Millî Egitim’in Üvey Evlatlari:
Arastirmaci ve Egitim Uzmani Yapilan Il ve Ilçe Yöneticileri
Millî Egitim Bakanliginda son yillarda vizyona konulan bir uygulama ile pek çok ilçe milli egitim müdürü, il milli egitim müdür yardimcisi, hatta kadro alamayip Bakanlikta müsavir olma müktesebi elde edemeyen il milli egitim müdürleri, net bir gerekçe gösterilmeden çesitli bahanelerle sessiz sedasiz görevden aliniyor. Önceleri “egitim uzmani”, sonralari “arastirmaci” unvaniyla “mücbir bir neden olmaksizin, sadece keyfi tasarruflarla” alt görevlere alinarak il milli egitim müdürlükleri bünyesinde bir nevi kizaga çekilen bu yöneticiler için pek çoklari, “Eyvallah, ne güzel, ne âlâ, bankamatik memuru olmuslar. Havuzda yüzüyorlar.” diyebilir. Ama kazin ayagi hiç de öyle degil. Bu muameleye maruz kalan egitim uzmani ve arastirmacilarin derdi büyük. Bu sikintiyla ilgili birkaç maddeyi “Elçiye zeval olmaz” diyerek yetkililerin dikkatine sunmak istiyoruz.
Yillarin birikim ve tecrübesine sahip bu yöneticiler
1) Yillarin birikim ve tecrübesine sahip bu yöneticilere, 2021’de yürürlüge konulan Devlet Memurlari Disiplin Yönetmeliginin 28. Maddesinin 3. fikrasinda “Disiplin sorusturmasinda muhakkik olarak görevlendirilmesi halinde muhakkik, hakkinda sorusturma yapacagi memurdan hiyerarsik olarak alt seviyede bulunamaz.” hükmüne ragmen muhakkik olarak görevlendirilmekte; inceleme, sorusturma ve denetim görevleri verilmektedir. Resen, valilik olurlariyla verilen bu görevlerde, egitim uzmani ve arastirmacilarin, hakkinda inceleme-sorusturma yaptigi / yapacagi okul yöneticilerinin, sube müdürlerinin ve diger yöneticilerin hiyerarsik olarak neresinde oldugu izaha muhtaçtir.
2) Görevden alinarak egitim uzmani ve arastirmaci yapilan bu kisilere, aktif yönetici ve egitim müfettislerinin yaptigi inceleme-sorusturma ve denetim görevleri verilirken aktif görevde olan il-ilçe yöneticileriyle egitim müfettislerine verilen sinav görevi hakki (MTSK, E-sinav ve tüm merkezi sinavlar) “yönetici ve egitim müfettisi olmadigi halde” inceleme-sorusturma ve denetim görevi yaptirilan bu kisilere niçin verilmemektedir?
Müfettislerine verilen sinav görevi
3) Hiçbir olumsuzluk söz konusu degilken tamamen keyfi tasarruflarla, baskalarina makam vermek, yol açmak için yöneticilik görevinden alinarak alt görevlere atanan, küstürülen, itibar kaybina ugratilan, inceleme-sorusturma ve denetim görevi verilen egitim uzmani ve arastirmacilara, tüm bunlar yetmiyormus gibi iki yilin sonunda “Siz arastirmacisiniz, bundan sonra arastirmaci maasi alacaksiniz” gerekçesiyle “tüm müktesepleri göz ardi edilerek” maaslari 4-5 bin lira eksik ödenmektedir. Oysa Saglik Bakanliginda ve Gençlik ve Spor Bakanliginda (sube müdürleri dâhil) arastirmaci yapilan tüm yöneticiler, bu göreve atandiklari tarihte müktesepleri ne ise onun üzerinden maaslarini almakta, ona göre özlük haklarindan ve maas artislardan yararlanmakta, ekonomik bir kayba ugramamaktadirlar. Bu uygulama gösteriyor ki Milli Egitim Bakanliginda keyfi olarak egitim uzmani ve arastirmaci yapilan yöneticiler, keyfi olarak üvey evlat muamelesi görmektedirler. Oysa devlet kurumlarinda uygulama birlikteligi esas degil midir?
4) Milli Egitim Bakanligi merkez teskilatinda görevli her kademedeki yöneticiler, bu sekilde görevden alindiklarinda maas ve özlük haklari noktasinda hiçbir kayba ugramamakta, normal maaslarini artislariyla birlikte almaktadirlar. Tasarruf zorunlulugu bahanesiyle sessiz sedasiz görevden alinan ilçe milli egitim müdürü, il milli egitim müdür yardimcisi, hatta kadro alamayip Bakanlikta müsavir olma müktesebi elde edemeyen il milli egitim müdürleri için de böyle bir düzenleme yapmak çok mu zordur? Yillarini egitime adamis bu kisileri hem gerekçesiz görevden alarak küstürmek, hem görev vermeye devam etmek, hem ekonomik olarak zarara ugratip magdur etmek ne kadar dogrudur?
Düzenleme yapmak çok mu zordur?
5) 10 yil, 15 yil yöneticilik görevinden sonra okullarda fiili olarak ögretmenlik yapamayacak duruma gelmis olan ilçe milli egitim müdürü, il milli egitim müdür yardimcisi, hatta il milli egitim müdürlügü görevindeyken alt göreve atanan bu egitim uzmani ve arastirmacilari “küstürmek ve ekonomik olarak zarara ugramak”; bir de resen inceleme-sorusturma, denetim görevi vermek yerine -saglam bir düzenlemeyle- “Rehberlik Uzmani”, gerçek bir “Egitim Uzmani” veya benzer bir unvanla unvanlandirilmalari, okul müdürlerine, müdür yardimcilarina ve ögretmenlere, özellikle stajyer ögretmenlere, bir planlama dâhilinde rehberlik yapmalarinin saglanmasi acaba Milli Egitim Bakanligi ve egitimimiz adina bir kazanç olamaz mi? Bu insanlar, vefaya layik degil mi? Ya da vefa, bir semt adi mi yoksa boza markasi midir?