Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com
Egitim-Bir-Sen, Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun 11. Kalkinma Plani’nda ve Milli Egitim Bakanligi’nin 2023 Egitim Vizyonu’nda yer almasina ragmen hala çikartilmamasina 81 ilde düzenlenen ortak basin toplantilariyla tepki gösterdi.
Egitim-Bir-Sen Izmir 1 No’lu Sube tarafindan gerçeklestirilen basin toplantisina Sube Yönetim Kurulu Üyeleri, Ilçe Temsilcileri ve Egitim-Bir-Sen üyeleri katildi. Toplantida açiklamalarda bulunan Sube Baskani Ali Kaya, “Meslegin hak ettigi sekilde tanimlanmasi, sosyal zeminde ögretmenlerin itibarinin, haklarinin korunmasi ve artirilmasi, yönetmeliklerle, genelgelerle olusan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasindaki daginikligin giderilmesi için meslek kanununun ivedilikle yürürlüge konulmasi gerekmektedir. Zaman, vaatleri gerçege dönüstürme, hedefleri sonuca ulastirma zamanidir. Meslegin itibari korunmali, ögretmenligin meslek kanunu olmali” ifadelerini kullandi.
Ali Kaya konusmasinda su ifadelere yer verdi;
“Ögretmenlik insanligin en kadim ve önemli mesleklerinden biridir”
24 Kasim Ögretmenler Günü dolayisiyla egitim çalisanlarinin sorunlarina dikkat çekmek ve ögretmenlerin meslek kanunu talebini dile getirmek amaciyla düzenledigimiz basin toplantisina hos geldiniz.
Insanin, özünü kesfetmeye, kisiligini insa etmeye yönelik en büyük eylemi egitimdir. Egitimi, egitim-egitilen çerçevesinde, insanlarin birbirleriyle iliskisinden, iletisiminden ve etkilesiminden beslenen akli süreçlerin hâkim oldugu ve ahlaki sonuçlarin hedeflendigi faaliyetler bütünü olarak kabul ediyoruz. Egitimi, tam da bu yüzden hem bilim hem de hizmet noktasinda vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayilamaz, devre disi birakilamaz, alternatifi olusturulamaz konumda görüyoruz.
Egitimde geriye düsenin ahlakta, adalette, merhamette, bilimde öne çikmasi, teknolojide önde olmasi, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark olusturmasi mümkün olmaz. Ögretmenlik, insanligin en kadim ve önemli mesleklerinden biridir. Ögretmen, çocuklarimizin suur sermayesini artirma, bilgi haznesini büyütme, idrak zeminini güçlendirme, hikmeti kesfetme, hakikate ulasma konusunda beserin insanlasmasi ve bireyin uzmanlasmasi yolculugunda hem rehber hem de rol modeldir. Bu vasif, ögretmenlik mesleginin tarih boyunca önemli ve degerli kabul edilmesinin de baslica sebebidir.
Egitimde örnek gösterilen ülkelerde oldugu gibi, ögretmenligin kamu sistemi içerisinde tanimlanmis egitim-ögretim hizmetleri sinifindan müstakil bir meslek kanununa kavusturulmasi hususu artik daha fazla ötelenmemelidir. Meslegin hak ettigi sekilde tanimlanmasi, sosyal zeminde ögretmenlerin itibarinin, haklarinin korunmasi ve artirilmasi, yönetmeliklerle, genelgelerle olusan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasindaki daginikligin giderilmesi için meslek kanununun ivedilikle yürürlüge konulmasi gerekmektedir.
“Meslek kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek istemiyoruz”
Ülkemizde resmî ve özel egitim kurumlarinda fiilen görev yapan 1 milyon 200 bin ögretmen var iken, ögretmenin yetistirilmesinden emekliligine kadar ögretmenlik meslegini bütün olarak ele alan bir Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun olmamasi; hukuki açidan bosluk, mesleki açidan ise yoksunluktur.
Kanun, hedefler ve gerçekler baglaminda uluslararasi standartlara uygun bir kariyer meslegi niteligini tasimali; ögretmenin etkinligini artiracak, itibarini yükseltecek hükümler içermelidir. Meslek kanununun yapilmasi için gereken talep de yazilmasi için gereken birikim de var. Bundan sonra bir tek seye ihtiyaç var. O da kanunun çikarilmasini hizlandiracak irade. Bizler Türkiye’nin bütün illerinden hep birlikte o iradeyi harekete geçirmek için sesleniyoruz: Meslek kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek istemiyoruz.
Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun çikarilmasi hedefine, 11. Kalkinma Plani’nda da Millî Egitim Bakanligi’nin 2023 Egitim Vizyonu’nda da yer verilmesi, hem talebemizi dogruluyor hem de tepkimizi hakli kiliyor.
Meslek kanununun çikarilmasi noktasinda niyet ve kararliligin kamuoyuna deklare edilmesinin üzerinden iki yil geçmesine ragmen, bugüne kadar kamuoyuna net, açik ve kesin bir içerik paylasimi yapilmis degildir. Millî Egitim Bakanligi’nca yürütülen çalisma, hazirlanan taslak, öngörülmüs bir tasarim mutlaka basta yetkili sendika olmak üzere, paydaslarla is birligi içinde ele alinarak olgunlastirilmalidir.
“Zaman, vaatleri gerçege dönüstürme, hedefleri sonuca ulastirma zamanidir”
Bu noktada, ögretmenlik meslegine, ögretmenlere, egitime ve ögrencilerimize dair hassasiyetlerimizi, önceliklerimizi, talep ve beklentilerimizi sekillendiren, meslek kanununa dair çerçeve beklentimizi ifade eden hususlara da dikkat çekmek istiyoruz.
OECD’nin yayinladigi ‘Dünya Standartlarinda 21. Yüzyil Okul Sistemi Nasil Insa Edilmeli?’ baslikli raporda yer alan, ‘Egitimin bir ülkenin gerçekten önceligi olup olmadigi bazi sorular sorularak anlasilabilir: Ögretmenlik mesleginin toplumsal statüsü nedir? Ögretmenlere ödenen ücretler benzer egitim geçmisine sahip bireylere ödenen ücretlere kiyasla nasildir? Çocugunuzun ögretmen olmasini ister misiniz? Medyada okullar ve egitim üzerine haberler ne kadar yer buluyor?’ seklindeki sorulari yetkililerin dikkatine sunuyoruz. Bu sorularin her birini, politika belirleyici, politika tasarlayici ve uygulayici konumda olanlarin cevaplamasi gerekiyor.
Kesin olan bir sey var ki, PISA’da yüksek performans gösteren egitim sistemlerinin çogunda, ögretmenlere daha yüksek maas verilmesi, egitim geçmisinin daha fazla önemsenmesi, ögretmen niteliginin artirilmasi ve ögretimin iyilestirilmesi odakli egitim harcamalarinin payinin daha fazla olmasi egilimi bulunmaktadir.
Egitim çalisanlarinin en güçlü sesi, genel yetkili sendikasi olarak, gerek akademik yayinlar gerek raporlar gerekse alan ve teskilat taramalariyla Ögretmenlik Meslek Kanunu noktasinda gündemin olusmasini sagladik. Birçok konuda oldugu gibi bu konuda da gündemi belirledik.
Nelere ihtiyaç duyuldugu, meslek kanununun hangi nitelikte olmasi gerektigi hususlarini 2018 yilinda hazirladigimiz “Ögretmenlik Meslek Kanunu Ihtiyaç ve Öneriler” baslikli raporla kamuoyuna açikladik. ‘Ögretmenlik Meslek Kanunu, ögretmene destek kanunu olmali’ üst basligiyla kamuoyunun dikkatini çekmeyi, içerige ve olmasi gerekenlere iliskin farkindalik olusturmayi hedefledik. Yaptigimiz çalismalarin, arastirmalarin, yayinlarimizin ve hazirladigimiz raporlarin ürettigi birikimi esas alarak ‘nasil bir meslek kanunu olmali, meslek kanununda neler olmali’ sorularina verilecek cevaplarimizi netlestirdik. Tespitlerimizi ve tekliflerimizi burada bir bütün olarak ifade edecek degiliz, basat konu basliklarina yönelik teklif ve talepleri ifade etmekle yetinecegiz.
Öncelikle resmî veya özel ögretim kurumu ayrimi yapmaksizin bütün ögretmenleri kapsayacak, ögretmenlik mesleginin bütün boyutlarini ele alacak bir yasal düzenlemeye duyulan ihtiyaç konusunda genis bir toplumsal mutabakatin varligi herkesçe kabul edilmelidir.
Bu mutabakatin faydali bir sonuç dogurmasi, meslek kanununun ‘ögretmenlerin statüsünü, toplumsal itibarini yükseltebilecek, haklarda kazanç saglayacak, çalisma sartlarini iyilestirecek, siddeti de önleyecek’ türden bir içerikle uygulamaya konulmasiyla mümkündür.
Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun egitimin niteliginin artmasina dogrudan ya da dolayli olarak katki saglayacak pek çok düzenlemeye yasal dayanak olusturma potansiyeli bulunmaktadir. Biz, meslek kanununda, ögretmenlerin özlük haklarinin uluslararasi standartlar çerçevesinde tanimlanmasini ve gelistirilmesini istiyoruz.
Sözlesmeli ve ücretli ögretmenlik gibi haksiz ve çözüm yerine sorun üreten uygulamalari ortadan kaldirmayan bir düzenlemenin meslek kanunu niteligi kazanamayacagina inaniyoruz.
Resmî egitim kurumlarindaki bütün ögretmenlerin kadrolu istihdamini emredici sekilde düzenlemeyen bir kanunun, ögretmene itibarini korumada yetersiz olacagini hatirlatiyoruz.
Ögretmenlerin mesleki ilerlemelerini saglayacak sekilde kariyer basamaklarinin yeniden hayata geçirilmesinin meslek kanunu iddiasinin ispati için sart oldugunu düsünüyoruz. Istihdamda güçlük çekilen bölgeler basta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verecek, ögretmeni motive ve tesvik etmeye, imkânlar, firsatlar ve artirimli haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin meslegi özendirmeye, meslegi yürütenleri güçlendirmeye iliskin ön sart oldugunu biliyoruz.
Ögretmenlerin atamadan yer degistirmeye, yetismeden gelismeye, egitim imkânlarindan kariyer firsatlarina, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrimcilik ya da ayricalik kusurlarindan kurtarmaya dönük hükümler meslek kanununun olmazsa olmazidir.
Egitim ve ögretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan egitim kurumu yöneticiligi ve egitim liderligi konusu bir sorun olarak degil, bir konum olarak meslek kanunu kapsaminda düzenlenmeli, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katilim, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük haklari da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanimlanmalidir.
Ögretmenin itibarinin, statüsünün, hak ve imkânlarinin, firsat ve yetkilerinin artirilmasina dayanak yapilmasi gereken Ögretmenlik Meslek Kanunu, ögretmenlerin ve egitim kurumu yöneticilerinin mali haklarinda, hak, yetki, sorumluluk ve toplumsal beklenti ekseninde gerçeklestirilmesi kaçinilmaz görünen artis gerekliligi, kamu maliyesi dengesi, bütçe olanaklari vb. bahanelerin arkasina siginilmadan çikarilmalidir. Aksi hâlde, egitimde istenilen basarinin saglanamayacagi, meslek kanunundan beklentinin karsilanamayacagi bilinmelidir.
Salgin süreci, okulun da ögretmenin de degerini; yoklugunun, eksikliginin telafi edilemez niteligini, toplumsal yapinin ana direklerinden biri oldugu gerçegini bir kez daha ortaya koymustur. Salgin sebebiyle egitim-ögretim faaliyetlerinde bilinen ve alisilagelen usullerin zorunlu olarak terk edilmesi, ögretmenlerimizin fedakârliklari, azimleri, çabalari olmasa, bu zorlu sürecin, ögrenme kayiplari basta olmak üzere, giderilmesi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verecegini bugün çok net görebiliyoruz.
Egitim çalisanlarimiz, yilda bir gün övgü cümleleriyle geçistirilen anma günlerini beklemiyor. 24 Kasim’da ögretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, haklarini koruyup gelistirecek, çalisma sartlarini iyilestirecek, ugradiklari siddeti önleyecek, sorunlarina çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarini hak ettigi yere tasiyacak bir içerikle Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir.
Zaman, vaatleri gerçege dönüstürme, hedefleri sonuca ulastirma zamanidir.
Egitim-Bir-Sen olarak, bu hususlar temelinde çikarilacak Ögretmenlik Meslek Kanunu’na katki ve destek sunacagimizi bir kez daha ifade ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Bakanligi bu konuda adim atmaya çagiriyoruz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.