Film festivalinde dopdolu bir gün

Film festivalinde dopdolu bir gün

Nilüfer Belediyesi’nin, sinemaseverlere açik havada film izleme keyfi sundugu Çali Köy Filmleri Festivali’nde film gösterimlerinin yani sira düzenlenen yönetmen söylesileri de büyük ilgi gördü.

Nilüfer Belediyesi’nin, sinemaseverlere açik havada film izleme keyfi sundugu Çali Köy Filmleri Festivali’nde film gösterimlerinin yani sira düzenlenen yönetmen söylesileri de büyük ilgi gördü. Sinema tutkunlariyla bulusan isimlerden biri olan ünlü yönetmen Ezel Akay, film yapmak için arzunun olmasi gerektigine dikkat çekti.

 

Çali Köy Filmleri Festivali, ikinci gününde sinema tutkunlarina keyifli bir hafta sonu yasatti. Nilüfer Belediyesi’nin Çali Çevre ve Kültür Dernegi (ÇEKÜDER) is birligiyle bu yil 6’ncisini gerçeklestirdigi festival, katilimcilarina açik havada film izleme keyfi yasatirken, düzenlenen etkinliklerle de farkli deneyimler sunuyor. Festivalin ikinci gününe Canan Emir ile yoga yaparak baslayan festival katilimcilari, Ismail Ifsa egitmenliginde gerçeklestirilen “Kamera Obscura Yapimi” atölyesine de katildi. “Düdük”, “Gaz”, “Abella’nin Yolculugu”, “Jeotermal Yetti Gari”, “Okul Trasi”, “Yola Devam” filmlerinin gösteriminin yapildigi festivalde, yönetmen, senarist ve oyuncularin katildigi üç ayri söylesi gerçeklestirildi.

 

Aydinlilar’in, jeotermal santrallere karsi yürüttügü çevre mücadelesini konu alan “Jeotermal Yetti Gari” filminin yönetmeni Murat Yüksel, “Abella’nin Yolculugu” filminin yapimcisi Evrim Inci ve yardimci yönetmeni Yasin Erdag’in katildigi ve moderatörlügünü Turan Kubulay’in yaptigi söyleside, filmlerin yapim süreçleri, hikaye anlatimlari, kurgu biçimleri ve senaryolari üzerine konusuldu.

 

Günün ikinci söylesisine de oyuncu, yönetmen ve yapimci Ezel Akay konuk oldu. Hamit Ön’ün moderatörlügünü üstlendigi “Bir Film Yapmak” isimli söyleside Ezel Akay, festival katilimcilariyla içten ve keyifli bir söylesi gerçeklestirdi. Film yapmak için arzunun olmasi gerektigine dikkat çeken Ezel Akay, “Bu da çok basit bir sey degil. Bir takim insanlar, bir takim isleri derin bir arzu sayesinde yapiyorlar. Hikaye anlatmayi istemek lazim. Bazi insanlar hikaye dinlemeyi sever, bazilari da anlatmadan duramaz. Fikra anlatirlar, saka yaparlar, yasadiklarini öykülendirirler. Biraz yetenek ve arzu gerekiyor. Sonrasinda bir cep telefonu yeter” diye konustu.

 

Günümüzde sinema filmi yapmak isteyenlerin elinde çok zengin bir arsiv oldugunu söyleyen Akay, “Kisa filmler, deneysel çalismalar, fotograf teknikleri o kadar zengin bir arsiv var ki artik sinema yapmak isteyenlerin elinde, çekemeyenleri biz kabul etmiyoruz” dedi.

 

Köy filmlerini detaylardan olusan, hikayesi olmayan ancak atmosferi olan film tipleri olarak nitelendiren Ezel Akay, köy filmlerinin de artik bir klisesinin olustugunu söyledi. Akay konusmasina söyle devam etti: “Köy filmlerini sevmiyorum. Ben çizgi roman okuyarak büyüdüm. Oyuncakli, canli, trajik, insani yerinden oynatacak, izlendikten sonra dünyayi degistirme arzusu veren filmlerden hoslaniyorum. Eglencelilik meselesini de bir tür artistik strateji olarak görüyorum. Insanlara haz vermezseniz hiçbir sey alamazsiniz. Bunun yollarindan biri de eglendirmektir. Eglenmeyi sadece gülmek olarak düsünmeyin. Hep birlikte bir salon dolusu insanin aglamasi da bir eglence. Merak, bulmaca çözme, sürpriz, gizemi ortaya çikarma bunlar haz verici seyler. Ben bu haz verici olmayi, bir artistik strateji olarak benimsedim. Bana uydu. Insanin karakterine, dünya görüsüne uymali. Bir aci ilaci, sekerlemeye sararak seyirciye sunmak gibi. Söylenen, anlatilmak istenen her sey de anlasilir oluyor bu eglence ve haz sayesinde. Bu, politik bir tavir.”

 

Filmlerinde kullandigi renk seçimleri üzerine gelen bir soru üzerine Ezel Akay, renklerin kurma eyleminin önemli bir unsuru oldugunu, renkleri de atmosfere göre seçtigini söyledi. Akay, “Dünyada bir yönetmenin renklerden anlamamasi, filmine uygun renk seçmemesi düsünülemez bir sey. Film kültürü böyle gelisti. Ancak Yesilçam’in kusurudur bu. Bu tür görsel dünyaya çok az önem verilmis. Yeni nesil bu yönde ciddi bir kültüre sahip oldu. Filmlerin atmosferiyle ilgileniyoruz farkinda olmadan. Hikayesinden önce nasil anlatiliyor bize seyirci olarak bu ilgi çekici geliyor. Renk, müzik, ses, oyuncularin yüzü, kadraj, kameranin nasil gösterdigi bütün bunlar atmosferi yapan seyler ama gözümüzle gördügümüz için ilk dikkatimizi çeken renkler oluyor. Özellikle renklerde tutarlilik varsa bunu hissediyoruz. Ben de konu nasil bir atmosfer gerektiriyor diye düsünüyorum.

 

Renk, kurma eyleminin önemli bir unsuru. Tezatlar, örnegi tarih anlatilirken benim aklima kizil renk geliyor. Nedeni önemli degil” dedi.

 

Türkiye’de begendigi yönetmenler oldugunu ancak bir idolünün olmadigini söyleyen Akay,  “Uluslararasi alanda var. Birbirine benzemeyen yönetmenleri çok begeniyorum” dedi.

 

Seçilen konunun, seçilen teknikle organik bir iliskisi olmasi gerektigini vurgulayan Ezel Akay, estetik tercihlerin hikayeye uygun oldugunda, teknolojinin çok önemi kalmadigini ifade etti. Akay, “Zevkinizin, görüsünüzün, arzunuzun, begendiginiz seylerin olmasi lazim. Taklit etmek hiç kötü bir fikir degil. Begendiginiz bir sanatçiyi taklit ederek, onun gibi düsünerek kendi hikayenizi kendi kimliginize uygun hikayelere yaklasabilirsiniz” diye konustu. Ezel Akay, festival katilimcilarinin sorularini da yanitladi. Söylesinin ardindan Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Osman Uçar, Ezel Akay’a plaket vererek tesekkür etti.

 

Festivalde ilgiyle izlenen filmlerden biri olan Okul Tirasi filminin ardindan da bir söylesi düzenlendi. Festival katilimcilariyla bir araya gelen Okul Tirasi filminin yönetmeni Ferit Karahan, senaristi Gülistan Acet ve oyuncularindan Mahir Ipek’in yer aldigi söyleside, filmin senaryosunun hazirlik, karakter seçimi ve çekim süreci paylasildi. Ferit Karahan, politik filmler yaptigini, politik filmlerin insana dair olmasi gerektigini ve insan ruhuyla ilgilendigini belirtirken, Gülistan Acet de, Okul Tirasi filminin herkesin kendi hikayesine dair bir seyler anlattigini söyledi. Oynamaya karar verdigi filmin senaryosunu okurken, ayni zamanda canlandirdigini söyleyen Mahir Ipek de, Okul Tirasi filminin aktörlük adina kendisine çok sey kattigini söyledi. Mahir Ipek, “Kafamda canlandiramadigim filmde çalismak istemiyorum. Bu da öyle bir hikayeydi. Senaryo dili, sinema için yazilmis degildi. Hayatin içindeydi. Bu benim oyunculuk yolculugumda yeni bir egitim oldu. Aktörlük adina bavuluma çok sey koydum” diye konustu. Söylesinin ardindan Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal Isler Müdürü Nejla Aslan, konusmacilara tesekkür etti. Çali Köy Filmleri Festivali’nde ikinci gün gösterimleri Yola Devam filmiyle sona ererken, gecenin sonunda Kosmonotosman da, dj performansiyla festivale katilan yüzlerce kisiyi costurdu.

 

Bursa HABERI



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.