Tarih: 05.04.2024 09:36

Türkçe popun zirvesine tırmanmayı başaran ikili

Facebook Twitter Linked-in

Son dönemde Türkçe popun zirvesine tırmanmayı başaran, elektronik-pop müzik türünün en önemli ikilisi olmayı başaran KÖFN 

 

Geçmişin sorunları, geleceğin kaygıları... Hepsinin üzerinde dolaşan efkâr bulutlarını dağıtan bir ses: KÖFN.

 

Eskiden kaset veya CD satışlarının yön verdiği müzik pazarının belirleyicileri artık dijital platformlar… Spotify, Muud, YouTube, Fizy, Apple Music gibi platformların kullanıcıları da çoğunlukla gençler… O nedenle gençlerle eskiden genç olanların tanıdıkları ve dinledikleri müzikler, şarkılar ile şarkıcılar farklı…

 

KÖFN “Bi’ Tek Ben Anlarım” teklisiyle aylardır müzik listelerindeki yerini koruyor.  2022 yılında olduğu gibi 2023’te de müzik platformlarının yayınladığı ‘En çok dinlenen şarkılar ve şarkıcılar’ listelerinde onların adı var. 

 

KÖFN aynı anda 4 şarkıyla birden listelerde! Grup ‘Yakışıklı’, ‘Gitme Sana Muhtacım’, ‘Bi Tek Ben Anlarım’ ve ‘Al Aramızdan’ şarkılarıyla rekorlar kırarak kendisiyle yarışıyor…

 

KÖFN, şimdi başka bir projede karşımızdalar.

 

Salman Tin ve Bilge Kağan Etil’den oluşan topluluk, Selami Şahin’e saygı duruşu niteliğindeki “Selami Şahin Şarkıları 2” albümünde "Gitme Sana Muhtacım"ı seslendirdi ve ona klip çekti…

 

-Sakarya Üniversitesi’nde Çevre Mühendisliği okuyan gitarist, vokal, söz yazarı ve besteci Salman Tin’le aslen Manisalı olan ama Konya’da doğan Devlet Konservatuvarı’nda Müzik Teknolojileri Ses Mühendisliği okuyan davulcu ve prodüktör Bilge Kaan Etil’in yolu nerede, nasıl kesişti de KÖFN doğdu?

Salman Tin: Bilge’yle müzik yolculuklarımız otuzlu yaşlara kadar ayrı yerlerde olmuş. Kız arkadaşımla oturduğumuz 3 + 1 evin bir odasını kiralıyorduk. Bilge önce o odada kiracımız, sonra arkadaşımız oldu. Bir ay sonra baktık kafamız da uyuşuyor; birlikte çalışmaya, şarkılar yapmaya başladık.

 

-KÖFN’deki rol dağılımı nasıl? Salman Tin ne yapıyor, Bilge Kağan Etil ne yapıyor?

Bilge Kaan Etil: Bizde direkt yarı yarıya. Salman, söz yazıp, beste yapıyor, ben de geri kalan düzenleme, ses ve prodüksiyon işlerini… Keza çalma işi de aynı, o söylüyor, ben çalıyorum.

 

-Beraber müzik yapalım fikri kimden çıktı?

Salman T.: Valla öyle işlerde ilk gaza gelen ben olurum ama hatırlamıyorum, Bilge hatırlar ama…

Bilge K. E.: Ben söyledim. Türkçe pop yapmak istemiyordum. Enstrümantal ve elektronik müzik yapıyorum ağırlıkta. Salman alternatif tarzda besteler yapıyordu. Birlikte denemelere başladık.

-Hangi yıl?

Bilge K. E.: 2017 senesinin ortaları gibi “Bul Beni”yi yaptık.

 

 

-Gruba KÖFN ismini kim, niye koydu?

Salman T.: Beraber bulduk.

Bilge K. E.:  Farklı duran bir isim bulmaya çalışıyorduk. Çünkü isim bulmak çok zor. Farklı bir şey bulmaya çalışırken biraz harflerden gittik ve KÖFN’ü türettik. Anlamına hiç bakmadık.

 

-Hangi şarkıcıları dinleyerek büyüdünüz?

Salman T.: Babam Sezen ve Ajda’cıydı, annem daha çok Selami Şahin’i, Cengiz Kurtoğlu’nu çok severdi. ‘90’ların çocuğu olarak böyle bir evde büyüdüm. Üniversitede çok fazla yabancı müzik dinledim, Bob Dylan gibi. Sonrasında Bilge’yle beraber müzik yapmak istediğimizde ayağımızın köklerimize basması gerektiğini düşündüğümüzde Selami Şahin ve Sezen Aksu gibi sanatçıları temel almamız lazım dedik.

Bilge K. E.: İki isim beni çok şekillendirdi; babam ve ablam. Babam memur olduğu için küçüklüğüm hep onun Doğu görevlerine denk geldi. Manisa’dan Doğu’daki şehirlere 20 saat falan sürüyordu otomobille yolculuklarımız. Babam da o uzun yolculuklarda hep aynı kasetleri dönüp dönüp çalıyordu.

 

“Parkta yatmayı göze alıp İstanbul’a geldim”

 

-Selçuk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği eğitimini son sınıfta bırakıp İTÜ Devlet Konservatuvarı’na gelmenin sebebi neydi?

Bilge K. E.:  Müzik öğretmenliği gibi bir hayalim yoktu, gerekirse parklarda yatmayı göze alarak İstanbul’a geldim. Babamla kavgalıydık, desteklemiyordu müzik yapmamı. Konya’da olmak iyi gelmiyordu. İstanbul’a gelmem gerekiyordu. O yüzden Selçuk Üniversitesi’ni bırakıp geldim.

 

-İstanbul serüvenin nasıl başladı, Salman Tin’in kiracısı olana kadar neler yaşadın?

Bilge K. E.: İstanbul’a geldikten yedi sene sonra Salman’la tanıştım. Eğitimim uzadı, albümlerin stüdyo kayıtlarında çaldım, sahnede Aslı Güngör ve Berksan’a müzisyenlik yaptım. Daha sonra kendi tarzımı oluşturmak için kendimi geri çektim.

 

“Vapur müzisyenliği ve barmenlikte iyi kazandım”

 

-Salman Tin’in sahne çalışmaları oldu mu KÖFN’den önce?

 

Salman T.: Üniversiteye başlar başlamaz sahneye çıkmaya başladım cover gruplarıyla kafelerde, barlarda. Çok fazla sahneye çıkınca da üretim olmuyor. O yüzden bir süre bıraktım sahne işlerini. 1.5 sene garsonluk ve barmenlik yaptım İtalyan restoranında… Ardından vapur müzisyenliği yaptım bir yıl… O da çok güzeldi.

 

-Hangi yıl oldu bu?

 

Salman T.: 2017’de, sonra Bilge’yle karşılaşınca KÖFN’e başladık.

 

-Ondan önce iyi para kazanmış olmalısın ki üç oda bir salon daire tutup, boş olan odasını kiraya vermişsin...

Bilge K. E.:  Ben ancak bir oda tutabiliyordum.

Salman T.: Barmenlik ve garsonluk yaptığım dönemde çok iyi para biriktirdim. Vapur müzisyenliğinin geliri de iyiydi… Benim hep cebimde para olur. O konularda hep şanslıyımdır.

 

-Yılda ortalama kaç sahne çalışmanız oluyor?

Bilge K. E.:  Şimdilik yılda 80 arasında. Bu yıl 100’ün üzerinde olur.

 

- Selami Şahin'e adanan bu albümde yer almayı neden istediniz?
Salman T: Bundan bir yıl önce cover yapmak istiyorduk, "Selami Şahin cover'ı yapalım" dedik. Bir oldu sonra iki oldu, üç oldu. Dört tane filan cover ile uğraştık. İçlerinde “Gitme Sana Muhtacım” ve “Seninle Başım Dertte” vardı. “Seninle Başım Dertte”yi YouTube’da yayımlanan canlı setimize koyduk. Yayımlamak için Lider’e sorduğumuzda (Selami Şahin’in oğlu) “Biz zaten babam için saygı albümü yapacağız. İsterseniz size bunu verelim, orada da başka bir şarkınız olsun” dedi. Biz de çok sevindik hatta şarkı da “Gitme Sana Muhtacım olsun” dedik.

- "Gitme Sana Muhtacım" kişisel müzik arşivinizde nerede duruyor?
Bilge K. E: Şarkıyı birazcık rock tabanlı halde sunduğumuz için konser şarkı listemizde ortalarda hızlandığımız şarkılarının olduğu yerde ve çok güzel gidiyor.

KÖFN’ÜN FARKI

- Türk alternatif müzik sahnesinde sizin gibi hem kitlelerde karşılık bulan hem de güncel müzik standartlarında müzik yapan pek çok başarılı topluluk var. Ancak sanırım sizin kadar takip edilen yok. Köfn'ün farkı nerede?
Salman T: Bence farkımız şurada, Bilge Kağan ile beraber ayağımızı hep sağlam temellere yani geçmişimize bastık. Onlar üzerinden başlayan bir ilham sarmalı oluşturduk. Konu daha da köklerimize değen insanımızın geçmiş hislerine dokunan bir yere oturdu.

- Bir röportajınızda birinizin geçmiş diğerinizin de gelecek anksiyetesi olduğunu söylemiştiniz. Öte yandan müziğiniz de geçmişin sesleriyle geleceği bir araya getiren bir yapıya sahip. Bu açıdan Köfn'ün bizzat sizin ve dinleyicilerin anksiyetelerine iyi geldiğini söyleyebilir misiniz?

Salman T: Evet, Bilge Kağan’ın gelecekle ilgili, anksiyete demeyelim de her zaman bir soru işareti vardır, “Bunu nasıl yapacağız, şunu nasıl yapacağız” diye. Benim de yengeç burcu olduğum için sanırım geçmişle ilgili aşmaya çalıştığım şeyler var. Burada da örtüşen bir ekibiz.

‘MÜSLÜM DİNLEDİK’

- Köfn'ü başından beri takip eden dinleyicileriniz arasında tahmin ediyorum ki "Tepeler" (2019) ve Rockstar (2021) albümlerinin ayrı ayrı sevenleri vardır. Ancak içlerinde geçen yıl çıkan “Popstar” albümü, konsepti ve kullandığınız seslerin, en azından dinleyici algısı açısından daha geçmiş bir döneme atıf yapmasıyla bence ayrılıyor. Müzikal anlamda böyle bir değişim zamanla mı gerçekleşti yoksa bir an geldi ve müziğinizle ilgili bazı kararlar vermeniz gerekti?

Salman T: Biz her zaman bir “mood” üzerinden gidiyoruz. “Tepeler”, o “deep house” zamanlarının olduğu yumuşak, gün batımı hissinin olduğu bir pop denemesiydi. Sonra bir “dans uzun çaları”mız var. Ardından “Rockstar” geliyor. O da bir elektronik denemesi. “Popstar” da bir pop denemesi ama “Bi’ Tek Ben Anlarım”da bizim tuttuğumuz arabesk hissinin ilk denemelerinin yer aldığı bir albüm oldu. O “mood”lar bizi bir yere götürüyor, götürdüğü yer ise çoklu şarkıların olduğu bir dinleti oluyor. “Popstar” toplumun çoğunluğuna ulaşan bir arabesk hissi olduğu için daha duyulabilir bir hal aldı. Tabii biz "Topluma erişelim" diye değil o ara sevdiğimiz ne varsa onu yapma amacındayız. “Popstar” sürecinde çok fazla “Müslüm” dinledik. Bilge’nin o yaylıları synthesizer ile dönüştürdüğü ve çıkardığı bir hisse geçiş yaptık. Bir yandan da rockstar’dan popstar’a dönüştüğümüz bir durum yaşandı. Öyle ironik bir bakış açısı da var. Müzikal anlamda sürekli değişiyoruz. Aynı şeyleri yapamama durumumuz var. Her albümde yeni bir şey deniyoruz ve bu bizi zinde tutuyor. Beyin fırtınalarımız da çoğalıyor, mutlu oluyoruz. Yeni şeyler eski şeylerle birleşiyor, konuya Köfn giriyor ve böyle bir çıkış oluyor.

EFKÂRLI DANS

- Köfn müziğini çevreleyen bir efkâr var. Kimi zaman sözlerde kimi zaman ufacık bir notada kimi zaman şarkının genelinde. Acaba bu efkâr siz Köfn'de buluşana kadar olan yaşamöykünüz ile de ilgili mi? İnsanlara dokunmanız, hayalleri bulundukları yerden çok daha büyük olan iki müzik tutkununun inişler ve çıkışlarla dolu bir yolculuktan sonra duygularınızı kitlelerle paylaşabilmesinden mi kaynaklı?

Salman T: Efkâr konusu şöyle, ilk çıktığımızda Bilge Kağan ile konuştuğumuz şuydu, "Cry dance" (ağlamalı dans) gibi bir türün üzerinden gitmek istemiştik. Böyle absürt bir durum ortaya çıkmıştı. Efkâr da bu toprakların değişmez hissidir. Elbette biz de Anadolu’dan geliyoruz. Hayallerimizin yüksek oluşu, efkârımızın ve dans tutkumuzun da yerinde oluşu bence insanlara biraz olsun yaşamlarındaki efkârla dans etmelerini gösteriyor olabilir, naçizane.

POPÜLER OLUNCA...

- Bu kadar tanınır olmak gibi bir amacınız veya beklentiniz var mıydı? 

Bilge K. E.: Böyle bir amacımız yoktu ama yapmak istediklerimizi yapmak için popüler olmanın önemini popüler olmaya başlayınca anladık. İstediğimiz çok şey var. Şarkılar, klipler, programlar, belgeseller... Popüler olunca bunlar çok daha kolay olmaya başladı.

- Popüler olduğunuzu ilk ne zaman anladınız?

Bilge K. E.: İzmir'de, bir gün trafik vardı ve biz konser alanına metro ile gitmeye karar verdik. Metroda bayağı yoğun bir ilgiyle karşılaştık, o zaman anladık.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —