Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, uzun süredir mücadele ettiği böbrek yetmezliği, şeker hastalığı ve demans sonucu hayatını kaybetti. Gülen’in ölüm haberi, örgüte yakın medya organları tarafından duyurulurken, örgüt üyeleri de sosyal medya üzerinden ölümü doğrulayan paylaşımlar yaptı. Pensilvanya’da yaşayan Gülen’in ölümü, hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Güvenlik kaynakları da ölüm haberini doğrularken, örgüt içinde liderlik ve finans kaynaklarının kontrolü konusunda büyük bir kriz baş gösterdi.
Fetullah Gülen’in ölümü, FETÖ'nün hiyerarşik yapısında ciddi bir çöküşe neden oldu. Güvenlik kaynaklarına göre, terör örgütünün üst kademelerinde, "örgütün parasını kim yönetecek" kavgası başladı. Örgütün finansal kaynaklarını ve faaliyetlerini kontrol eden kişilerin kim olacağı konusu, örgüt üyeleri arasında büyük bir çekişmeye neden oldu. Gülen’in ölümü, aynı zamanda örgüt içinde bir liderlik boşluğu yarattı ve kimin yeni lider olacağı konusunda tartışmalar başlattı. Örgüt, liderlik krizini aşmak için hızlı bir şekilde harekete geçse de, örgütün dağılma sürecine girmesi kaçınılmaz olarak değerlendiriliyor.
Güvenlik kaynakları, Fetullah Gülen’in cenazesine ilişkin de örgüt içinde ciddi tartışmalar yaşandığını belirtti. Gülen’in nereye defnedileceği, cenaze namazını kimin kıldıracağı ve cenazeye kimlerin katılacağı gibi konular, örgüt üyeleri arasında derin bir anlaşmazlık yarattı. Cenazenin, örgüt içindeki mevcut kriz ortamını daha da derinleştirebileceği öne sürülüyor. Pensilvanya’daki malikanesinde ölen Gülen’in cenazesinin Türkiye’ye getirilip getirilmeyeceği de belirsizliğini koruyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gülen’in ölümüne ilişkin yaptığı açıklamada, terör örgütüne karşı verilen mücadelenin kararlılıkla süreceğini belirtti. Fidan, “Karanlık örgütün lideri ölmüştür. Terörle mücadelede milletimizin kararlılığı devam edecektir. Bu örgüt, milletimizin tarihinde ender rastlanan bir tehdit odağı olmuştur. Gülen ve örgütü, binlerce gencimizi kandırıp vatana ihanet eden bir makineye dönüştürmüştür,” dedi. Fidan ayrıca, örgütün yurt dışında hala aktif olduğunu ve çeşitli istihbarat servisleri tarafından kullanıldığını vurguladı.
Fetullah Gülen, 1999 yılında sağlık problemlerini bahane ederek ABD’ye kaçmış ve Pensilvanya’da yaşamaya başlamıştı. O tarihten itibaren Türkiye’nin çeşitli dönemlerde yaptığı iade talepleri sonuçsuz kalmış, ABD yetkilileri Gülen’i teslim etmemişti. 17-25 Aralık yargı darbesi girişimi ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında Türkiye, Gülen ve örgüt liderlerinin iadesi için çok sayıda dosya hazırlamış, ancak ABD’den olumlu bir yanıt alınamamıştı. Gülen, ABD’nin himayesinde yaşamaya devam etmişti.
FETÖ, Gülen liderliğinde çok sıkı bir hiyerarşik yapı kurmuştu. Örgütün üst yönetimi, “İmam Gülen, Tayin Heyeti, İstişare Kurulu, Mollalar Grubu ve Meclis” gibi yapıların oluşturduğu katı bir sistemle idare edilmekteydi. Bu yapılar, örgütün karar alma mekanizmalarını yönetiyor ve alt birimlere talimatlar iletiyordu. Örgütün yerel ve uluslararası düzeydeki imamları, kararları titizlikle uygulamakla yükümlüydü. Gülen’in ölümünün, bu hiyerarşik yapıyı nasıl etkileyeceği ise belirsizliğini koruyor.
Fetullah Gülen’in ölümü, terör örgütünün içinde ciddi bir liderlik boşluğu ve finansal kriz yaratmış durumda. Gülen’in ölümünün ardından örgütün geleceğinin ne olacağı belirsizliğini koruyor. Güvenlik kaynakları, örgüt içindeki bu krizin daha da derinleşeceğini ve FETÖ'nün dağılma sürecine girebileceğini ifade ediyor. Gülen’in ölümünün ardından, örgüt içindeki güç kavgalarının yanı sıra dış desteklerin de azalacağı öngörülüyor.