Türkiye Yazarlar Birligi Kurucu Baskani, Türkiye Aile Birligi Baskan Yardimcisi: D. Mehmet Dogan: 90 yil önce: Kara, kapkara bir gün “Türkçe ezan” inkilâbi!
D. MEHMET DOGAN: 90 YIL ÖNCE: KARA, KAPKARA BIR GÜN “TÜRKÇE EZAN” INKILÂBI!
Türkiye Yazarlar Birligi Kurucu Baskani, Türkiye Aile Birligi Baskan Yardimcisi: D. Mehmet Dogan: 90 yil önce: Kara, kapkara bir gün “Türkçe ezan” inkilâbi!
Süleyman Nazif, Istanbul’u isgal eden Itilaf devletlerinden Fransa’nin isgal kuvvetleri kumandani general Franchet d’Esperey’in 8 subat 1919’da Istanbul Fatih’ine nazire mahiyetinde bir kir atin üzerinde Beyoglu’ndan zafer alayi ile geçmesini seyrettikten sonra bir makale yazmisti: Kara bir gün!
Hadisat Gazetesi'nin 9 Subat 1919 günkü nüshasinda yayinlanan bu yazi Istanbul’un isgaline gösterilen en güçlü yazili tepkilerden biridir.
Isgal güçleri Istanbul’da neler yaptilar? Ciddi bir çatisma olmadi. Tek silahli saldiri “Sehzadebasi Baskini” olarak bilinen, 1920’de 16 Mart sabahi bir Ingiliz müfrezesinin Sehzadebasi’nda 10. Kafkas Tümeni ve Mizika Takiminin kogus olarak kullandigi binaya saldirarak istirahat halindeki askerlerimizin üzerine ates açmasidir.
Dört kisi oracikta, bir yarali da daha sonra sehid olmustur. Bu zaten isgal altinda olan Istanbul’un ikinci isgalinin kanli bir safhasidir. Yine ayni gün Osmanli Meclisi’nin kapatilmasina matuf olarak Mebusan Meclisi’ni basmislar, bazi Ittihatçilari Malta’ya sürmüslerdir.
Neticede Istanbul Meclisi kapanmis, Ankara’da Meclis toplamanin yolu açilmistir.
Isgalcilerin Istanbullularin dinî hayatina müdahale ettiklerine dair bir bilgiye sahip degiliz.
Camiler, medreseler, tekkeler açik kalmis, Kur’an, ezan yüzlerce yil oldugu gibi okunmaya devam edilmistir.
Eger böyle bir sey vaki olsa idi, yani dogrudan dine veya dinî sembollere müdahale edilse idi; mesela medreseler, tekkeler kapatilsa, Latin harflerine geçmeye zorlansak, camilerde Türkçe Kur’an veya ezan okutulmaya kalkisilsa, din ögretimi yasaklansa idi, en siddetli tepkinin Anadolu’da Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Pasa’dan geleceginden süphe edilmezdi.
Nitekim, Pasa Istanbul’un isgali üzerine 17 Mart 1920’de “Âlem-i Islâma Beyanname” yayinlamis ve bu beyannamede Istanbul’un isgalinin “saltanati Osmaniyeden ziyade makami Hilafette istiklâllerinin istinatgâh-i yegânesini gören bütün âlem-i Islâm’a râci” oldugu ifade edilmistir.
Yani: “Istanbul’un isgali Osmanli saltanatindan çok Hilafette istiklâllerinin tek dayanagini gören bütün Islâm dünyasina yöneliktir.”
Beyannamenin devaminda “Hilafet makamini esaret altina alarak 1300 seneden beri payidar olan ve sonsuza kadar zeval bulmayacagindan süphe olmayan hürriyet-i Islâmiye hedef seçilmektedir” cümlesine yer verilmektedir.
Aradan 12 yil geçmistir…
Peki ne degismistir de dine ve dinin sembollerine karsi böyle bir harekat yürütülmektedir?
Bayrak ve ezan: Degismez semboller!
Bayrak simdi yalnizca millî bir sembol olarak bilinmekle birlikte esasen dinî bir semboldür. Hilâl, en azindan Haçli seferlerinden beri Islâm’in sembolü olmustur.
Ebced hesabinda Allah ism-i celili ile ayni rakama tekabül ettigi için, Müslümanlar bayraklarina Allah lafzini yazmak yerine hilâli timsal olarak koymuslardir.
Hilâlin yanina konulan yildiz ise, Muhammed isminin üslûplastirilmis seklidir. Müslümanlari temsil eden Osmanli Bayragi Türkiye Cumhuriyeti’nin bayragi olarak benimsenmistir.
Ezan da dinî bir sembol olmakla beraber, ayni zamanda millî bir mahiyeti haizdir. Nitekim, Mehmed Âkif Istiklâl Marsi’nda, yani millî marsimizda, ezana atifta bulunmaktadir
O ezanlar ki sehadetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
Cumhuriyet’ten sonra bayragi degistirme yönünde bazi düsüncelerin oldugu biliniyor, fakat bunlar düsüncede kalmistir.
Bu köklü timsalimiz basimizin üstünde eskiden oldugu gibi dalgalanmaya devam etmistir. Bayragin sekline müdahalede bulunmak da düsünülmemistir, hatta bu suç sayilmistir.
Son yillarda görülen bayragin üzerine Atatürk resmi koymak gibi bazi tuhafliklar Bayrak Kanunu’na açikça aykiridir.
Nasil bayrak degistirilemezse, ezana da dokunulmamasi gerekir. Dinî mahiyeti bilinen bayrak Türklestirilmeye kalkisilmadigi gibi, ezanin da Türkçelestirmesi gibi bir hata islenmemeliydi.
Ezanin degistirilmesi uygulamasinin baslangicini bu yüzden milletimiz için “kara” degil “kapkara” bir gün oldugu kanaatindeyiz.
“Dinî inkilâb”in ilk zirvesi: Türkçe ezan!
1932 yilinin ocak ayinda, ki ayni zamanda ramazandir, “Dinî inkilâp” olarak ilan edilen bir operasyon baslatilmistir.
Baslangiçta bazi hâfizlarin “Türkçe Kur’an” denilen metinleri okumalari buyrulmus, küçük camilerde baslatilan uygulama selatîn camilere dogru yayginlastirilmistir. Isin nereye varacagi baslangiçta belli degildir.
Ramazanin sonlarina dogru, 30 Ocak günü gazeteler sürmansetten “Bugün Fatih Camii'nde ikindi ezani Türkçe okunacak” haberini vermislerdir.
Ayni günün gazetelerinde Sultanahmet’te Türkçe mukabele yapildigi haberi yer almaktadir.
Bu “kapkara gün”ün kara haberi gazetelerde neden daha önce verilmemistir? Muhtemelen gelisebilecek bir halk tepkisinden çekinilmistir.
Neden Fâtih Camii seçilmistir? Çünkü Istanbul Fatihi’nin armagani bu sembol yapi dinî ilimlerin merkezi olan Fatih Medresesi ile bir külliye teskil eder. Ve Fatih semti Müslüman Istanbul’un merkezi olarak kabul edilir.
Ertesi gün, 31 Ocak tarihli gazetelerde “Türkçe Ezan”in haberi yer almaktadir: “Ilk Türkçe ezan dün Fatihte okundu.”
Bütün gazetelerde ayni basligin yer almasi, operasyonun “yukari”nin talimati ile yapildigini göstermektedir. Haberin nasil verilecegi bile yukaridan tesbit edilmistir.
Habere göre, ezan Fatih meydanini dolduran halk tarafindan alâka ile dinlenmis. Haber resimlidir ve resmin alt yazisinda su ibare vardir:
“Hafiz Rifat bey Türkçe ezan okurken.”
Haber metninde, Hafiz Rifat Beyin sesinin gür oldugu halde minarenin yüksekligi ve rüzgârin fazlaligi yüzünden bazi noktalari iyi isitilmemis, “ezanin daha yüksek okunmasi rica edilmis, halkin bu ricasi isaf olunmustur (yerine getirilmistir)” denilmektedir.
Ezanin tekrarlanmasi halinde duyulacagi iddiasi, sartlar degismedigine göre, pek makul görünmüyor. Muhtemelen tekrar okunarak halkin dikkati çekilmek istenmistir.
Ayni gün gazetelerde, “Gazi Hz.nin Hafiz Sadettin (Kaynak) Beye ihda (hediye) ettikleri Türkçe Kur'ani kerim” haberi yer almaktadir.
Bu “Türkçe Kur’an” Diyanet Isleri’nin 1924’de hatali bularak reddettigi Cemil Sait’in tercümesidir.
22 Ocak’da Yerebatan veya Yeralti camiinde Hafiz Yasar’in “Türkçe Kur’an” okumasiyla baslayan operasyon, Fatih Camii’nde “Türkçe ezan” okunarak zirveye ulastirilmistir.
Türkçe ezan bir süre gayri nizami uygulandiktan sonra Diyanet Isleri’nin genelgesi ile mecburi hale getirilecektir.
“Türkçe ezan”in ilk hâli sudur:
Allah büyüktür
Tanridan baska tapacak yokdur
Ben sahidim ki Tanrim büyüktür
Nebi Muhammet, Allah rasulü
Ben sahidim ki o Haktan geldi
Ey dinleyenler, gelin namaza!
Ey isitenler kosunuz felaha
Allah büyüktür
Tanridan baska tapacak yoktur
“Felah”in Türkçesi yok mu?
Daha sonra “Türkçe Ezan”da bazi degisiklikler yapildigi anlasilmaktadir. Bastaki Allah adi çikarilmis, “Tanri” konulmustur (Tanri uludur), nebi ve rasül çikarilmis elçi konulmustur. Bunlar yapilirken “felah” kelimesi degistirilmemistir. Bunun Türkçesi “Kurtulus” olmalidir.
Kurtulus kelimesinin kullanilmama sebebi olarak ise 1929 yanginina kadar adi Tatavla olan semtin adinin Kurtulus’a çevrilmesi gösterilmektedir. Bu semtte daha çok Rumlar otururdu.
Asil sebep, “kurtulus” kavraminin liderle birlestirilmesi olmalidir. Çünkü o “kurtarici”dir, hatta “büyük kurtarici”! Bu yüzden baska bir “kurtulus” sözkonusu olamaz. O zaman kelime Türkçe olacagina Arapça kalsin!
https://www.indyturk.com/node/125681/kültür/fatih-camisi’nde-türkçe-ezan-okundu-ve-binlerce-yilin-yabancisi-bir-ses-degdi.
Dört Türk askerinin hayatini kaybetmesi, onunun yaralamasi ile sonuçlanan bu baskin, Istanbul’un isgalinin en ibret verici olaylarindan biri olarak tarihe geçmistir.[1]
Baskinin Istanbul halkina dehset havasi vermek için yapildigi düsünülür. Karakol Cemiyeti kurucularindan olan tümen komutani Kemalettin Sami Bey’i alikoymak için yapilmis olmasi da muhtemeldir.[2]
Türkiye Yazarlar Birligi Kurucu Baskani, Türkiye Aile Birligi Baskan Yardimcisi: D. Mehmet Dogan:
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.