Türkiye, son yıllarda iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve bilinçsiz tüketim nedeniyle ciddi bir su krizine doğru sürükleniyor. Tarımda kullanılan geleneksel sulama yöntemleri, evlerde muslukların açık bırakılması ve sanayide verimsiz üretim teknikleri nedeniyle su kaynakları hızla tükeniyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de su kullanımının yaklaşık %74’ü tarımsal sulamadan kaynaklanıyor. Ancak bu sulamanın büyük kısmı “vahşi sulama” yöntemiyle yapıldığı için ciddi kayıplar yaşanıyor. Uzmanlar, modern damla sulama sistemlerinin kullanımını artırmadan bu sorunun çözülemeyeceğini vurguluyor.
“Su kaynaklarımız sınırsız değil. Bugünkü alışkanlıklarımız değişmezse Türkiye kısa sürede su fakiri ülke olacak.”
Evlerde ise özellikle banyo ve mutfakta yapılan küçük ihmaller büyük bir israfa dönüşüyor. Damlayan bir musluğun yılda 8 ton suyu boşa harcadığı belirtiliyor. Çevre örgütleri, “Bir damla su, bir hayat” sloganıyla toplumu bilinçli tüketime çağırırken, okullarda ve toplu yaşam alanlarında su tasarrufu eğitimlerinin artırılması gerektiğini ifade ediyor.
Sanayi tesislerinde de tablo farklı değil. Birçok fabrikada arıtma sistemlerinin yetersiz olduğu, geri dönüşümün ihmal edildiği biliniyor. Bu durum, hem yeraltı sularının kirlenmesine hem de içme suyunun azalmasına yol açıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Demir konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Su kaynaklarımız sınırsız değil. Eğer bugünkü tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek, 20–30 yıl içinde Türkiye su fakiri ülkeler arasına girebilir. Bu yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir kriz anlamına gelir.”
Çözüm aslında basit: Muslukları açık bırakmamak, damlayan tesisatları onarmak, yağmur suyu hasadı yapmak, modern sulama yöntemlerini yaygınlaştırmak ve toplumda ortak bilinç oluşturmak. Su, hayattır. Onu israf etmek geleceği yok etmektir.
Sizce bireysel tasarruf mu yoksa devlet politikaları mı su israfını durdurmada daha etkili olur?
