Kaya: Malumunuz Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin yeni yüzyılı Milli eğitimle başlamak lazım dedi, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Uca, “Bakanımızın bu ifadesi çok önemli ve dikkat çekicidir.Maalesef karma eğitim sanki olmazsa olmazmış gibi bir hal almış, halbuki emareler ve ölçütler gösteriyor ki bu tarz karma eğitimin bir çok açıdan sakıncaları vardır.Hem akademik açıdan başarıyı düşürüyor, hem de ahlaki açıdan sıkıntılara sebep oluyor.
Gerek Amerika ve gerekse Avrupa yaptığı araştırmalar sonucu şu karma eğitimin sakıncaları tespit edilmiş ve artık bu sıkıntılı tarzdan kurtulmak için bir çaba harcanıyor, yol yöntem aranıyor. Biz de demokratik kitle örgütleri olarak yıllardır bunun mücadelesini veriyorduk vermeye devam edeceğiz.
Bununla birlikte halkı müslüman olan bir ülke olan memleketimizde homojen kız ve homojen erkek okulları talebinin bu kadar aşırı ve acımasız bir tarzda tepki ile karşılanması bizi üzüyor. Dolayısıyla Milli eğitim bakanımızın bunu gündeme getirmesi çok önemli.
Karma eğitimin sıkıntıları hem İslami yaşantımız açısından hem bilimsel verilerin sonucuna ortadayken karma eğitimde diretmek doğru değildir.
Unutmayalım homojen kız ve homojen erkek okulları talebi bir insan hakkıdır, bu hakkın arkasında durmak da sivil toplum örgütleri olarak bizim hem vazifemiz hem de hakkımızdır. Bu konuda halktan da ciddi bir talep vardır.” dedi.
Kaya: Öğretmenlik mesleği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Uca; ”Ne yazık ki öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bir çok meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğini tercih eden kimseler de mesleği benimsemeyi bırak bir an evvel işe girip ekonomik bağımsızlığı peşinde, öğretmenlik ideal bir meslek olmalı, ideali para olanın öğretmenlik mesleğini hakkıyla yapması beklenemez.
Çünkü öğretmenlik mesleğini kaldıramayacak kimseler de öğretmen oluyor; hoş görüsü, sabrı, derdi olmayan, empati yapmayı başaramayan birilerinin öğretmen olmaması lazım. Onun için öğretmen okuluna alım tarzı ve şartları değişmesi gerekir.
Başka bir ifade ile her insan öğretmen olmamalı.Bazı test teknikleriyle öğretmen mesleğine ehil olan ve olmayan kimselerin tespit edilmesi lazım.
Ayrıca öğretmen mesleğine başladığı zaman da tecrübeli öğretmenler öncülüğünde yetişmesi gerekir, halbuki öğretmen mesleğe başlar başlamaz onu sınıfa gönderiyoruz, bu da ayrı bir sıkıntı.
1949 yılında ABD ile imzalanan Fullbrigh anlaşmasının esaretinden eğitim öğretimimizi kurtarmalıyız, bunu da belirtmemik gerekiyor.” Dedi.
Kaya: Velilerimize yönelik söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Uca, “Veliler öğrencilerin öğrenci olduklarını daima düşünmeli ve onlara düşen görev neyse yapmaları lazım.
Evde internet varsa kesinlikle filtre edilmeli, düzenli uyumaları sağlanmalı, anne babanın elinde telefon varken çocuğa “ders çalış” demeleri doğru değildir.
Her gün herkesin biribirinin yüzüne baktığı anlar olmalıdır, yemek saati, çay saati gibi. Anne babanın bir fiil yaptığı işi çocuğa yapma demelerinin bir anlamı yoktur. Anne babanın elinde telefon, çocuğa telefonu bırak demesi abestir. Bunu da bilmemiz lazım.
Ayrıca veli olmayan vatandaşların da öğrenciye bakışı pozitif olmalı ve öğrenci kendini bir değer olarak görmelidir, sorumluluğunu his etme açısında bu da önemlidir diye düşünüyorum.” Dedi.