LGBT’li sapikliklarin ceza kanununda yeralmasi ailenin neslin korunmasi anayasanin açik emridir.
Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Dr Adnan Küçük: LGBT’li sapkinlarla mücadele, hukuki ve fikri sahada da yapilmali.
Kirikkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dali Ögretim Üyesi ve Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Dr. Adnan Küçük, son zamanlarda gündemden düsmeyen LGBT sapkinligi konusunda önemli açiklamalarda bulundu.
LGBT’li sapkinlarla mücadele, fikri ve hukuki sahada da yapilmali.
LGBT örgütünün hayat tarzi ve görüslerinin temelini, dini degerleri mutlak olarak reddeden seküler felsefenin olusturduguna dikkat çeken Dr. Adnan Küçük, Islami sivil toplum kuruluslarinda yer alan birikimli fikir insanlarinin, sapkin düsünce hayat tarzlarina karsi fikir üretmelerinin önemine isaret etti.
Küçük, “LGBT karsiti fikirlerin sahipleri, fikirlerine siki sekilde sahip çiktiklari, bu yönde etkili fikirler gelistirerek topluma aktardiklari taktirde, sapkin fikirlerin maglubiyeti hak ve muhakkaktir” dedi.
Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Kirikkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dali Ögretim Üyesi Dr. Adnan Küçük ile aile yapisina yönelik saldirilari, ahlaksizliklarini her ortamda alenilestiren LGBT sapkinligina karsi verilmesi gereken hukuki ve sivil mücadeleyi konustuk. (Fatma Gülsen Koçak Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi)
LGBT örgütünün ülkemizde ve dünya genelinde tahakküm kurma çabasi hakkinda ne düsünüyorsunuz?
- LGBT örgütünün hayat tarzi ve görüslerinin temelini, dini degerleri mutlak olarak reddeden seküler felsefe olusturuyor. Özellikle gelismis ülkelerde, sekülerizm, yaygin olarak çagdaslik ve modern hayat tarzinin olmazsa olmaz bir geregi olarak görülüyor.
Ileri demokrasi olarak bilinen ülkelerde, seküler telakki ile uyumlu olarak, cinsellik, ahlaki ilkeler temelinde sekillenen bir insani hal olarak degil, bir hak olarak telakki ediliyor.
Cinsellik bir hak olarak görülünce, dini ve dini etkilesimlerle sekillenen ahlaki degerlerin cinsellik üzerindeki etkileri degisen ölçülerde ortadan kalkiyor.
Insanlarda seküler hayat tarzi gelistigi ölçüde ve oranda, cinselligin, ahlaki ve dini telakkilerden uzaklasarak hak boyutu baskin hale geliyor.
Cinselligin bir hak olarak görülmesi, rizaya dayali her türlü cinsel davranislarin mesru görülmesi neticesini ortaya çikariyor. Dini ve dini referansli ahlâkî degerlerin zayif oldugu seküler hayat tarzinin yaygin oldugu özellikle Batili toplumlarda, bireylerin özel hayatlarina mutlak sahip olduklari ve cinselligin bu kapsamda degerlendirildigi görülmektedir.
Bu zeminde, belki kisilerin tamami LGBT fikriyati zemininde yasamasalar da, en azindan bu yöndeki yasantilari bir hak ve olagan davranislar olarak görmektedirler.
Insanlar dini temelli manevi degerlerden uzaklastiklari ölçüde, LGBT örgütlerinin sunduklari fikirler ve hayat tarzi ile mütenasip olarak, kisilerin nefsani ve sehevani istekleri dizginsiz hale gelebilmekte ve bu hazcilik sebebiyle insanlar, “ben, vücudumun ve cinsel iliskilerimin mutlak sahibiyim, herkesle diledigim sekilde rizaya dayali iliskilere girebilirim” noktasina gelebilmektedirler.
Bu vesileyledir ki, LGBT’ci görüslerin ve hayat tarzlarinin kaynagini dini temelli manevi bosluk teskil etmektedir.
Kirikkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dali Ögretim Üyesi ve Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi Dr. Adnan Küçük; "Batida dini temelli bakis açisi bittigi için mi bu kadar çigirindan çikti bu mesele?".
- Elbette ki, Batili ülkelerde de dini inanç ve ahlak telakkileri büsbütün bitmis degildir. Ama bu kesimin etkinligi oldukça zayiflamis görülüyor. Özellikle Batili toplumlarda, sekülerizm, çagdaslik, çagdas hayat tarzi ile LGBT’ci görüslerin bütünlestirildigi, LGBT karsiti görüs ve hayat tarzlarinin, çagdisi, ilkel, yobaz olduklari yönünde baskin bir kanaatin ortaya çiktigi görülmektedir.
Ayrica, cinselligin rizaya dayali çok genis hareket serbestisi saglayan bir hak oldugu, çogu muhafazakâr çevreler tarafindan da kabul edilmektedir.
Esasen muhafazakârlikla esasli bir sekilde çelistigi halde bu fikirlerin, bazi muhafazakâr çevreler tarafindan, hayat tarzi ve fikir olarak benimsenmese de, bir hak olarak görülmesi, LGBT çevreleri için destekleyici manevi ve toplumsal destege dönüsmektedir.
Ayrica, Birlesmis Milletler (BM), Avrupa Konseyi, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi (AIHM), Avrupa Birligi (AB) gibi uluslararasi ve uluslarüstü örgütler ve kuruluslar da, LGBT örgütlerinin düsünce ve hayat tarzinin korunmasi yönünde bütün imkânlari kullaniyorlar, bu yönde karsi konulmasi çok güç sekilde baski olusturuyorlar.
Bu baski metotlari ülkemizde de uygulaniyor mu sizce?
- Bütün bu etkenler, Türkiye’de de belli dereceye kadar etkili olabilmektedir. Bazi muhafazakâr görünümlü, hatta muhafazakâr oldugunu düsünen kisiler de, hayat tarzi olarak benimsemese de, bir hak olarak bu kesimlere destek verebilmektedirler.
Bu yöndeki bir yönelim, bazi muhafazakâr çevreler, LGBT örgütlerinin görüslerine karsi görüsleri savunmak yerine, bir hak savunucusu olarak bunlara destek verebilmektedirler.
Bütün bu etkenlere ilave olarak, dini ve ahlaki temelli degerleri tamamen dislayan seküler hayat tarzini benimseyen küresel güçler, sermaye sahipleri, küresel ölçekte çok güçlü STK’lar, düsünce kuruluslari, hem LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzlarina sinirsiz destek veriyorlar, hem toplumlarda bu yönde karsi konulmasi çok güç algilar olusturuyorlar, hem de bütün bunlar neticesinde dindarlik-yobazlik, ilkellik, gerilik, gayri insanilik, LGBT’ci görüsler çagdaslik, medeniyet, insanilik, modernlik seklindeki zihniyeti beyinlere çakiyorlar.
Bu öylesine etkili bir algi olusturuyor ki, muhafazakar fikirli ya da bu fikirlere sahip olduklari söylenenler bile, bu etkilemeden azade kalamiyorlar.
Bir de, LGBT örgütlerinin görüsleri ve hayat tarzlari karsisinda alternatif görüsler oldukça zayif ve yetersiz kaliyor. Bu konulara iliskin etkili argümanlar gelistirilemiyor.
Genellikle bu örgütler mutlaka yasaklansin seklinde kampanyalar gelistirilmeye çalisiliyor. Oysa elbette ki, samimi dindarlar, bu örgütlerin faaliyetlerinden ve fikirlerinden rahatsiz olurlar ve bunlarin yasaklanmasi, fikrî ve hissi olarak hoslarina gidebilir.
Ama asil etkili mücadele, fikir ve etkileme düzeyinde söz konusu olur.
Film ve sanat dünyasinda çok etkililer.
Bu yapilar hangi alanlari kullanarak yayiliyor?
- Sekülerizmin etkili ve yaygin cazibesi sebebiyle, bu yapilar film ve sanat dünyasinda da çok etkililer. Bu alandaki faaliyetleri, o kadar etkili ki, çogu muhafazakâr çevreler de, bu etkilemelerden nasiplenmekte, hayat tarzlari, davranislari etkilenebilmektedir.
Hatta muhafazakâr kesimde yer aldiklari söylenen, bu yönde görüntü veren insanlarin bir çogunun, sözlü olarak fikirleri sorulsa karsi olduklarini söyleyecekleri birçok insani iliskileri, filim ve sanat adina yapilan faaliyetleri çok rahatlikla izlemekteler ve bu yolla bir nevi onlara destek verebilmektedirler.
Bütün bu etkenler, LGBT örgütlerinin hem dünyada, özellikle de gelismis ülkelerde hem de degisen ölçülerde ülkemizde güç kazanmasini saglamaktadir.
Türkiye ile alakali son bir degerlendirme yapmak gerekirse, LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzlari, toplumun çok genis bir kesimi tarafindan marjinal, tasvip edilmez olarak görülmektedir.
Ama, bu kesime yönelik etkili bir fikri organizasyonun da söz konusu oldugu söylenemez. Hatta, bu kesimin büyük ekseriyeti, tasvip etmeseler de, bu yapinin organize ettigi çogu filim ve sanat faaliyetlerini izlemeyi ihmal etmiyorlar.
Yani, bunlarin hayat tarzini ve fikirlerini tasvip etmemek, büyük ölçüde sekli bir durus mesabesinde kaliyor, tasvipsizlik, çogu kereler fiil ve davranislara yansimiyor. Bunda, bu etkinliklerde LGBT örgütlerinin çok belirgin görünürlügünün olmamasi da etkili olabilir.
Yani bu tür etkinlikleri yapanlar, sanat faaliyeti altinda, etkili bir üslup kullanmakta, çogu insanlar da, bu etkilemenin tesiri altinda kalabilmektedirler.
AB, LGBT’nin fikir ve hayat tarzini hak olarak dayatiyor
Türkiye’de bu yapinin hukuki olarak engellenmesi için ne yapilmali?
- Bu yapiya yönelik ülkemizde hukuki önlemlerin alinmasi, fiili bir tutum olacaktir. Çünkü Türkiye’nin üyesi olmak için bütün enerjisini harcadigi AB, LGBT örgütlerinin fikir ve hayat tarzini bir hak olarak dayatiyor. Üyesi oldugumuz Avrupa Konseyi ve Konseyin yargi mercii olan ve üyeleri açisindan baglayici nitelikte kararlar veren AIHM, LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzini mutlak koruyucu yönde tutum almaktadirlar. AIHM, LGBT örgütlerinin aleyhine yapilan bütün uygulamalari, istisnasiz bir sekilde Avrupa Insan Haklari Sözlesmesine (AIHS) aykiri bulmaktadir.
Bu sebeple, Türkiye’nin resmi yasaklayici politikalari bir yere kadar fiili olarak islese de, AIHM’ne intikal ettigi anda, LGBT örgütleri hakli görülecek, bu sebeple Türkiye’ye tazminatlar ödettirilecek, hatta AIHM kararlarinin icra edilmemesi bazi yaptirimlari gündeme getirebilecektir.
Pekiyi LGBT örgütlerinin etki alanini kirmak noktasinda hükümet hangi adimlari atmalidir?
- Türkiye’de yapilmasi gereken iki tür faaliyet söz konusu olabilir.
Birincisi, devletin egitim müfredatinda, LGBT fikriyatinin, insan sagligi yönünden arz ettigi zararlar ve insan tabiatina iliskin aykiriliklarin anlatilmasi yaninda, din dersi müfredatlarinda TAHKIKI IMAN derslerinin ögrencilere etkili bir sekilde verilmesi yolu tercih edilebilir.
Ikincisi, güce karsi güçle mukabele ederek, bireyler ve etkili kuruluslar tarafindan, LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzlarina karsi etkili sekilde fikirlerin gelistirilmesi, bu yönde etkinliklerin yapilmasi, film ve sanatin bu yönde etkili bir sekilde kullanilmasi gerekir.
Belki su söylenebilir: “Anayasasinda laiklik olan bir devlet bunu nasil yapar?”. Laiklik tek sablonlu ve görünümlü bir fikir ve uygulama degildir. Laik oldugu söylenen devletler de, pasif laiklik kapsaminda, dini ve siyasi çogulculukla uyumlu olarak, seküler temelli siyasi ve felsefi düsünceler yaninda ve onunla birlikte dini düsünce ve hayat tarzini da egitimin parçasi olarak birlikte ögrencilere verebilir. Bu dini ve siyasi çogulculugun zaruri bir geregidir. Sadece seküler fikirlere verilecek agirlik, laikligi otoriter ve militan hale getirir ki, bunun dini ve siyasi çogulculukla bagdasirligi yoktur.
Bu kapsamda son söz: LGBT örgütlerinin müntesipleri kadar, LGBT’ci görüslere karsi olanlar da etkili, kapsayici, netice alici ve ikna edici etkinliklerde bulunmadiklari, bu yönde istekli ve azimli çaba sarf etmedikleri takdirde, sadece yasaklamalarla, fikri temelli olmayan reddiyeci kampanyalarla bu yapinin etkisizlestirilmesi mümkün degildir. Bu sebeple, her bir LGBT karsiti kisinin üst düzey bir motivasyonla karsi argümanlari gelistirmeleri ve bu argümanlari ikna edici yöntemlerle yayici yönde çalismalar yapmalari gerekir.
Tekrar söyleyeyim, hükümetin fiziki olarak yasaklayici önlemleri, tek basina toplumda kalici ve sürekli bir sonuçlar saglamayacagi gibi, AIHM, Avrupa Konseyi ve AB gibi kuruluslar da, bu yöndeki çabalari akim birakabileceklerdir.
Istanbul Üniversitesinde LGBT’ci ögrencilerin eylemlerine izin verilmemesini nasil degerlendiriyorsunuz?
- Istanbul Üniversitesi yönetiminin, LGBT’ci ögrencilerin eylemlerine izin vermemesini muhafazakâr ve dindar birisi tasvip edebilir. Hatta bu engelleme faaliyeti saglam gerekçelerle haklilastirilabilir de. Çünkü LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzlarinin karsiti yönde çok saglam fikirler ortaya konulabilir. Bunlar yapilmadigi takdirde, Istanbul Üniversitesi ya da bir baska kurumun bu yapiya yönelik her bir yasaklayici ve engelleyici tutumu, bu kesimleri magdur pozisyonuna düsürebilir. Türkiye, yukarida sözünü ettigimiz harici örgütlerin ve kuruluslarin sikistirici ve hatta yaptirima maruz birakici uygulamalarina muhatap olabilir.
Bu sebepledir ki, Istanbul Üniversitesi ya da bir baska kamu kurumunun bu yöndeki uygulamalarinin, mutlaka bireyler, akademisyenler, STK’lar, düsünce kuruluslari tarafindan fikri temelde tahkim edilmeleri, desteklenmeleri, haklilastirilmalari gerekir. Aksi halde, bu önlemlerin kaliciligi aksayabilir, hatta muhafazakâr hükümetler bile, bir müddet sonra bu yöndeki engellemelerden vazgeçebilirler.
Bu sebeple, mutlaka LGBT örgütlerinin görüs ve hayat tarzlarina karsi güçlü argümanlarin, fikirlerin, ikna edici sekilde gelistirilmesi gerekiyor.
Cemaat ve tarikatlar basta olmak üzere Islami sivil toplum örgütlerinin sapkinliga karsi bildiriler yayinlamalarini nasil degerlendiriyorsunuz? Islami camianin sapkinlik karsisinda daha etkin durmasi noktasinda neler yapmasi gerekir?
- Türkiye’de Islami sivil toplum örgütleri, esasen güçlü dini yapilardir. Bu toplumsal yapilarin bünyesinde sadece avam kesimi mevcut degildir. Günümüz dünyasinda, her bir Islami sivil toplum örgütüne mensup ya da bunlara muhabbeti olan çok sayida düsünen, fikir üreten, muhakeme gelistiren nitelikli insanlar vardir. Bunlarin bir kismi akademisyen, bir kismi din adamidir. Bir kismi akademik kimligi olmayan yazar, düsünür, mütefekkir kisilerdir.
Bunlarin, birkaç sayfalik bildiri yoluyla tepkisel bir tutum sergilemekle yetinmeleri çok kifayetsiz kalacaktir. Elbette ki, Islami sivil toplum örgütleri LGBT fikriyatina karsi bildiri yayinlayabilirler. Ama bu yöndeki faaliyetler, yapmalari gerekenler içinde sadece cüz’i bir kismi teskil etmelidir. Asil olmasi gereken ve kalici ve müessir olan, Islami sivil toplum örgütlerinde yer alan muazzam sayidaki birikimli fikir insanlarinin LGBT’ci düsünce ve hayat tarzlarina karsi fikir üretmeleri, bunlari, etkili bir sekilde topluma aktarmalaridir.
Merhum milli Sairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dedigi gibi:
“Sahipsiz olan memleketin batmasi haktir.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktir”.
Ben de milli sairimizden ilham alarak derim ki, sahipsiz olan LGBT karsiti fikirlerin gerilemesi, etkisiz kalmasi hak ve muhakkaktir; Eger LGBT karsiti fikirlerin sahipleri, fikirlerine siki bir sekilde sahip çiktiklari, bu yönde etkili fikirler gelistirerek topluma aktardiklari takdirde, LGBT’ci fikirlerin maglubiyeti hak ve muhakkaktir.
Önemli ve kalici olan, bildiri yayinlamakla birlikte, LGBT karsiti fikirlerin, etkili ve yogun bir sekilde gelistirilmesi, topluma aktarilmasi, bu fikirlere gönülden siki sikiya sahip çikilmasidir. Aksi halde, sadece bildiri düzeyinde kalan, etkileme gücü zayif, salt tepkiselci tutum ve davranislar, belki duygusal ve hamasi olarak bazi insanlarin hosuna gidebilir ise de, bunlarin kalici ve etkili sonuçlarinin olmasi çok zordur.
LGBT, aile yapimizi hedef aliyor
LGBT gibi yapilari dogrudan aileye yönelik bir saldiri olarak görebilir miyiz? Aile üzerine hangi oyunlar oynaniyor; aileye yönelik saldirilarin temelinde ne vardir?
LGBT, Türkiye’de de, aile yapimizi hedef aliyor. Temel maksat, toplumsal hayatimizin temelini teskil eden ailenin yerine, her türlü aile disi iliskilerin ikame edilmesidir.
Aile, ayni zamanda, çocuklarin daha çocukluk evresinde, dini ve ahlaki egitimi aldiklari sosyal egitim evreleridir. Aile zayiflatildigi ölçüde, bu egitim de zayiflamaktadir.
Diger yandan, “mantik evliligi” yaftasi altinda, aile içi baglarin maddilesmesi, bu yolla evliliklerin bir nevi sirketlesmesi neticesinde, aileler dayanaksiz bir yapiya dönüsmekte, “kederde ve kivançta”, “iyi günde ve kötü günde” birlikte olmanin yerini, menfaatçi temelli iliskiler almaktadir.
Bu da beraberinde, çok kolay kurulup çok kolay yikilan ailelerin ortaya çikmasina sebep olmaktadir. Nitekim bu dönüsüm sebebiyle, bir yandan bosanmalar kartopu gibi artmakta, diger yandan da aile içi menfaat temelli iliskilerdeki çatismalar, aile içi huzursuzluklar, evlenme oranlarinin düsmesine sebep olmaktadir.
Yasanan huzursuzluklari gören kisiler, “ben de evlenirsem, böyle huzursuzluklar yasayabilirim, en iyisi evlenmemek” noktasina gelebilmektedirler.
Diger yandan, evlilik içi iliskilerdeki bazi kayitlamalar, seküler hayat tarzini benimseyenler açisindan kayitlayici, bazen de usandirici mahiyete dönüsebildigi, bosanmalarin bedelleri caydirici göründügü için, kisiler evlenme yerine birlikte yasamayi tercih edebilmektedirler.
Nitekim basta Istanbul Sözlesmesi olmak üzere, çogu uluslararasi sözlesmeler, kuruluslar, birlikte yasamayi da mesru evlilik gibi muteber, korunmaya deger, hatta cazip göstermektedirler.
Bütün bunlar, seküler hayat tarzinin dini temelli aile yapisina yönelik tahripkâr etkilemelerinden kaynaklanmaktadir. Özellikle aile içi siddete yönelik sansasyonel ve yaygin haberler ve bu haberlerle verilen imali mesajlar, aile kurumunu sevimsiz hale getirmektedir. Aslinda muhafazakâr olduklari halde, aile içi yasananlara yönelik yayinlar sebebiyle insanlar aile yasantisindan uzaklasabilmektedirler.
Elbette ki, aile içi siddetin insanilik temelinde kabulü imkânsizdir. Bunun dini ve ahlakiliginin savunulmasi mümkün degildir. Ama, klasik aile yapisi, toplumsal ve kültürel deformasyonla ciddi manada asindigi, aile yapisini asindirici etkenler çesitli sebeplerle yayginlastigi için, esasen dini ve ahlaki temelde kabulü mümkün olmayan aile içi siddet, imtizaçsizliklar, yaygin haberler, algilar, aileyi tahrip edici sonuçlara sebep olmaktadir.
Türkiye’de manevi temelleri saglam aile yapisindaki asinmalar sebebiyle klasik aile yapisi ciddi manada kan kaybetmistir. Onun yerine seküler temelli saglam aile yapilari insa edilememistir; belki de istenen de budur. Dolayisiyla, aile yerine, sinirsiz ve doyumsuz nefsani ve sehevani istekler açisindan çok daha cazip görünen, gösterilen aile harici iliskiler özenilir hale getirilmeye çalisilmaktadir.
Sapkinliklarda Temel amaç, LGBT fikriyati ve seküler hayat tarzi temelinde, fertlerin ilk egitim kurumu olan ailenin tahrip edilmesi, dini hassasiyetli sahsiyetler yerine, seküler bâtil hayat tarzini esas alan nesillerin yetistirilmesidir.
Kadin kadina erkek erkege sapik beraberlikten çogalma olmuyor anayasa göre ailenin korunmasi öncelikli haktir. LGBTIQP'lerin yaptiklari is insanliga karsi suç ve terör kapsamina alan bir ceza kanunu acilen çikarilmasi zarureti dogmustur.
Konusan: Dr. Adnan Küçük Konusturan: Fatma Gülsen Koçak
Afganistan Platformu (AP), savaşın değil barışın dilini dünyaya taşımak için Türkiye’den güçlü bir iletişim atağı başlattı.
Başkan Erdoğan’ın talimatıyla AFAD ekipleri Gazze’ye gidiyor. İsrail basını Türkiye’nin sahada fiili güç oluşturmasından rahatsız. Ankara, Gazze’de yeni bir insani ve siyasi etki merkezi kurmaya hazırlanıyor.
Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Sumud Filosu, İsrail’in ablukasını aşamadı ama insanlığın onurunu tüm dünyada ayağa kaldırdı.
HABER - ÖNDER GÜZELARSLAN - Birleşmiş Milletler, Türk iş insanı Mustafa Tatar’a “Uluslararası Barış Elçisi” unvanı verdi.
İstanbul’da bisiklet severler “Sumud İçin Pedallıyoruz” diyerek Gazze’deki insani krize dikkat çekti.
HABER / ÖNDER GÜZELARSLAN - Manisa Vakfı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında İstanbul Engelliler Derneği üyelerini ağırlayarak farkındalık oluşturan anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
HABER / ERCAN KUTLU - Kahramanmaraşlı usta Mehmet Poyraz’ın açtığı Mehmet Chef; kebap, kelle–paça, zeytinyağlı, serpme kahvaltı ve paket servis hizmetiyle Bahçekent’in yeni lezzet adresi oldu.
Mustafa Böyükata, Anadolu’nun gönüllü çevrecilerinden Abdullah Karataş’ın ağaç sevgisini, diktiği binlerce fidanı ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde yürüttüğü doğa çalışmalarını anlatıyor.
ERCAN KUTLU - Bahçekent Furkan Işık Bulvarı’nda hizmet veren Komagene şubesi, işletmeci Nevzat Söylemez’in güler yüzlü yaklaşımı ve özel bademli-cevizli çiğ köfte tarifiyle bölge halkının favorisi oldu.
HABER / ERCAN KUTLU - Bahçekent’te yıllardır yüzlerce eve titiz işçilikle hizmet veren Caner Demirezen, bölge halkına en kaliteli boyayı en uygun fiyatlarla sunduğunu ve tüm işlerinin arkasında durduğunu ifade ediyor.
Çekmeköy Çamlık Mahallesi'nde İETT şoförü tartışma sonrası kontrolü kaybetti, otobüs kaldırıma çıkarak araçlara ve yayalara çarptı. Olay yerinde panik yaşandı, yaralılar yola savruldu.
Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bir gemide bakım sırasında karbondioksit tüpü patladı. İlk belirlemelere göre 1 işçi hayatını kaybetti, 4 kişi gazdan etkilenerek hastaneye kaldırıldı.
HABER / NEZİR KARAYÜN / ADOM AJANS - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Tokat merkezli 12 ilde düzenlenen yasa dışı bahis operasyonlarında 32 şüphelinin yakalandığını duyurdu.
HABER / AHMET KARAYÜN / ADOM AJANS - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul, İzmir, Artvin, Kastamonu, Mersin ve Mardin merkezli olmak üzere 21 ilde 1 Milyar Liralık İşlem Hacmi Ortaya Çıktı.
AK Parti’nin açıklamasıyla gündeme oturan “PKK silah bırakıyor” iddiası sonrası uzmanlar konuştu. Güvenlik, siyaset ve kamuoyunun ortak beklentisi: Kalıcı barış ve toplumsal huzur.
18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Fuar ve Kongresi’ ile ‘TTI Health 2. Sağlık Turizmi Fuarı’ düzenlenen törenle açıldı. Turizm sektöründen birçok katılımının bir araya geldiği fuara Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Z
Çan’dan Çanakkale’ye gelirken uğramanız gereken leziz bir mekan. Özkan'ın misafirperverliği ve kırmızı etin çeşitliliğiyle damak tadınıza hitap edecek.
Çanakkale, doğası ve tarihi dokusuyla son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin yeni gözdesi oldu. Şehir, yılın dört mevsimi ziyaretçi akınına uğruyor.
2025 yılı resmi tatil günleri ve tatil önerileri ile yeni yıla hazır olun.
Yunanistan, Türk vatandaşlarına cazip fiyatlarla gayrimenkul satın alıp oturma izni alma fırsatı sunuyor. Yeni projelerle bu imkan genişletiliyor.
Bursa Konyalılar Derneği, 5. Şeb-i Arûs programını bu yıl “Gönüller Gazze İçin” temasıyla düzenliyor. Mevlânâ’nın sevgi ve merhamet çağrısı, Gazze’nin acısıyla birleşiyor.
İzmir Çiğli’de düzenlenen Erzurum Tanıtım ve Gastronomi Günleri, konserler, sahne gösterileri ve yöresel lezzetlerin yer aldığı etkinliklerle yoğun ilgi gördü ve coşkuyla sona erdi.
Nevşehir’de açılan Ahmet Minguzzi Skate Parkı, hem spor alanı hem de sanat dokunuşlarıyla dikkat çekerken, genç yaşta hayatını kaybeden Ahmet Minguzzi’nin anısını yaşatıyor.
Trabzon Kitap Fuarında okurlarla buluşan Mücahit Güler, “Tevhid Bağlamında Logoterapi” eseriyle büyük ilgi gördü. Kitap, insanın anlam arayışını Kur’ani bir perspektifle ele almasıyla dikkat çekti.
İzmir Öğretmen Akademilerinde konuşan Eğitimci-Yazar A. Levent Ertekin, tüm mal varlığını eğitime bağışlayan Melahat Aksoy’un hayatını ve fedakârlıklarla dolu öğretmenlik öyküsünü anlattı.
Sebze ve meyvelerin plastik poşette bekletilmesi, dioksin tehlikesi, organik ürün yanılgısı ve gıdaların doğru saklama yöntemleri… Uzmanların yıllardır uyardığı kritik bilgiler.
KARYA FARMA, kadim Karya topraklarının şifa mirasını modern bilimle buluşturdu. HBX-2371 GOLD SMART DROP, doğadan ilham alan yenilikçi bir yaşam formülüdür.
Modern çağın sessiz salgını haline gelen uykusuzluk, artık bireysel değil toplumsal bir kriz. Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER, bu çağın en yorgun zihnini anlatıyor.
Basit belirtiler bazen ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Vücudun verdiği 20 önemli sinyali doğru okumayı öğrenin.
Uzmanlara göre yaşlılarda en sık ölümle sonuçlanan iki tehlike var: düşme ve boğulma. Basit önlemlerle bu riskler büyük ölçüde azaltılabiliyor.
RÖPORTAJ / ERCAN KUTLU - Bahçekent’te ilk kez açılan çikolata mağazası, özel günler ve sağlıklı yaşam için tatlı bir buluşma noktası oldu.
HABER: / Ercan KUTLU - Başakşehir Belediyesi’nin geleneksel “Çaya Geldik” etkinliği 654 Ada’da yoğun ilgi gördü. Komşuluk bağı güçlendi, çocuklar eğlendi, belediyeye teşekkür mesajları yağdı.
Bahçekent’te yaşayan Orhan Sami’nin kızı Hevi Zana Sami, 3 yıl üst üste okul birincisi olarak plaketle ödüllendirildi. Başarı hikâyesi ilham veriyor!
HABER / ERCAN KUTLU - Bahçekent’in kuruluşundan bu yana hizmet veren Bahçekent Copy ve Baskı Merkezi matbaa, tabela, promosyon ve kurumsal baskılarda kalitenin adresi olmaya devam ediyor.
ÖZEL HABER / MEDYA90 - Yeni yönetimiyle dikkat çeken Bahçekent 654 Ada Sitesi, tecrübeli isimler Volkan Sarıca ve Kadir Kaya öncülüğünde site sakinlerinden tam not alıyor.
Yozgat’ta “Anadolu Selçuklu Hastaneleri ve Darüşşifa Uygulamaları” Konuşuldu
Niğde Belediyesi, toplumun temel taşı olan aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin geleceğe daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlamak amacıyla önemli bir adım attı.
Niğde Belediyesi’nin düzenlediği 2. Tiyatro Festivali, 15-22 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleşti. Sekiz farklı oyunun kapalı gişe sahnelendiği festivalde, 4000 sanatsever Niğde Belediyesi Kültür Merkezi’nde sanatla buluştu.
Niğde Belediyesi Zabıta ekipleri, yılbaşından bu yana 438 iş yerini denetledi. Hijyen, gıda güvenliği ve fiyat kontrolü yapılarak halk sağlığının korunması hedefleniyor.
Niğde Belediyesi, sömestr tatilinde çocuklar için tiyatro festivali düzenliyor. 18 Ocak-2 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek etkinlikler eğlenceli ve öğretici oyunlar sunuyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.