Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz derin çalışmalar yapıyor
Cumhurbaşkan Yardımcımız Cevdet Yılmaz göreve geldiğinden bu yanı tıpkı Cümhurbaşkan vekili gibi ülkemizi diyar diyar geziyor, yararlı programlar yapıyor, Anadolu insanına moral ve motivasyon kazandırıyor. Görünen o ki Cumhurbaşkanımızın yükünü %51 hafifletmiş durumda, bu isabetli tercihten dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da tebrik etmek lazım.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet yılmaz önemli çalışmalar yapıyor.
Cümhurbaşkan Yardımcımız Cevdet Yılmaz göreve geldiğinden bu yanı tıpkı Cümhurbaşkan vekili gibi ülkemizi diyar diyar geziyor, yararlı programlar yapıyor, Anadolu insanına moral ve motivasyon kazandırıyor.
Görünen o ki Cumhurbaşkanımızın yükünü %51 hafifletmiş durumda, bu isabetli tercihten dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da tebrik etmek lazım.
Yılmaz’ın bu yararlı çalışmalarından biri de 19 Ağustos günü Diyarbakır’da gerçekleştirdiği program oldu.
Ülema toplantısı günün en verimli çalışmasıydı
Valilik konağını ziyaret ettikten sonra, Diyarbakır annelerini ziyaret etti ve oradan Ak Parti il başkanlığına geçti, oradan da Medreseler ve Alimler Vakfı(MEDAV)’da ülema toplantısına katıldı, daha sonra İş adamlarının toplantısında katılıp, gençlerle şehir buluşması adı altında bir araya geldi. Öyle çalışmalar yaptı ki haberlere yazılara zor sığar, onun için sadece Müdderisler ve Alimler toplantısındaki konuşmasını özetlemek istiyorum.
16 ilden katılımcıların olduğu ülema heyetine hitaben yaptığı konuşması şöyle özetlenebilir.
“Bu ortamı hazırlayan Medreseler ve Alimler Vakfını(MEDAV) yöneticilerine teşekkür ederim.
Alimler ve Amirler düzelirse toplum düzelir
Ülemanın huzurunda konuşmak kolay değildir, malum bilinen bir ifade var
“Bir toplumda ülema ve ümera düzelirse toplum düzelir” diye muteber bir söz var. O zaman toplumda sıra dışı bir sıkıntı varsa bu iki kesimin kendini yoklaması lazım, hatta alimlerin daha çok düşünmesi gerekir, alimler görevini yaparsa iyi idareciler de yetişmiş olur diye düşünüyorum.
FETÖ ve DEAŞ gibi örgütler İslamı temsil edemez
Malumunuz İslam dini her şeyi kapsayan ve merkezinde ilim olan bir dindir, dolayısıyla nasıl ki PKK Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz aynen öyle de FETÖ ve DEAŞ gibi örgütler de İslam dinini temsil edemez.
Marjinal örgütler uzun çalışmaların eseri olarak ortaya çıkıyor.
Tabi bu örgütler öyle durup dururken ortaya çıkmıyor, bir kesim emperyalistler bu işin ilmini, araştırmasını yaptırıyorlar, insanlar nasıl bir beklenti içindeler? Onlara nasıl bir düşünce sunulursa etrafında toplanırlar? Toplumda nasıl bir boşluk var? Gibi soruların cevabını bulmak için uzun çalışmalar yapıp ona göre toplumu kanalize ediyorlar, adamlar Oryantalimz denen bir araştırma alanı dahi oluşturmuşlar.
Bizim de şöyle düşünmemiz lazım; “nerede boşluk oluşturduk ki, gençliğimiz bu tür marjinal düşüncelere kayıyor?” ta ki ona göre tedbir alalım.Bunu da özellikle alimlerimizden bekliyoruz. Biz yöneticilere de ne düşerse katkı vermeye hazırız.
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda ülkemizde çok önemli gelişmeler oldu, olmaya da devam edecektir.
Son 20 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizde çok önemli gelişmeler oldu, bir çok haksız uygulamalar kalktı, Kur’anı Kerim ve Siyerünnebi dersleri okul müfredatına girdi, Diyanet İşleri Başkanlığı önemli çalışmalar yapıyor. Merdeseler fiili olarak rahat bir tarzda tedrisatını yapabiliyor ve daha nice çalışmalar.
İyiliği emretmek, kötülükten men etmek gibi vazifemiz daima devam etmelidir. Bu tür çalışmalarda başta alimlerimize düşüyor.
Maalesef bölgede ön plana çıkmış siyasi eğilim, hak hukuk, demokrasi, özgürlük diyor, ama fiilen tersi bir durum yaşıyorlar, bizim birilerinin söylediği sözlere değil yaptıklarına göre değerlendirmemiz lazım.
Çukur siyaseti bölgeye pahallıya mal oldu, bu siyasetçiler buna destek veriyordu, terör ve şiddet bir toplumu maddi manevi açıdan sıkıntıya düşürüyor, PKK Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz, varsa Kürtlerin sorunu zaten direkt onlarla konuşup çözebiliriz, aramıza birilerini girmesine gerek yok.
Ülkemizin durumu her geçen gün iyiye gidecek
Yeni sürece “Türkiye Yüzyılı” adı verildiyse her geçen gün ülkemizin durumu iyiye gidecek demektir, yeter ki biz yek vücut olalım, ilimin gösterdiği yoldan şaşmayalım, tabi Alimlerimizin bu süreçte daha aktif olmaları lazım, hep birlikte ülkemizi daha iyi bir konuma getireceğiz inşallah” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.