Elazig Is Kadinlari Dernegi Yönetim Kurulu Baskani ve Halk Sagligi Uzmani Prof. Dr. Yasemin Açik, 11 Ekim Dünya Kiz Çocuklari Günü dolayisiyla yaptigi açiklama
Elazig Is Kadinlari Dernegi Yönetim Kurulu Baskani ve Halk Sagligi Uzmani Prof. Dr. Yasemin Açik, 11 Ekim Dünya Kiz Çocuklari Günü dolayisiyla yaptigi açiklamada, kiz çocuklarinin toplumsal cinsiyet esitsizligi ile küçük yaslardan itibaren tanismaya basladigini söyledi. Türkiye’nin çocuk evliliklerinde Avrupa’nin ilk sirasinda yer aldigini hatirlatan Açik, “Birinci olmamiz gereken yer erken yasta evlilik degil egitim olmalidir” dedi.
Birlesmis Milletler (BM) Nüfus Fonu’nun geçen yil yayimladigi Dünya Nüfus Raporu’na göre her yil 12 milyon kiz çocugu 18 yasina basmadan evlendiriliyor. 18 yasindan önce evlenen her 10 çocuktan 9’u da kiz çocugu. BM ve UNICEF’in 2018 yilinda yayimladigi bir baska rapor ise dünya genelinde 131 milyon kiz çocugunun okula gidemedigini gösteriyor. Elazig Is Kadinlari Dernegi (ELIKAD) Yönetim Kurulu Baskani ve Halk Sagligi Uzmani Prof. Dr. Yasemin Açik, Dünya Kiz Çocuklari Günü dolayisiyla yaptigi açiklamada kiz çocuklarinin yasadigi zorluklara dikkat çekti. Kiz çocuklarinin cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldigi esitsizlik konusundaki farkindaligin artirilmasi amaciyla Birlesmis Milletler tarafindan alinan kararla 2012 yilindan itibaren her 11 Ekim’in Dünya Kiz Çocuklari Günü olarak kutlandigini ifade eden Açik, bu özel günün Kanada ve Peru ile birlikte Türkiye’nin girisimleriyle ilan edildigini de hatirlatti.
Prof. Dr. Yasemin Açik: “ Erken yasta evlilik saglik sorunlari ve siddeti beraberinde getiriyor”
Kiz çocuklarinin toplumsal cinsiyet esitsizligi ile küçük yaslardan itibaren tanismaya basladigina dikkat çeken Prof. Dr. Yasemin Açik, “Kiz çocuklarina yönelik negatif ayrimcilik maalesef bu çagda bile en büyük sorunlarimizdan biri. Kiz çocuklari dünyanin her yerinde, özellikle de gelismemis bölgelerde egitimin yarida kesilmesi, erken yasta evliligin yol açtigi saglik sorunlari ve siddetle basa çikmak zorunda kaliyor. Ülkemizde de geçmis yillara nazaran bir gelisme kaydedilmis olsa da Acibadem Üniversitesi Suç ve Siddetle Mücadele Uygulama ve Arastirma Merkezi ile IMDAT Dernegi tarafindan hazirlanan 2020 Yili Türkiye Çocuk Evlilikleri Raporu’na göre 2020 yilinda 18 yasindan küçük, 13 bin 14 kiz çocugu evlendirildi. Kiz çocuk evliliklerinin toplam evlenmeler içindeki orani yüzde 2,7; ayni yas grubunda olan erkek çocuklarinda ise bu oran yüzde 0,1. Çocuk evliliklerinde Avrupa’da ilk siradayiz. Üstelik bu istatistikler 16-17 yas grubunu kapsiyor. Daha küçük yaslarda olan kiz çocuklarinin da evlendirildigini, çocuk yasta anne olduklarini biliyoruz. Kiz çocuklari ile ilgili bir alanda birinci olacaksak bu erken yasta evlilik degil egitim olmalidir” dedi.
“Okullasma oranini yüzde 100’e ulastirincaya kadar egitim seferberligi ilan etmeliyiz”
Çocuk evliliklerinin en çok oldugu ilk on sehrin dokuzunun Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde oldugunu söyleyen Prof. Dr. Açik söyle devam etti; “Ailelerde egitim seviyesinin daha düsük oldugu, egitim olanaklarinin daha kisitli oldugu bölgelerde erken yasta evlilikler daha fazla yasaniyor. Diger taraftan 2012-2013 egitim ögretim yilinda yüzde 98,9 olan kiz çocuklarinin okullasma oraninin, 2019-2020 egitim ögretim yilinda yüzde 93,5’e düsmesi de kiz çocuklari adina endise verici bir durum. Kiz çocuklarinin okullasma oranini anaokulundan ortaögretimin sonuna kadar her kademede yüzde 100’e ulastirincaya kadar egitim seferberligi ilan etmeliyiz.”
Mevsimlik isçilerin çocuklarinin okula geç basladiklarini da hatirlatan Açik, “Bu çocuklar okul siralarinda olmalari gereken zamanda sabahtan aksama kadar zor kosullarda aileleri ile birlikte çalisiyor. Üstelik pandemi ile birlikte bu çocuklarin üzerindeki yük daha da artti. Mevsimlik isçilerin çocuklarinin okuldan mahrum kalmamasi ve bunun için gerektigi takdirde ailelere tesvik verilmesi kiz çocuklarinin hayatinda olumlu izler birakacaktir” diye konustu.
“Ebeveynler çocuklari arasinda ayrim yapmamali”
Saglikli bir toplum yapisinin toplumsal cinsiyet esitligi ile saglanabileceginin altini çizen Prof. Dr. Yasemin Açik, bu alandaki farkindaligin ilk olarak ailede kazanildigini söyledi. Ailelerin kiz ve erkek çocuklari arasinda ayrimcilik yapmasinin çocuklar üzerinde biraktigi olumsuz etkilere deginen Prof. Dr. Yasemin Açik, “Çocuklar arasinda ayrimcilik yapmak, kardeslerin birbirine karsi saldirgan bir tutum takinmalarina, negatif ayrimcilik hisseden çocugun içine kapanmasina, sevgisizlik hissetmesine neden oluyor. Kendini üstün gören çocuk yalnizca kardesine degil karsi cinsten arkadaslarina karsi da hirçin davranislarda bulunabiliyor, onlari küçük görebiliyor. Bu nedenle ailelerin erken yaslardan itibaren cinsiyet esitligi olgusunu çok net bir sekilde çocuklarina ögretmeleri gerekiyor. Bunu yaparken de ebeveynlerin bu durumu içsellestirmeleri, kendi yasamlarinda uygulamalari, çocuklarina iyi birer örnek ve rol model olmalari gerekir” dedi.
“Multidisipliner bir yaklasima ihtiyacimiz var”
Dünya genelindeki ilgili verilerin, günümüzde insanligin yarisinin sistematik biçimde geri birakildigini, kiz çocuklarinin ayrimcilik ve esitsizlige maruz kaldiklarini gösterdigini vurgulayan Açik, sözlerini söyle tamamladi; “Sürdürülebilir kalkinma ve güçlü toplum ancak kiz çocuklarinin güçlenmesi ve toplumun tüm alanlarinda yer almalari ile olusur. Kiz çocuklarinin egitim, spor, sanat ve bilim gibi alanlarda kendilerini gelistirmeleri, gelecegin güçlü ve etkin kadinlari olmalari, toplumsal cinsiyet ve firsat esitliginin saglanabilmesi için is dünyasinin, sivil toplum örgütlerinin ve karar koyucularin multidisipliner bir yaklasimla emek vermesine ihtiyaç vardir.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.