Tarih: 21.01.2022 02:29

Adalet Platformu: Devletin Dini Dini Islamdir

Facebook Twitter Linked-in

Adalet Platformu: 'Devletin Dini Dini Islamdir' Kurucu Meclisin iradesi yeni Anayasada yerini almali.

Kanuni-Esasi Teskilati-Esasinin 101. yili ve  yeni anayasa çalismalariyla ilgili degerlendirmelerde bulunan Adalet Platformu Baskan Yardimcisi Hukukçu Mehmet Yaman, 29 Ekim 1923 yilinda Cumhuriyetin ilani belgesinin 2. Maddesine göre Türkiye Devletinin dini Islâm'dir ibaresi yeni anayasaya eklenmesi gerektigini söyledi.

Hukukçu Mehmet Yaman: Cumhuriyet Ilan Belgesinde Türkiye’nin Dini Islam’dir!   

Kamuoyu, Türkiye'de yasayan tüm kesimlerin ihtiyacini giderecek yeni anayasa için artik somut adim atilmasini istiyor.  

Türkiye'de uzun zamandir olan ve her kesimce konusulan "yeni anayasa" ile ilgili degerlendirmelerde bulunan Türkiye Adalet Platformu Genel Baskan Yardimcisi Mehmet Yaman, devlette devamlilik esastir.   

23 Aralik 1876 teskilati esasinin 11. Maddesinde ve bugün 20 Ocak 1921 Teskilat-i Esasiye Kanununun 7. maddesinde 29 Ekim 1923 yilinda yapilan Cumhuriyetin ilani belgesi ve 1924 Teskilat-i Esasiye Kanununun 2. Maddelerinde "Türkiye Devletinin Dini, Dini Islamdir" maddesini hatirlatarak “Devletin Dini Islam” ibaresinin yeni anayasaya eklenmesi gerektigini belirtti.  

“Ilk anayasamizda Islâm dininin kurallari kanun ve uygulamada esas alinmistir”. 

Son zamanlarda bir anayasal tadilati siyasi partiler ve toplum nezdinde konusuldugunu hatirlatan Yaman, 

“Herkes, her grup, her parti kendi görüslerini ifade ediyorlar. Bildiginiz gibi Islam bizim mensup oldugumuz bir din.    

Halkimizin kahir ekseriyetinin mensup oldugu bir din ve dini olarak milletimizin inanç, ahlaki degerler ve yasam biçimleriyle alakali temel degerleri ortaya koymus ve Müslüman oldugunu söyleyen kisileri de bu degerlere uygun bir yasam biçimini kendilerine ideal bir yasam ölçüsü olarak kabul etmislerdir.     

24 Ocak 1921 tarihli Teskilati Esasiye Kanunu adi altindaki anayasamizin 3. Maddesinde Türkiye Devleti ismi konmus.   

7. Maddesinde de aynen söyle denilmektedir. Ser-i hükümlerin çogu kullanmasi.   

Fikhi hükümler ve fikhi kaideler ile esas kilinmistir. Böylece bu hükmü koymak suretiyle 7. maddesine inanç sistemimizin esaslarinin temel deger ölçüsü oldugu hüküm altina alinmistir.   

Yani 7. maddeye göre ülke kanunlariyla uygulamalari ser-i hükümler ve Islâm fikhi esaslarina göre yapilip uygulanacaktir. Bu demektir ki ilk anayasamizda Islâm dininin kurallari kanun ve uygulamada esas alinmistir.” dedi.
 
1928 YILINDAN ITIBAREN ISLÂM DINI DEVLET DINI OLMAKTAN ÇIKARTILMISTIR
   
1937 yilinin 5 Subat'in da  Ismet Inönü CHP'nin ana ilkelerini anayasaya yerlestirdigini aktaran Yaman, sunlari söyledi:
   
“29 Ekim 1923 yilinda Gazi Pasa'nin Cumhuriyetin ilaniyla ilgili hazirladigi belgenin 2. maddesinde söyle diyor:   

Cumhuriyet ilan belgesi adi altinda Osmanlica ve Latinceye çevrilmis bulunan metni elimizde bulunan bu belgenin 2. maddesi söyle diyor; Türkiye devletinin dini Islâm dinidir. Lisani Türkçedir.    

Islâm dininin devletle münasebetini de burada ortaya açikça koymus oluyor. 1921 Anayasasi'nda olmayan Cumhuriyet, resmi dil, bassehir Ankara ve devletin dininin Islâm olmasi konularinda dört önemli özellik 1924 Anayasasiyla hüküm altina alinmistir.   

Dört yil sonra, 11 Nisan 1928 yilinda Teskilat-i Esasiye Kanunu tekrar degistirilmistir. Bu sefer yil 1928 din ile alâkali 2. madde de din kaldirilmis, bunun yerine Türkiye Devleti'nin resmi dili Türkçe, bassehri Ankara sehridir sekline getirilmistir.   


1928 yilindan itibaren Islâm dini, devlet dini olmaktan çikartilmistir. Teskilat-i Esasiye Kanunu Anayasa tekrar degistirilmis, bu sefer bu 2. maddeye sunlar eklenmistir.   

2. madde devletin dininin Islâm oldugunu belirleyen madde idi. Bu madde kademeli bir biçimde degistirilmis, 1937 yilinda Subat ayinin 5.inde de sunlar eklenmistir. 

Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçi, devletçi, laik ve inkilapçidir. Yil 1937, Ismet Inönü CHP'nin ana ilkelerini, yani alti ok dedigimiz bu ok da belirlenen ana ilkelerini devletin anayasasina yerlestirmistir. 

2. maddenin son sekline gelince. Anayasamizin bugünkü son metninde 1937 Anayasasi'nin 2. maddesindeki halkçilik, inkilapçilik ve devletçilik ilkeleri kaldirilmis, bunun yerine demokratik ve sosyal bir hukuk devleti ilavesi yapilmis.”

Yaman, “Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucu felsefesini olusturan temel asli ilkelerden olan Islâm dini hakkindaki 1921 Anayasasi'nin 7. Maddesi, Cumhuriyetimizin kurulus bildirgesinin 2. Maddesiyle, 1924 Anayasasi'nin 2. Maddesinde ve 23  Aralik 1876'daki ilk anayasanin 11. Maddesinde  bulunan devletin dininin Islâm oldugu ilkesi degistirilmistir.   

O zaman ki devlet partisi olan CHP'ye bir takim misyon üstlendirmek isteyen bu partinin hedefi tamamen dini aleyhinde icraata imza koyan kisiler tarafindan bu partinin hedefi tamamen degistirilerek Cumhuriyetin kurucu felsefesine aykiri birçok mevzuat ve bu amele icraatlari ksirasinda 1937 yilinda Islâm dinini anayasadan kaldirilip bunun yerine laiklik ismi verilen bir anlayis monte edilerek din karsitligi olarak algiladiklari laiklik perdesi arkasinda dini insanlarin zihninde küçülten dine aykiri anlayislara, sosyal hayati etkin kilmaya çalisan anlayislara hayat vermeye baslanilmis ve bundan sonradir ki halkimiz ciddi bir kirilma ile bu partiye muhalefet ederek inançlarina dokunmayan alternatif ciddi bir devlet yönetimi örnegini verecek. Alternatif parti arayislariyla zaman zaman ciddi muhalefetler yapa gelmistir.” ifadelerini kullandi.
 
“ANAYASANIN TÜM MADDELERI DEGISTIRILEBILIR MI?”
 
Anayasanin tüm maddelerinin degistirilmesi halkin verecegi kararla mümkün oldugunu dile getiren Yaman, 
“Anayasanin tüm maddeleri degistirilebilir mi? Yani anayasanin bir takim maddeleri degistirilemez diye bir algi operasyonu çekiliyor.  

Simdi ona cevaben diyoruz ki bildigimiz gibi anayasa yapimi ve istenen her maddesinin degistirilmesi halkimizin ekseriyetinin verecegi kararlariyla mümkündür.   

Yani anayasanin istisnasiz tüm maddelerinin degistirilmesi, bu ekseriyeti saglayan halkimiz ve temsilcilerin icraatlariyla her zaman mümkündür.  

Bu konuda yapilan spekülasyon ve yanlis algi çabalarina kanilmamalidir. Nitekim CHP iktidari da kutsal dinimiz Islâm'in toplum hayatindan ötelenmesi için uygun projektörleri kollayarak kademeli bir biçimde gerek anayasal ve gerekse icraat baglaminda her türlü faaliyetleri yapa gelmis ve maalesef halkin kahir ekseriyeti tarafindan benimsenmis bulunan Islâm dinine karsi ciddi bir savas açmis gibi algilanan görüntüsünü devam ettirmektedir.  

Bu sebepledir ki CHP denince genelde bu partinin din karsiti fikir ve eylemleri hep hatiralarina gelmis ve CHP'ye bu gerekçeyle karsi çikilarak ülke siyasetinde bu parti halk tarafindan yönetimden uzaklastirilma devam ediyor.” dedi.   

“Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin isiginda fabrika ayarlarina süratle geri dönülmelidir”. 
 
Yaman, “Yeni anayasa yapimi sürecinde asagidaki teklifleri arz ediyoruz. Bir hepimizin zaman zaman dillendirdigin Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi, umdeleri arasinda yer alan ve kurucu anayasamiz olan 1921 Teskilati Esasiye Kanunun 7., Cumhuriyetimizin kurulus ilkelerinin 2. ve 1924 Teskilati Esasiye Kanunumuzun yukarida da arz edildigi gibi 2. maddelerinde asli unsur olarak yerini almis olan kutsal dinimiz ile ilgili ki dinimiz halkimizin kahir ekseriyetinin temel degeri ve yasam ölçüsüdür.  

Kutsal dinimiz ile ilgili toplumsal düzeyde milletin birligi, bütünlügü ve çagdas kriterler içerisinde birbirine karsi sayginlik ve sosyal sorumluluk kazanimlari açisindan sosyopsikolojik ve kültürel gelisimlerimizin isiginda pozitif dinsel degerlendirmelerinin yapilmasini ve kurulus felsefesinin esas maddeleri arasinda bulunup da sonradan olusan ayrimci ve savrulmaci siyasal anlayisla, anayasadan sistematik bir biçimde ötelenen kutsal dinimizin gerçek esaslarina uygun bir maddenin tekrar geri getirilmesini teklif ediyoruz.   

Yani açikça diyoruz ki Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin isiginda fabrika ayarlarina süratle geri dönülmelidir.” diye belirtti.   

“Inkilap kanunlarindan bazilarinin islevsiz hale geldigi dikkate alinarak güncellestirilmesini talep ediyoruz”. 
 
Son olarak Yaman, “ daha önce de degisik vesilelerle gündeme getirdigimiz inkilap, kanunlarin yapimi sirasinda Avrupa'da moda olup da sonradan orada da kaldirilan bazi uygulamalari içeren Anayasa'nin 124. maddesi kapsaminda olup artik hiç uygulanmadigi gibi hatta okununca bazilarinca çok gülünç karsilanan inkilap kanunlarindan bazilarinin islevsiz hale geldigi dikkate alinarak güncelliklerini kaybetmeleri sebebiyle kaldirmalarini yahut güncellestirilmesini talep ediyoruz.  

Üçüncü talep olarak inancini yasamak isteyen insanlarin inançlarina göre hukuk uygulanmali. Evlenme bosanma miras medeni hukuk ve ceza hukuku misali. Kadin olsun erkek olsun, basörtü, namaz, oruç yani dini gereklerini yerine getirerek hayatini devam ettirmek isteyen halkimizin ve kamu görevlilerimizin temel haklarindan olan inanç özgürlügünü yerine getirilmesinde önemli bir görev ifa edilmis olacaktir.   

Anayasa degisikligi sirasinda bu çok önemli maddenin de dikkate alinmasini teklif ediyoruz.” dedi.  
  
Türkiye Adalet Platformu Misaki-Millinin imzalandigi 102. Yildönümü 28 Ocak saat:12'de Meclisi Mebusan binasi önünde (Kabatas/Findikli Güzel Sanatlar Fakültesi binasi) basin açiklamasi ve Ezan yasaginin 90. Yildönümü 30 Ocak Pazar saat:13 Istanbul Fatih Camiinde ve tüm camilerde  ögle vakti 'TANRI ULUDUR' zulmünü 18 yil sürdürenlere beddua basin açiklamasi davetlisiniz çagrisinda bulundu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —