Degerli Arkadaslar, pet sise, kaplarin, ambalajlarin zararlarini anlatan yazilari aktarmaya devam edecegiz.
Bir gün önce yayinladigimiz yaziya yorum yazan degerli kardesimiz Seniha Özdil (INSANGÜZELI) "CAM SAGLIGI- CAN SAGLIGI" sözünü yazmisti. Bizlerde bu güzel sözü yazi basligina ekledik. Seniha kardesimize tesekkür ederiz.
Avustralya’nin pek çok bölgesinde plastik sise sularinin satisini yasakladi. Neden yasaklandigini merak ediyorsaniz, iste pet siselerin içinde bizi bekleyen tehlikeler…
Havalarin isinmasiyla suya olan ihtiyacimiz daha da artiyor. Daha çok susamaya baslayacagiz. Yanimizda su tasimak da günlük aliskanliklarimizdan biri haline gelecek. Çantamiza atacagimiz su elbette bir pet sisenin içinde olacak. Pet siseler o kadar zararli ki… Çantaniza onu atmadan önce bir kez daha düsünün, mümkünse ona veda edin. Havalari isinmasi pet siselerin zararini da artiriyor.
KALP HASTALIGI - DIYABET RISKI
Yapilan arastirmalar da gösteriyor ki pet sise içerisindeki sivi tüketiminin verdigi zararlarin, yillar sonra bile karsimiza çikabileceginin sinyallerini veriyor. Ilk basta kalp rahatsizliklari olmak üzere, kadinlarda pek çok rahatsizligi tetikledigi belirlenmistir.
Harvard Üniversitesi School of Public Health arastirmacilarinin ögrenciler üzerinde yaptiklari inceleme ve arastirmalardan korkunç sonuçlar elde ettiler. Bu arastirmada; bir hafta boyunca plastik siselerden su içen ögrencilerin idrarlarindaki incelemede BPA maddesinin yüzde 69 arttigi görüldü. BPA maddesi, disilik hormonu östrojene benzeyen bir madde. Bu madde büyüme bozukluklarina, dogumsal kusurlara, kalp hastaliklari ile diyabet riski artisina sebep oluyor.
Avustralya’nin pek çok bölgesinde plastik sise sularinin satisini yasakladi. Neden yasaklandigini merak ediyorsaniz, iste pet siselerin içinde bizi bekleyen tehlikeler…
PLASTIK SISELERI GÜNESTE BIRAKMAYIN.
Özellikle sicak su, buhar ve içecekle temas eden plastik bardak, plastik karistiricilar, plastik biberonlarin kullanimlari engellenmeli ve kisitlanmalidir. Plastik bardak ve biberonlara konulan ve sicakligi 70–90 olabilen sicak sivilar kanser yapan maddeleri içermektedir.
Her üç plastik sise suyundan birinde sentetik organik kimyasallar ve bakteriler bulundugunu açiklayan New York merkezli Dogal Kaynaklari Koruma Konseyi (NRDF), pet siseler yerine insanlarin daha güvenli ve ucuz içme suyuna sahip olabileceklerini belirtti.
Küresel içecek endüstrisinin en hizli büyüyen sektörü olan plastik sise suyu hem sagliga hem çevreye yönelik yüksek riskler içeriyor. NRDC’nin yaptigi arastirmada her üç sudan birinde sentetik, organik kimyasallar ve bakteriler tespit edildi. Plastik siselerin içindeki sular özellikle çocuklari etkiliyor; sularin içindeki zehirli toksinlerin kalp, seker ve kanser hastaliklarina neden olabilecegini vurguluyor.
Hafiflik, dayaniklilik ve ucuzlugu ile bir anda hayatimizin vazgeçilmezi haline gelen pet siseler hakkinda Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Arastirma Merkezi (DÜBTAM) Müdürü Prof. Dr. Hamdi Temel ile doktora ögrencisi uzman Mustafa Abdullah Yilmaz tarafindan da bir çalisma yürütüldü.
PET SISELERIN IÇINDEKI 5 ÇESIT KIMYASAL.
Arastirmada, plastiklerin temas ettigi gida ve içme suyuna ‘Chimassorb 81, Oleamide ve Irgafos 168' isimli plastik katki maddelerinin geçtigi belirlendi. 8 gün günes isiginda bekletilen pet siselerde ise antioxidant 2246 ve Butylated Hydroxytoluene (BHT) maddeleri tespit edildi. Söz konusu kimyasallarin uzun vadede iç organlara ciddi zararlar verebilecegini söyleyen Prof. Dr. Hamdi Temel, “BHT maddesi kan, karaciger, merkezi sinir sistemi için toksik olabiliyor. Bu maddeye uzun süreli maruz kalma durumlarinda hedef organlarda hasarlar meydana gelebiliyor” dedi.
Prof. Dr. Hamdi Temel, her gün kullanilan bu sulardan geçen polimer katkilarin vücuda dahil olmalarinin ciddi saglik sorunlarina yol açtigini söyledi. Süper marketten alinan bir pet sisede ölçümleri yaptiklarini ifade eden Temel, “Chimassorb 81, Oleamide, Irgafos 168, kimyasal maddelerini burada gördük. Daha sonra acaba günes isinlarina maruz kalan pet siselerde yaptigimiz incelemede ise bu üç kimyasal maddenin yaninda Antioxidant 2246 ve Butylated Hydroxytoluene maddelerini de rastladik” diye konustu.
Bu tip kimyasal maddelere ömür boyu maruz kalinacagindan ötürü iç organlarin ciddi manada zarar görecegini dile getiren Temel, “Biz bu katki maddelerini vücudumuzda depolamaya baslayacagiz ve bunlar belli bir oranda vücutta birikecek. Bunlar kimyasal katki maddeleri oldugu için hücrelere çok büyük zarar verecektir. Chimassorb 81 böbreklerde ve akcigerlerde çok büyük bir tahrip yapiyor. Butylated Hydroxytoluene böbreklere, akcigerlere ve solunum sistemlerine çok büyük zarar veren maddeler. Chimassorb 81 fazla oldugunda bunu yüzünüzü yikamada kullandiginizda yüzünüzün kurudugunu, gözlerinizin yasardigini hissedersiniz” dedi.
PET YERINE CAM KAPLAR
Pet siseler yerine cam ürünleri ve testileri tavsiye ettiklerini dile getiren Temel, söyle devam etti: “Biz cam veya eskiden kullanilan toprak kaplari, testileri tavsiye ediyoruz. Günes isinlarina direkt maruz kalan pet siseleri kullanmalarini tavsiye etmiyoruz. Buz içinde olan pet siseleri de tavsiye etmiyoruz. Küçük pet siseleri kullanmasinlar. Su azaldikça hacim küçüldükçe kimyasallarin orani artacaktir ve biz bu kimyasallara daha fazla maruz kalacagiz. Ama hacim büyüdükçe seyrelme artacak. O kimyasallarin seyrelmesi de artacak ve vücuda zarari daha az olacak”
Türk Kanser Arastirma ve Savas Kurumu Dernegi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Suayib Yalçin ise pet sisedeki suyun kansere neden olduguna dair kanitlanmis bir verinin olmadigini söyledi. Pet siseden önce sigara, ve alkolden uzak durulmasi gerektigini ifade eden Yalçin, "Pet sisenin kanser yapan bir etkisi olsaydi pet sise kullanan ülkelerde mide, yemek borusu ve mesane kanseri oranlarinin artmis olmasi gerekirdi. Pet sisenin kansere neden oldugunu söylemek dogru degil. Pet siseler uygun sekilde üretilmeli ve üretim süreçleri denetlenmeli. Tekrar tekrar kullanmaktan da kaçinilmali" dedi.
Topuz: "60 kez kullanilmasi gereken damacanalar bin kez kullaniliyor"
Kanser hakkinda çalismalariyla bilinen Prof. Dr. Erkan Topuz ise meslektasiyla ayni fikirde degil. Güneste duran pet siselerin kanser riskini arttirdigini söyleyen Topuz, "Eve damacanayla alinan su hemen cam bosaltilmali. Günlerce bekletmek dogru degil. Pet siseler kesinlikle güneste durmamali. Aksi taktirde plastikteki maddeler suya geçiyor. Ekonomik nedenlerle bunlar plastikten yapiliyor, ama en sagliklisi cam" ifadelerini kullandi.
60 kez kullanilmasi gereken damacalarin neredeyse bin kez kullanildigini belirten Topuz, Yerel yönetimlerin bunu denetlemesi gerektiginden bahsetti.