ABD ve NATO’ya direnmenin bir bedeli var. Geçmiste Adnan Menderes ve Süleyman Demirel, ABD’nin baskisina ragmen Rusya’ya yanastigi için “askeri-siyasi ve ekonomik” olarak bedel ödediler. Bu listeye Ecevit de dahil edilebilir. Özellikle 1974 Kibris Baris Harekati sonrasi Türkiye’nin karsilastigi ambargo ve ardindan gelen ekonomik çöküs sürecini dis kaynakli “anarsi dönemi” izlemisti. Türkiye gazetesi yazari Fuat Ugur, CAATSA yaptirimlari sonrasi, AB’nin de yaptirim ilan etmesi halinde yasanabilecekleri yazdi. Ugur, “Peki, Küresel Çete istenilen sartlari olusturur ve Türkiye’yi bir ekonomik cenderenin içine sokmayi basarirsa millet, Erdogan ve Bahçeli’ye sirtini döner mi?” sorusunu sordu. Iste bu önemli yazinin öne çikan satirlari:
Millet millî durus filan dinlemez sirtini döner mi?
Ortak kanaat belli.
Türkiye ABD yaptirimlarina karsi yüzde 100 hakli.
Önceki gün, bir medya yöneticisi dostumla konusuyordum.
O hayli karamsar. “Hakliyiz ama Amerika’nin karsisinda hakli olmak yetmiyor ki, güçlü de olmak gerekir. Üstelik bu daha baslangiç, bekle gör ardindan neler gelecek” diyor ve ekliyor:
“Evet, 1973’te Kibris Baris Harekâti sonrasinda 3 yil silah ambargosu, neredeyse 6-7 yila varan bir ekonomik ambargoyla karsilasti bu ülke. Yikilmadi ama hatirla, ana babalarimiz yag ve gaz kuyruklarinda bekliyordu. Sonra ne oldu? Millet iktidardaki siyasetçilere bir anda sirtini döndü.”
Dönemin basbakanlarindan Süleyman Demirel’in ifadesiyle 70 Cent’e muhtaç hâle getirildigimiz dönemlerdi. Sag ve Sol örgütlerin militanlari birbirini acimasizca katlediyordu. Gizli eller ayni silahlari bir o tarafa, bir bu tarafa dogrultup, zaten ekonomik sikintidan çaresiz kalmis halki bir de terörle kan kusturarak imtihan ediyordu. Gerçekten de Millet yüzde 43 oy vererek iktidara getirdigi Karaoglan’a; CHP Genel Baskani Bülent Ecevit’e iki yilin ardindan aniden sirtini dönmüstü. Daha sonra “Milliyetçi Cephe” hükûmetini kuran AP+MHP+MSP de durumu kurtaramamis ve beklenen an gelmisti. Ambargoyu uygulayanlar “müsaittir ortam” deyip harekete geçmisler ve ‘our boys’larina darbe yaptirmislardi. 12 Eylül fasist darbesinin ardindan Demirel ve Ecevit tutuklanip askerler esliginde Çanakkale’ye, Zincirbozan kampina götürülürken, onlari meydanlarda alkislamaktan ellerini patlatanlardan kimse yoktu ortada.
Gelelim günümüze.
SIMDIKI HESAPLARI NE?
ABD yaptirimlari sonrasinda Avrupa Birligi de yaptirim kararlari alirsa, Joe Biden yaptirimlari daha da genisletirse ve Türkiye ciddi bir ekonomik krizin esigine getirilirse, arkadasimin dedigi gibi millet “Millî durus, ABD emperyalizmi, FETÖ” filan dinlemez, yapilanlarin hepsini unutup hükûmete, devlete sirtini döner mi? Cumhurbaskani Tayyip Erdogan onlar için artik vazgeçilmez olmaktan çikar mi?
Hesap belli:
Çünkü Küresel Çete ve Türkiye’deki dostlari için esas mesele vatandasin cebine ve mutfagina zarar vermekten geçiyor. Yüzde 46-47 cepte, geri kalan hatiri sayilir bir kesim de böylece halledilmis olur.
Zaten darbeyle yapamadiklarini bu kez seçimle yapacaklarini açik açik söylemedi mi Joe Biden?
Siz bakmayin CHP ve Iyi Parti’nin Cumhur Ittifaki ile birlikte o çok sert ve yaptirimi kinayan ortak bildiriye imza attiklarina.
Onlar degiller miydi bunun öncesinde S-400’ler hakkinda demedik laf birakmayan, “Iktidara gelirsek fisini çekecegiz” diyen. Onlar degil miydi “Ne isimiz var Dogu Akdeniz’de, Suriye’de” diyen. Simdi “millî durus” sergilemeleri ikiyüzlülüklerinin ve utanmazliklarinin bir belgesi âdeta. Kisaca gece kurtla bir olup sürüye daliyorlar, sabah da çobanla birlikte agliyorlar!..
GÜNÜMÜZ SARTLARI 70-80 ARASI DÖNEMLE AYNI MI?
Süphesiz günümüz sartlarinin 1970-1980 yillari dönemiyle arasinda çok fark var.
Dünya eskisi gibi iki kutuplu degil, çok kutuplu. 1980 öncesi tepemizde bir komünist Sovyetler Birligi tehdidi vardi ve sag-sol tüm politikacilar ABD’ye muhtaç görüyordu Türkiye’yi. Üstelik sol hareketler de tehdit olusturacak düzeye gelmisti onlar için.
Oysa simdi ne Rusya eski Rusya, ne de Türkiye. Çin ile olan iliskileri de bundan bagimsiz düsünmemeli. Ipek Demiryolu Hatti bu is birligini taçlandirdi. Türkiye artik bölgesinde millî savunma sanayii, askerî yapisi ve ekonomisi ile güçlü bir ülke. Kafkasya’dan, Suriye’ye dek Rusya ve Iran ile çok derin ve tutarli bir iliski içinde.
OLACAKLARI SIMDIDEN ÖNGÖRMEK VE RUSYA ILE ILISKILERI DERINLESTIRMEK GEREK
Ama her seye ragmen ekonomik ve askerî saldirilar artarsa Türkiye nasil bir tutum almali?
Önce saldirilarin gerçekten de artacagini bilelim. Hiç kimse hayal görmesin. Adamlar dört kez darbe yaptirdilar bu ülkede. Daha ne olsun. Diger tüm kötülüklerini sayamiyorum bile. Yukarida yazdigim üzere hedeflerine ulasmak için legal siyasal parti baskani, belediye baskani olarak karsimiza çikardiklari “Bizim çocuklar”ini hazirliyorlar.
Yapilacak tek sey var.
Olacaklari simdiden öngörmek ve Rusya ve Iran’la iliskileri daha da derinlestirmek.
BIR EKONOMIK CENDEREDE MILLET SIRTINI DÖNER MI?
Peki, Küresel Çete istenilen sartlari olusturur ve Türkiye’yi bir ekonomik cenderenin içine sokmayi basarirsa millet, Erdogan ve Bahçeli’ye sirtini döner mi?
Türkiye o eski Türkiye degil dedik ama bilinmez yine de. O sartlari simdiden kestiremeyiz. O 31 Mart yerel seçimleri öncesi patates sogan kumpasini ve o aglasmalari hatirlayalim. Bugün pandemiye destek için otobüs ve sefer sayilarini azaltan arsiz, ne yazik ki baskan oldu.
Ama ben yine de milletin genis ve etkili bir kesiminin dirayetine inaniyorum ve güveniyorum.
Çünkü 15 Temmuz’da milyonlarcasi sokaga, meydanlara ve köprülere dökülerek “Ben o eski ben degilim” dedi ve rüstünü ispatladi. Bilendikçe de bilendi. ABD’nin masasi FETÖ’cü serefsizler boylarinin ölçüsünü aldilar.