Özel durumlar haricinde, dozunda tüketilmesi durumunda bu içeceklerin sağlık açısından olumlu etkileri bir çok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Aynı şekilde doz aşımı yapılması ve / veya kaçınılması gereken bir duruma sahip olunmasına rağmen tüketimine devam edilmesi bir takım sağlık problemlerini beraberinde getirmektedir. Bu yazımızda çay ve kahvenin faydaları ile birlikte zararlarına hızlıca göz atıp kafein miktarlarına ve önerilen dozlarına değineceğiz.
Sohbetlerimizin, anılarımızın ortağı yaz, kış her mevsim içilebilen vazgeçilmez ikili… Kırk yıl hatırı olan kahve ile tavşan kanı çayın dostluğu eskilere dayanıyor aslında. Rivayete göre kahvenin hikayesi, bir çobanın otlattığı keçilerinin ağaçtaki yemişleri yiyince sürekli hareket edip, zıplamaları ve gece uyuyamamaları üzerine fark edilmiş. Çay ise, ilk olarak Çin, daha sonra 6. Yüzyılda Japonya derken günümüze kadar farklı kültürlere misafir olmuş, farklı sofralarda demlenmiş, mis gibi kokularıyla içimizi ısıtan içeceklerimizden olmuşlar.
Kafein , dünya üzerinde en az 63 çeşit bitkinin yapraklarında, tohumlarında ya da meyvelerinde bulunan bir maddedir .Başlıca kafein kaynağı çay ve kahvedir. Kafein kola gibi gazlı içecekler tat vermesi için de eklenmekle birlikte çikolatada da bulunmaktadır.
Çayın kafein miktarını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları demlenme süresi, demlenme derecesi, çay çeşidi ve çeşididir. Kahvenin kafein miktarnı ise kahve çekirdeklerinin cinsi, nerede yetiştiği, hangi yollarla üretildiği, hasat edildiği ve demlendiği önemlidir. Çay yaprakları kahve çekirdeklerinden daha fazla kafein içermesine rağmen, çay demlemek için daha az miktarda çay yaprağı kullanıldığı için bir bardak çayın içerisindeki kafein miktarı, bir bardak kahve içerisindekinden genelde daha azdır.