• BIST 100

    9031,82%-2,18
  • DOLAR

    34,48% 0,06
  • EURO

    36,46% 0,34
  • GRAM ALTIN

    2948,17% 0,45
  • Ç. ALTIN

    4929,17% 0,00

Burhan Bozgeyik


2024 Geldi Ho Ho Ho!

Bugün 2 Ocak 2024… Yeni yılın ikinci günü. Noel Baba, bu sene ülkemize daha da neşeli geldi. “Ho ho ho!..” derken sesi daha gür çıkıyordu.


1924-2024 yılları arasında ülkemizde çok tuhaf gelişmeler oldu. Ülkemizi işgal için gelenler, bu yurdun kahraman insanlarından okkalı bir şamar yemişlerdi. Bizde bir söz var; “Arsızın yüzüne tükürmüşler, ‘Yağmur yağıyor’ demiş.” İşte o yüzsüzler de sanki tokadı yiyen kendileri değilmiş gibi derhal kolları sıvamışlar ve bu defa ülkemizi topsuz tüfeksiz ele geçirmenin yollarını aramaya başlamışlardı.

“Ho ho ho”cuların hedefi şuydu: Adına Anadolu denilen bu vatanı bütünüyle zapturapt altına almak. Zira burası dünyanın zembereği durumundaydı. İpek Yolu ve neredeyse bütün enerji koridoru bu topraklar üzerinden geçmekteydi. Ortadoğu ile Avrupa arasında enerji ve teknoloji cihetinden köprü durumundaydı. Bu ülke, akarsular ve tatlı su kaynakları bakımından çok zengindi. Toprakları çok verimliydi. 30 Ekim 1918’den, yani Mondros mütarekesinden sonra tanklarıyla, toplarıyla, askerleriyle gelmişlerdi. Bu ülke insanları cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede yediden yetmişe “Kurtuluş Mücahedesi” vermişti. Burada kalmaları durumunda bu mücahede devam edecek ve işgalcilerin tamamı perişan olacaklardı. Onun için “taktik değiştirdiler.”

Ne olduysa oldu, devran değişti, ülkemizdeki siyasi yapı, bu defa bizimle savaşan, yurdumuzu işgal eden taraftan yana dümen kırdı. 1921 ve 1924 anayasalarında “Devletin dini din-i İslamdır” yazmaktaydı. Anayasa’da bu yazılı iken Anayasa’ya aykırı icraatlar yapılmaya başlandı. Mahkemelerde İslam hukukunun uygulanmasına son verildi. Yerine İsviçre’den, İtalya’dan, Fransa’dan, Almanya’dan alınan kanunlar konuldu.

Bir siyasetçinin “ahtapotun kollarına” benzettiği teşekküller ülkemizi sıkı sıkıya kucaklamaya başladı. BM, NATO ve derken AB… ABD ise bütün bu teşekküllerin ağabeyi olarak içimize dışımıza sızmıştı.

Eğitim sistemi Fulbright eğitim anlaşması ile Amerika’nın tesiri altına girmişti. Halk kendi çocukları üzerine tasarrufunu yitirmişti. Zira “mecburî eğitim” vardı ve bu mecburî eğitim yüzünden çocuklar 18 yaşına gelinceye kadar eğitim müesseseleri elinde rehin gibiydi. Çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar çocuklarının hayrını göremiyor, bütün yük 60 yaş üzerindeki vatandaşların omzuna biniyordu. Çocuğun kabiliyeti belki, tesisatçı, elektrikçi tamirci, şoför, tüccar vs. olmaktaydı. Ama olamazdı. Zira 4+4+4 vardı.

 

Ekonomik sistemde faiz, sistemin nirengi noktasında durmaktaydı. Köylülerin ve milyonlarca vatandaşın kredi borcu yüzünden tarlaları, evleri, arabaları, bütün maddi servetleri bankalarda rehindi.

Kaynağı nereden gelmekteyse, yüzlerce dizi film yapılıyordu. Bu filmlerin tamamı halkın inancı olan İslâmiyet’e aykırıydı. Herkes “dur bakalım ne olacak?!” diye seyretti. Sonradan olanlar oldu. Boynuzlu kocalar, iffetsiz karılar, nesebi belirsiz çocuklar ortaya çıktı. Bunu yapanlar utanacaklarına, televizyonlara çıkıp yaptıkları rezillikleri anlatmaya başladılar.

Bütün bu olup bitenler karşısında Noel Baba ve onu içimize süren dünün düşmanları “Ho ho ho!” diyor, bütün bu olup bitende parmağı olan büyük şeytan ve yardımcıları “Hi hi hi!” diye halimize gülüyordu.

1924-2024 bu devre ciddiyetle araştırılmalıdır. Üniversiteler, âkil insanlar, araştırmacılar, yazarlar, gazeteciler, aklı yeten herkes bu yüz yılı didik didik etmelidir. Bize ne oldu?.. Nasıl bu hale geldik? Ülkenin limanları gitti, fabrikaları gitti, yüz binlerce dönümlük arazileri gitti, yüz binlerce konutu gitti, bize ait 500 tona yakın altın rehin verildi. 500 milyar doların üzerinde dış borca girdik.

“Ho ho ho!”cuların ağızları kulaklarında. İnönü’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, Maraş’ta, Antep’te, Urfa’da yedikleri şamarların öcünü alıyorlar. “Zafer kazandık!” diyorlar. Manzaraya bakınca haklı gibiler. 31 Aralık gecesi ve öncesinde olup bitenlere bakınız. Bizimkiler de “Ho ho ho”cuların yaptığını yapmadı mı? Kime ne söyleyelim!..

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.