Van’da bu hafta açılan Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi Van Temsilciliği hızlı adımlarla bölgeyi tanıtıyor. Van temsilcisi Muhammet Emre Tekin, Ulusal Kanal’da ‘Günlük’ programına konuk oldu. Tekin, Van’ın ekonomisi ile ilgili ilginç notlar paylaştı.
Tekin temsilciliğin kurulum aşaması ve amaçları hakkında konuştu; ‘’Ulusal kanal ve Aydınlık Gazetesi’nin Van’da bürosunu kurduk. Tabi bu süreçte Aydınlık Gazetesi Genel yayın yönetmeni İlker Yücel’e ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur’a destekleri ve ilgileri için teşekkür etmekte fayda görüyorum. Elimizde bulunan basın araçlarıyla hem Van’ın hem de Doğu Anadolu’nun Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesi için burada gözü kulağı olacağız. Bölgenin ekonomik durumu, siyasete bakış açısı ve ekonomi demişken kalkınmasında ki ana temel hatların neler olduğu inceleyeceğiz ve bunları Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesiyle ülke gündemine getirmeye gayret göstereceğiz. Tabi bu hususta bölge insanlarının bize yaklaşımları tanımaları bizler için çok çok önemli bizde kendimizi doğru ifade ettikçe bölge insanı için sadece onların faydasına çalıştığımızı aktarabilirsek ne mutlu bize…’’
Van’ın başlıca ekonomisinin hangi hatlar olduğuna değinen Tekin, kurulu iş gücünün bölge için yetersiz olduğunun altını çizdi. ‘’Tabii Van özelinde ekonominin nasıl ayakta durduğuna bakmamız lazım: Van ekonomisi tarıma, küçükbaş hayvancılığa ve katma değer yaratacak şekilde işleyen sanayiye dayanıyor. Faal nüfusun % 77’si tarım sektöründe çalışıyor. Ancak bu rakamlar ne Van nede bölge için yeterli rakamlar değiller.’’
Sırasıyla tarım, hayvancılık, balıkçılık, sanayileşme, turizm ve sınır ticaretini anlatan Tekin, Van için yürütülecek çalışmaların hız kazanması gerektiğini ve sınır ticaretinde halka kolaylık sağlanması gerektiğine dikkat çekti. ‘’Tarım: Van il topraklarının engebeli olması, kışın uzun ve sert geçmesi sebebiyle belli başlı dönemlerde bitki üretimi sınırlı kalıyor. Ancak Van Gölü çevresinin iklimi daha ılıman geçtiği için tahıl ve sebze ekimi burada yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, fasulye, şekerpancarı ve patates oluyor. Van Gölü civarında domates, taze fasulye, karpuz ve kavun yetişir. Tabii Van Gölü civarı daha ılıman geçtiği için meyvecilik de yapılır. En çok ceviz yetiştiriliyor ama Elma, armut, kayısı da yetiştirilebiliyor ancak gözlemlediğimiz bir pazarlama sorunu var.
Hayvancılık: Van ili en çok hayvan besleyen illerden biridir. Hatta biri demek fazla olur çünkü Van Güncel rakamlarla Türkiye’de 3.5 milyonu aşkın koyun sayısına sahip bir ilimiz buda hem bulunduğumuz coğrafyada hem de Türkiye’de hali hazırda en fazla küçükbaş hayvana sahip olduğu anlamına gelir. Türkiye’deki koyun varlığının % 6’sı Van’dadır. En çok koyun beslenir.
Balıkçılık: Van ilinde büyük göller olmasına rağmen bu göllerin sodalı oluşu sebebiyle balık türleri ve miktarı azdır. Akarsularda sazan, karabalık, kayabalığı ve Van Gölünde inci kefali bulunur. Bu balık türleri de belli başlı yasaklama dönemleri olmadığı sürece hem Van hem de Doğu bölgesinde ki insanların sofralarını süslüyor.
Son dönemler organize Sanayii’nin faal duruma gelmesiyle Van’da ekonomik sıkıntılar tamamen çözülmüş olmasa da birçok yurttaş evine ekmek götürebildi. Ancak şu an ki rakamlarla Van için yeterli değil. Son dönemlerde tekstil kentlerin kurulmasıyla birlikte potansiyel bir hareketlenme gözlense de pazarlama ve rekabet güçleri yetersiz kalıyor. Bazı kurumsal şirketlerin çağrı merkezlerinin yerleşim olarak Van’ı olarak seçmiş olmasına rağmen halk arasında bu kurumlara karşı bir güvensizlik ortamı mevcut.
Değinmemiz gereken diğer bir önemli konu ise yeteri kadar tanıtılmayan Turizm: Gerek inanç turizmi gerekse doğa turizmi için bir kapasite yaratabilecekken sadece İran alışveriş turizmine bağımlı kalmak Van’ın gerçek değerini görmezden gelmektir.
En önemli konulardan bir tanesi de Van’da ki İran ile sınır ticareti: 17 Mayıs 1639’da Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi Devleti arasında imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla, bugünkü İran sınırımız netlik kazanmış ve yaklaşık 380 yıldır komşuluk ve akrabalık ilişkileri ile birlikte, dış ticaretimiz ve ikili ilişkilerimiz şekillenmiştir.
2021’in aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgelerine kara sınırı bulunan komşu ülkelerden ithalat yoluyla daha düşük maliyette ticaret yapılması ve söz konusu bölge illerinin ekonomik kalkınmaları yönünde adım atılması hedeflenmiştir ancak alınan kararlar kağıt üzerinde kalıp halk için gerekli kolaylıklar sağlanmamıştır. Örneğin ikili ilişkilerin geliştirilmesiyle mevcutta bulunan 3 sınır kapısının da tam faal olması sağlanabilir. Ancak bu 3 sınır kapısının sadece 1 tanesinde ticari amaç güdülmüş ve bütün yük tek kapıya yüklenmiştir. ‘’
Haber:Yiğit EYHAN