Bu karara istinaden Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) doçentlik başvuru şartlarına ilişkin değişikliklerini konu alan bir duyuru yayınladı (9.08.2023) (Duyuru için linki tıklayınız)
Maarif Platformu Yüksek Öğretim Kurumu’nun doçentlik kriterleri ile bu tamimi üzerine bir çalıştay tertip ederek konunun uzmanlarını bir araya getirdi. Doçentlik kriterleri yanında üniversitelerin asıl ve kök sorunları da masaya yatırıldı. Platform bildirisinde değişen doçentlik kriterleri değerlendirilmekle birlikte daha sonra yayınlanacak olan bilimsel raporda ise kapsamlı bir “üniversite reformuna” dair esasların etraflıca ele alınacağı ve çözüm önerilerinin kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Çağrıya katkıda bulunan akademisyenler: Doç. Dr. Adnan Fatih Kocamaz, Prof. Dr. Ahmet Kavlak, Prof. Dr. Ahmet Koyun, Prof. Dr. Bayram Özer, Yazar D. Mehmet Doğan, Doç. Dr. Gürkan Ergen, eğitimci iş adamı Maksut Konyar, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Gündoğdu, Prof. Dr. Osman Çakmak, PhD Ömer Hatunoğlu, Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, Doç. Dr. Said Ceyhan, Prof. Dr. Tahsin Görgün, Dr. Ünal Akyüz, Prof. Dr. Yunus Çengel, Prof. Dr. Zekai Şen
Yeni Doçentlik Kriterlerinin Değerlendirilmesi Çağrı Metni’nin indirmek için tıklayınız.
Çağrıda Türkiye’nin bilim ve araştırma potansiyeline dikkat çekildi. Türkiye Yüzyılı’na Üniversite Reformu ile girilmesi vurgusu yapıldı.
Son yıllardaki savunma sanayimizdeki hızlı gelişmeler, aslında ülkemizde büyük bir bilim potansiyeli olduğunu göstermektedir. Eğer üniversitelerin yönelmesi gereken öncelikli alanlar, uzun vadeli hedefler doğrultusunda tayin edilir ve bu konuda bağlayıcı hükümler getirilirse hem endüstriyel sahalarda hem de kültürel ve ekonomik alanlarda bilime ve inovasyona dayalı kalkınma dönemi başlatılabilir.
Fikir, sanat ve bilim hayatının içini dolduran, geleceğimizin umudu olan bilim insanları ve akademisyenler, ülkemizde yeteri kadar ilgi görmüyorsa kaynağı iyi araştırılmalıdır. Köklü bir bilim geçmişine sahip olan ülkemiz, eğer kendi eğitim, bilim ve üniversite modelini oluşturabilirse; önce gönül coğrafyamızda, sonra da dünyada eğitim ve bilimde bir merkezi haline gelebilir; eğitim model ve araçlarının ihracatçısı halini alabilir. Türkiye böyle tarihî ve kültürel birikimi ile geçmişte kendi değerleriyle insanlığı kucakladığı aslî misyonuna, yüzyıllar boyu verdiği karşılıksız hizmet rolüne tekrar çağrılmaktadır. Sadece İslam âlemi ve Afrika’dan değil, Balkanlardan ve dünyanın pek çok yerinden, hatta uzak kıtalardan bile gördüğü büyük teveccühün arkasında bu çağrı yer almaktadır. Dolayısıyla “Türkiye Yüzyılı” sadece ülkemiz için değil, tüm insanlığın kurtarılmasına ve bu tarihî role bir çağrı anlamına gelmektedir. Türkiye bu rolün hakkını ancak, çağımızın gücü bilim, araştırma ve bilimsel düşünceyi merkeze alarak verebilir.
Doktora Eğitiminin Yok Sayılması
Çağrıda doçentlik kriterlerini kamu oyunda tartışırken, doçentlik kriterlerinin de ötesinde, problemin kaynağı olan 12 Eylül askerî darbesinin bir ürünü olan mevcut YÖK yasasına dikkatler çekildi.
Türkiye’de plansız Yüksek Öğretim, üniversitelerin toplumdan kopukluğu; bilim ve araştırmada topluma öncü hale gelememesi hep tartışıldı. Son zamanlarda ise diplomalı işsizliğin tavan yapması ve mesleki eğitimden kaçış konusu ile her önüne gelenin mezun olduğu yapısı ile üniversite eğitimi tekrar gündemde. Bu çağrıda üniversitelerin aslî görev ve hedeflerinin ne olduğu sorusu tekrar gündeme getirildi.
Çağrıda ortaya konan kriterlerle adeta doktora çalışmaları yok sayılmaktadır. Bu süreç içerisinde bu çalışmaların önemsizleşmesi sonucunu doğuracaktır. Doktor Öğretim üyesi ve Profesörlük unvanları kuruma bağlı rutin bir süreç iken, Doçentlik unvanına bu kadar vurgu yapılmasının anlaşılır bir tarafı yoktur. Bu yüzden akademik merdivende doçentlik en kritik basamak halini almaktadır. Bu yüzden de birçok akademisyen için doçentlik süreci adeta bir travmaya dönüşmektedir.
Doçentlik de diğer akademik unvanlar gibi, kurum tarafından verilmesi gereken ve sadece verilen kurumda geçerli olacak unvan olmalıdır aslında. Üniversiteler kendi kriterlerini kendileri koymalı ve açıkça ilan etmelidir. Bir kurumda doçent olan başka bir kurumda (üniversite) Profesör olarak atanabilmeli, yada tersi olabilmelidir.
İlgili husus çağrıda şu şekilde yer almaktadır:
Yeni doçentlik kriterleri “Doktora çalışmalarının bir an önce tamamlanıp, doktora çalışmaları sonrasına odaklanmayı zımnen salık vermektedir. Çünkü doktora sonrası çalışmalar, uluslararası onaya sunulan yayın şartına bağlıdır. Bu ise ülkemizde yapılan lisansüstü tezlerin kalitesizliğinin peşinen kabulü ve ileride de tamamen önemsiz bir aşamaymış gibi algılanmasının ilk adımı olacaktır. Zaten eğitimdeki kalite, ilkokuldan başlayarak ülkemizde her zaman bir adım ileriye ertelenmektedir. Şimdi de bu yeni kriterlerle doktora önemini yitirerek, kalite doçentliğe kadar ertelenmiş olacaktır. Kaliteyi erteleme sorununun en temel sonucu bir önceki aşamanın değerini yitirmesidir. Burada yapılması gereken maarif meselesine bütüncül bir bakışla yaklaşıp sorunu, genel resmi görerek çözme yoluna gitmek ve kaliteyi ertelemek yerine lisans, hatta daha önceki eğitim aşamalarına doğru öne çekmeye çalışmaktır.
Gerek lisans eğitimindeki kaliteyi yükseltmek ve gerekse ülke biliminde ilerleme sağlamanın en önemli ayağı, doktora eğitimini daha kaliteli hale getirmektir. Doçentlikte kaliteyi yakalamak elbette önemlidir, ancak bir öğretim elemanının yetişmesinde doçentlik çok geç bir zaman dilimidir. Başta ülkemizin sonra da tüm insanlığın sorunlarına çözüm üretecek kendi milli önceliklerimize uygun bir müfredatla çok erken başlayacak bir süreç yönetimi ile maarif meselesi ele alınmalıdır.”
Yurt Dışı Yayın Şartı ve Kitap Yayını
Raporda Yurt dışı yayın şartı da masaya yatırılmış olup, ülkemiz biliminin Batıya teslimiyetçi yapıdan kurtarılması ve her şeyden önce kendi kavramlarımıza ve kendi referans sistemlerine bağlı ve kendi ülkemize hizmet eden müfredatımızı üreterek işe başlanması istendi: Çağrıda konu özetle şu şekilde ele alınmaktadır: İkinci bir konu ise, öğretim üyelerinin ürettikleri yayınların, yurtiçinde yayınlanmasından ziyade yurtdışında yayınlatılmaya çalışılması da ayrı bir sorun teşkil etmektedir. Böylece yurtiçi yayınların kalitesiz olduğu zımnen ifade edilmiş olmaktadır. Ya da yurtiçindeki bilim insanlarının yetkinliklerine güvenilmeyip yurtdışından bir onay bekleniyor anlamı çıkmaktadır. Her iki durum kendi bilim insanımıza güvensizliğin ve kendini aşağılamanın ifadesi olmaktadır.
Bilimde ve eğitimde kendi referans sistemlerimiz yerine başka ülkelerin referans sistemlerine bağlı kalmamız bu bakış açısının en temel sorunudur. Milli çıkarlarımızı ve dini-milli-kültürel bakış açılarımızı yansıtan yayınların, taraflı ve ön koşullu bir dünya görüşüne sahip yabancı dergilerde yayınlanması şartından vazgeçilmelidir: Çünkü üniversite bir milletin kendi şuurunu keşif ve inkişaf ettirdiği vasatın adıdır. Dolayısı ile her milletin üniversitesi, -uluslararası kabul edilebilecek bazı standartları da gözetmekle birlikte– kendine has özellikler taşımak zorundadır. Yabancı dergilerde yayın yapmak zorunda kalan sosyal bilimci öğretim üyelerimiz sırf kriter uygunluğu için millî ve dinî duruşlarından taviz vermeye zorlanmaktadır. Bu sorunun çözümü dünya standartlarında yayın yapan dergilerin ihdas edilmesi ve var olanların kalitesinin artırılması, ayrıca buralarda dünya standartlarında nitelikli yayın yapılmasının esas alınmasıdır. Esas olan yayın ve bilgi üretme konusundaki edilgen durumdan ve pozisyondan çıkıp etkin pozisyona yükselmektir.
Bu bağlamda doçent adaylarından beklenen kriterler içinde Türkçe kitap yazımının önemsizleştirilmesi veya birtakım indekslerin onayına sunulmasının kabul edilebilir bir yönü yoktur. Bu noktada ÜAK (YÖK) Türkçe bilimsel kitap yayınını teşvik etmekle Türkçenin bilim dili olması yolundaki engelleri de bertaraf etmiş olacak hem de Türk akademisyenlerini yabancı yayınevlerine muhtaç olma pozisyonundan kurtaracaktır. Türkçe kitap yayını, birtakım standartlar ve denetim mekanizmalarının ihdasıyla yerli yayınevlerinin de kendi standartlarını artırmalarına vesile olacaktır.
Toplumsal Fayda
Çağrıda yeni kriterlerin, üniversitelerin içe kapanıklığına ve toplumun gerçek sorunlarından kopuk oluşuna bir çözüm getirmediği vurgulanmakta; bu kriterlerin üniversiteleri akademisyenlerin önlerine konan kriterleri aşmak için çabaladıkları birtakım unvanların verildiği “site”ler haline dönüştüreceği tehlikesine dikkat çekildi. Son olarak çağrıda şunlar vurgulandı:
“Bilim insanlarına verilecek değer topluma hizmeti, ürettiği projeler, sorunlara bulduğu çözümler ve yaptığı yenilikler ölçüsünde olmalıdır. Bunun için de tüm tez ve projeler firmaların ve şirketlerin, kurumların ve devletin sorunları ile ilgili hale gelmelidir. Böylece raflarda kalan tez ve proje çalışmaları yapma devri sona erecek ve bilimle kalkınma devrinin önü açılacaktır. Doçentlik kriterlerine bu maddenin alanlara göre uygun şekilde eklenmesi, akademide kaliteyi artıracaktır. Doçentlik kriterlerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için bahsedilen hususlar, genişletilerek ve buralardan beslenilerek yükseköğretim tekrar şekillendirilmelidir. Özellikle doktora öncesi ve sonrası süreçlerin tamamının doktora aşamasına kuvvet vermesi esas olmalıdır. Birtakım kriterlerin değiştirilmesi, ağırlaştırılması veya sayısal skorlar üzerinde oynama yapılması meselenin özüne temas etmemek, hatta bu meselenin ikinci plana itilmesi anlamına gelir. Maarif bir bütündür, bu bütünü bozan ve önceki eğitim süreçlerini anlamsızlaştıran tüm uygulamalardan uzak durulmalıdır.”
Yeni Doçentlik Kriterlerinin Değerlendirilmesi Çağrı Metni’nin indirmek için tıklayınız.
Kaynak: Medya90
Trump Gazze Planı uluslararası tepki çekti. ABD eski Başkanı Donald Trump, Gazze için "gayrimenkul anlaşması" ifadesini kullanarak yeni bir tartışma başlattı. Filistin halkı ve dünya liderleri plana karşı çıkıyor.
İsrail’in 15 aylık saldırıları sonucu Gazze’deki okulların yüzde 85’i hizmet dışı kaldı. Eğitim 2 yıldır aksıyor, binlerce öğrenci ve akademisyen hayatını kaybetti.
Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, Trump'ın Gazze'deki Filistinlileri başka yere gönderme planını "hayal ürünü" olarak nitelendirdi ve Arap ülkelerine baskı amacı taşıdığını belirtti.
ABD’de Seattle-Tacoma Havalimanı’nda Japon Hava Yolları’na ait 787-9 Dreamliner, taksi yaparken Delta Airlines’a ait park halindeki Boeing 737’nin kuyruğuna çarptı. Olayda yaralanan olmazken, bazı uçuşlar iptal edildi.
Guatemala Devlet Başkanı Bernardo Arevalo, ABD ile yeni bir göçmen anlaşması imzalandığını açıkladı. Sınır dışı edilen göçmenlerin kabulü ve ulaşım masraflarının ABD tarafından karşılanacağı belirtildi. Ekonomik kalkınma ile göç s
Ressam Gülhan Kartal, Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı rengârenk duvar resimleriyle miniklerin kalbine dokundu. Sanatın iyileştirici gücü bir kez daha gözler önüne serildi.
Batman'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Atatürk Parkı'nda düzenlenen etkinliklerle büyük bir coşku içinde kutlandı.
HABER / ERCAN KUTLU - Niks Lounge açılışıyla Beylikdüzü'nde lezzet, zarafet ve kaliteli hizmetin yeni adresi oldu. Fikret Aslan yönetiminde, Orhan Kaya ve Burak Bey’in ortaklığıyla görkemli bir başlangıç yaptı.
.
Balıkçı Kenan’dan Çok Sert Açıklamalar: “Zulüm Gördüm, Tehdit Edildim, Malıma Hukuksuzca El Konuldu!”
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar Platformu, terörle mücadelede yeni bir sayfa açılması için kritik bir açıklama yaptı. 40 yılı aşkın terör sarmalının son bulması için tüm kesimleri işbirliğine davet etti.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde, şoför kapısı bulunmayan bir aracın trafiğe çıkması görenleri hayrete düşürdü. Aracı kullanan sürücünün, trafik kurallarını hiçe sayarak tehlikeli manevralar yaptığı iddia edildi.
Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü, ruhsatsız silah taşıyan ve bulunduran şahıslara yönelik operasyonlarla huzur ve güvenliği sağlıyor.
18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Fuar ve Kongresi’ ile ‘TTI Health 2. Sağlık Turizmi Fuarı’ düzenlenen törenle açıldı. Turizm sektöründen birçok katılımının bir araya geldiği fuara Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Z
Çan’dan Çanakkale’ye gelirken uğramanız gereken leziz bir mekan. Özkan'ın misafirperverliği ve kırmızı etin çeşitliliğiyle damak tadınıza hitap edecek.
Çanakkale, doğası ve tarihi dokusuyla son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin yeni gözdesi oldu. Şehir, yılın dört mevsimi ziyaretçi akınına uğruyor.
2025 yılı resmi tatil günleri ve tatil önerileri ile yeni yıla hazır olun.
Yunanistan, Türk vatandaşlarına cazip fiyatlarla gayrimenkul satın alıp oturma izni alma fırsatı sunuyor. Yeni projelerle bu imkan genişletiliyor.
Gazeteci-yazar Ravza Zeybek'in kaleme aldığı yeni roman “Kervan”, okuyucuyu içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, hayatın anlamını sorgulayanlar için adeta bir başucu eseri.
HABER / ERCAN KUTLU - Ramazan Bayramı, Bahçelievler’de unutulmaz bir etkinliğe sahne oldu. Vali Davut Gül ve protokol üyelerinin çektirdiği selfie, sosyal medyada fenomenleşerek binlerce beğeni topladı.
Tire Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen söyleşide öğrencilere Tire’nin tarih ve kültür mirasını anlattı. Etkinlik, kitapların imzalanması ve gençlerle interaktif sohbetlerle tamamlandı.
Eğitimci-Yazar A. Levent Ertekin’in hazırladığı "Afgan Kınalı Kuzular" kitabı, Çanakkale Zaferi etkinliklerinde Herat’ta tanıtıldı. Kitap, iki ülkenin kardeşliğine vurgu yaparak büyük ilgi gördü.
Karya Farma HBX Ar-Ge’nin geliştirdiği HBX-HGM71 formülü, laboratuvar ortamında %99,99 oranında patojen yok edici başarısıyla çocukların sağlığına adandı.
Yüksek tansiyon, dünya genelinde 1 milyardan fazla kişiyi etkilerken, hatalı tansiyon ölçümleri yanlış teşhislere ve gereksiz tedavilere yol açıyor.
Ramazan ayıyla birlikte balık tezgahları bereketlendi! Beylikdüzü Balıkçılar Çarşısı'nda sardalya ve istavrit fiyatları dibe vurdu. 3 kilo balık alana 1 kilo bedava kampanyasıyla sağlıklı beslenme fırsatı.
Gazi Üniversitesi'nde Gıda Güvenliği ve Mikroplastik Tehlikesi Paneli Düzenlendi
Bilim insanları, bunamanın hafıza kaybı dışındaki erken belirtilerini keşfetti. Hızlı kilo kaybı ve yüksek iyi kolesterol seviyeleri, bunamanın habercisi olabilir. Bu bulgular, erken teşhis ve tedavi için umut vaat ediyor.
Bahçeşehir ve Bahçekent’te onlarca sitenin elektrik işlerini üstlenen Caner Cimşit, HGS Elektrik markasıyla güvenli, hızlı ve kalıcı çözümler sunuyor. Gönül rahatlığıyla ulaşabileceğiniz bu uzman, sadece arıza gidermekle kalmıyor,
HABER / ERCAN KUTLU - "Bahçeşehir’in başarılı Müdürü Ümit Karaağaç: Okulunda aile seminerleri, fidan dikim etkinlikleri ve spor başarılarıyla eğitimi renklendiriyor! Öğrenciler: ‘Onunla gurur duyuyoruz’."
HABER / ERCAN KUTLU - Bahçekent’in büyüyen nüfusu taziye evi ihtiyacını artırdı. Vatandaşlar, Yavuz Sultan Selim Camii altı veya Kur’an kurslarının bu amaçla kullanılmasını istiyor.
HABER / ERCAN KUTLU - "Servis şoförleri, Bahçekent Emlak Konut Camii çeşmesini araç yıkamak için kullanıyor. Cemaat ve imam rahatsız, yetkililerden acil çözüm bekleniyor!"
Bahçekent’in sevilen ismi Hacı Mürsel Oktay, vefatının ardından Hadımköy Yeşilbayır Mezarlığı’nda defnedildi. Cenazeye yoğun katılım oldu; protokol, cemaat ve sevenleri son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Yozgat’ta “Anadolu Selçuklu Hastaneleri ve Darüşşifa Uygulamaları” Konuşuldu
Niğde Belediyesi, toplumun temel taşı olan aile yapısını güçlendirmek ve gençlerin geleceğe daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlamak amacıyla önemli bir adım attı.
Niğde Belediyesi’nin düzenlediği 2. Tiyatro Festivali, 15-22 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleşti. Sekiz farklı oyunun kapalı gişe sahnelendiği festivalde, 4000 sanatsever Niğde Belediyesi Kültür Merkezi’nde sanatla buluştu.
Niğde Belediyesi Zabıta ekipleri, yılbaşından bu yana 438 iş yerini denetledi. Hijyen, gıda güvenliği ve fiyat kontrolü yapılarak halk sağlığının korunması hedefleniyor.
Niğde Belediyesi, sömestr tatilinde çocuklar için tiyatro festivali düzenliyor. 18 Ocak-2 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek etkinlikler eğlenceli ve öğretici oyunlar sunuyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.