Sorunlar ahlâk ve mâneviyat siariyla çözülür

Sorunlar ahlâk ve mâneviyat siariyla çözülür

Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Egitimci Yazar Yunus Emre Altuntas 20. Milli Egitim Sûrasini ve Bakani degerlendirdi.

Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Egitimci Yazar Yunus Emre Altuntas 20. Milli Egitim Sûrasini ve Bakani degerlendirdi.    

"Yapilan sûra memleket bastanbasa yanginlarla ugrasirken atesi nasil söndürürüz konusunu ele almak yerine kargo ve lojistik konularini ele alan bir çalistaya benzetilebilir." ifadelerini kullanan Altuntas   

"Sayin Bakan ilk andan itibaren ne yaptigini bilen, alana hâkim ve pratik bir kisilik izlenimi birakmaya çalisiyor. Fakat bu durum hatalar yapmasini önleyemiyor." ifadelerini kullandi.  

Iste Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Yunus Emre Altuntas'in MEB'DE HATALI GIDISAT! Uyarisi:
Sokrates bundan 24 asir önce felsefenin tümüyle ahlaktan ibaret oldugunu söylediginde tepkileri üzerine çekmisti. 

Çünkü o zamanin Atina gençligi sefahatin, sapkinligin, tembelligin, taklitçiligin esiri haline gelmisti. Bu çikisindan dolayi Sokrates’i idama mahkûm ettiler.   

Ondan sonra gelen Platon, Aristo, Diyojen, Plotinos ve çok daha sonralari Spinoza, Leibniz, Locke, Kant, Hegel, Kierkegaard, Bergson gibi filozoflar benzer konularin etrafinda dönüp durmuslardir.   

Batililar varliklarini bu silsilenin gelistirdigi ahlak anlayisina borçludur. Dogu toplumlarinin ahlak anlayisi ise batininki ile taban taban zit bir kaynakla sekillenmistir.   

Kinalizade Ali Çelebi’nin “Ahlak-i Âlai”si bu konunun 16. Asra kadar ki seyrini özetler. 16. Asirdan sonrasi ise hepimizin malumudur.  

Türkiye’de alkol ve madde bagimliligindan ölümler 2006 yilinda 50 bandindayken 2021 senesinde 1400 bandina dayanmis. Yine Emniyet Genel Müdürlügünün yayinladigi istatistiklere göre 2014 yilinda 30 bin tablet sentetik uyusturucu ele geçirilmisken bu sayi 2020 yilinda 2 Milyon rakaminin üstüne çikmistir.   

Yesilay verilerinde alkol ile tanisma yasinin 7’ye düstügü, gençlerin %10’unun uyusturucuyu, %50’sinin sigarayi en az bir kez denedigi görülmektedir. 

Bu rakamlar madde bagimliliginin 20 yil önceye göre ortalama 10 kat arttigini gösteriyor. LGBT egilimleri de 20 yil önceye göre olagan vaka haline gelmistir.

Bu manzaranin ortaya çikmasinda belirleyici olan etken 2010’dan bu yana internete erisimin hizla artmasidir.   

Sosyal medya ve Netflix tarzi kanallarin zehirledigi gençlerimiz can çekismektedir. Bu çagda ruhlar hastadir. Adeta “Beni kurtarin!” dercesine çirpinan bu gençlerimizin sorumlulugu çalisan aile sayisinin artmasi dolayisiyla Milli Egitime düsmektedir.  

20. Milli Egitim Sûrasi iste böylesi manzaralarin yasandigi bir dönemde toplandi. Toplamda 3 gün süren sûrada ilk gün protokol konusmalari, ikinci gün müzakereler ve son gün de oylama ile geçti.   

Yani toplamda sadece bir gün konular müzakere edilebildi. Genel Kurula gelen 128 maddeden 17'si oy çokluguyla geri kalan maddeler ise oy birligi ile kabul edildi.   

Sûrada kabul edilen maddelerin konulara göre dagilimi söyle:
Okul Öncesi Egitim: 10 Madde
Özel Egitim ve Rehberlik: 20 Madde
Temel Egitime Erisimin ve Egitimde Niteligin Artirilmasi: 26 Madde
Egitim Sisteminin Kalitesinin Izlenmesi: 6 Madde
Mesleki Egitimin Iyilestirilmesi: 32 Madde
Ögretmenlerin Mesleki Gelisimi: 33 Madde
Din ve Degerler Egitimi: 1 Madde

Kabul edilen maddelerin dagilimindan da anlasilacagi gibi egitimin felsefesinden ziyade mevcut anlayisin uygulamasindan kaynaklanan sorunlar sûraya damga vurmus görünüyor.   

Tesbihte hata olmaz derler. Yapilan sûra memleket bastanbasa yanginlarla ugrasirken atesi nasil söndürürüz konusunu ele almak yerine kargo ve lojistik konularini ele alan bir çalistaya benzetilebilir.   

Pek çogu idare tarafindan çözülebilecek konular genel kurul gündemine tasinmis. Bu durum Sayin Bakanin “Egitimde reforma ihtiyaç yok” açiklamasiyla da uyusuyor.   

Oysa ahlâkî bakimdan 2010’dan bu yana ates çemberine dönüsmüs ülkemizde gençligin halini görmek için istatistiklere bakmaya da gerek yok. 

Sayin Bakan program disi ani bir ziyaretle her hangi bir liseyi ziyaret etse duruma vakif olacaktir. Meslek Liselerindeki egitim kalitesinin artirilmasi elbette önemlidir. 

Lâkin daha da önemlisi Meslek Liselerini de kapsayan genel ahlaki çöküstür.

Sayin Özer’in egitime dair dikkati daha çok mesleki egitim alanina odaklanmis görünüyor. Sayin Bakan ilk andan itibaren ne yaptigini bilen, alana hâkim ve pratik bir kisilik izlenimi birakmaya çalisiyor.   

Fakat bu durum hatalar yapmasini önleyemiyor. Örnegin egitim alaninda bir türlü çözülemeyen sorunlar dolayisiyla Bursa basininda yogun olarak elestirilen bir ismi ekibine alip Ankara’ya tasimasi, bu ismin yerine atadigi il müdürünü 20 gün sonra görevden almasi, birkaç istisna disinda mesleki egitimden gelen isimleri öncelemesi, Milli Görüs kökenli bürokratlari görevden almasi Sayin Bakanin dar alanda kisa paslasmalar yaptigini gösteriyor.   

Daha da vahim olani paradigma degisikligi adina geciken her adim egitimimizin gelecegi adina ümitlerimizi kiriyor. 20. MEB Sûrasi bu durumun bir yansimasidir.   

Su halde görüntüde degisiklikler var gibi görünse de Ziya Selçuk döneminin devam ettigini söyleyebiliriz.   

“Önce Insan, Önce Tarih, Önce Suur, Önce Ahlak ve Maneviyat” demeyen bir yaklasim sorunlarin etrafindan dolasmayi tercih ediyor demektir. Sorunumuz gün gibi ortadadir. Sorunumuz profan egitim anlayisidir. Çözümü ise tarihimize ve degerlerimize dönmektir.
.......
t.me/SectikleriniDenetle t.me/basinaciklamasi t.me/ailemeclisi



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.