini çaresiz hissettikleri için asi oluyorlar.
Maske takanlara bakin, iki maske üstüste takanlar buna inanmis olanlar. Burunu kaplayacak sekilde maske takanlar ikna edilmis ve daha çok mecbur birakilmis olanlar. Burnu disarida kalanlar, takmak istemedikleri halde kerhen takanlar. Çenesinde tutanlar öfke ile takanlar. Koluna takanlar, bu ise inanmadiklari halde, mecbur kalirsa, polis sorarsa, bela savmak için maskesini yaninda tasiyanlardan olusuyor.
Siddeti körüklüyor!..
Belki bir fikra ile konuyu su sekilde tanimlayabiliriz. Aç kalan aslan bir les yemis. Yanindaki yardimci hayvanlardan biri “Çok pis kokuyorsunuz kralim” demis. Aslan “bana nasil pis kokuyorsun dersin” demis ve onu bir pençe ile firlatmis. Baska bir yardimcisi çagirmis, olanlara gören müsavir, arkadasinin basina gelenleri gördügü için “Aman efendim, mis gibi kokuyorsun, o zaten yalanci biriydi. Harika kokuyorsunuz” demis. Fakat Aslan onu da bir pençe darbesi ile yanindan firlatmis. Bir yandan da homurdaniyormus: “Ahlaksiz, methedecegim diye yalan söylüyor.” Bu sirada Tiki oradan geçiyormus. O da yasananlari görmüs. Aslan onu çagirmis ve ona da “Nasil kokuyorum” demis. Tilki korkmus. Birkaç kez öksürmüs. Sanirim CoVID oldum, burnum iyi koku almiyor, dilim de tat almiyor” derken, Tilki oradan uzaklasmis. Saniyoruz, basta Bill’in adamlarinin, siyasetçilerin, partilerin, stk’larin, media’nin, akademisyenlerin, bürokrasinin de burnu iyi koku almiyor. Galiba sorun krala gerçegi kimin nasil söyleyeceginde kilitlenmis durumda.
Yöneticilerden Ömer bekleyenler EbuZer olarak "güzel söz"'le uyarmali
Global çetenin yeni emperyalist planlarina karsi direnisin adresi bugün Satanistlerin ve Pedefoli çetelerin fonladigi DSÖ ve FDA komplosuna karsi durmak noktasi olmalidir.
Sag-sol degil Zulüm ve Adalet cephesinde herkes yerini almak zorundadir. “Medeniyet denilen maskara mahluk”a karsi herkes yerini yeniden gözden geçirmek zorunda. Birileri ayni ülkenin çocuklarinin kanlari ve gözyaslari üzerine kendilerine iktidar ve servet üretme hayalleri kuruyor. Buna izin vermemeliyiz.
Sonuçta “Tefrika girmeden bir millete düsman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez”
Bu “yalan rüzgari”na karsi, dünyanin bütün erdemli insanlarini “HILFIL FUDUL” anlayisi ile haksizliklara karsi elbirligine çagiriyoruz.
Çünkü birbirimize karsi kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacagimiz tek bir zafer var! IMF'yi kovduk simdi de Milli Güvenligimizi tehdit eden DSÖ Dünya Saglik ÖRGÜT'ü Türkiye'den Defol demeliyiz!.
Namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmali. GRID/AIDS virüs hastaliklarini yayan tek devlet/tek bayrak olan Gökkusagi/ LGBTIQP TCE maskeli sapkin STK'lar kapatilmali mal varliklarina el konulmali. Içki sigara yasaklanmali!
NefesPlatformu; Dünya Aile Birligi, Dünya Çocuk Haklari Birligi, GELECEK, Türkiye Aile Birligi, Türkiye Aile Meclisi, Türkiye STK Birligi, Türkistan Birligi, NefesPlatformu, AdaletPlatformu, FITEM, IYILIK insan Haklari Birligi, Elbirligi,
OrtakAkil Platformu, Saglik GidaGüvenligi Hareketi, 5GVirusNews, AYMD, ASI Yaptirmaya Mecbur Degilim Hareketi