Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    9916,22%2,52
  • DOLAR

    35,20% -0,03
  • EURO

    36,60% -0,12
  • GRAM ALTIN

    2972,75% 0,33
  • Ç. ALTIN

    4799,36% 0,00

Seyfettin BUDAK


Evrimsel Ahlak mı? İlahi Ahlak mı? İnsanlık Nerede Duruyor?

İnsan, başlangıcından bugüne kadar birçok felsefi, dini ve bilimsel açıklamayla kendini anlamaya çalıştı. Ahlak da, insanlık tarihinin her döneminde üzerinde en çok durulan, tartışılan ve şekillendirilen kavramlardan birisidir.


Peki, ahlak sadece evrimsel bir süreç mi, yoksa ilahi bir kaynağa mı dayanıyor? 

Bu sorular, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, insanın kim olduğunu ve nasıl yaşaması gerektiğini anlamaya yönelik evrensel bir arayışın parçasıdır.

Evrimsel Ahlak mı?

Evrimsel ahlak, insanların ve diğer canlıların davranışlarını anlamak için biyolojik ve genetik bir bakış açısını benimser. Doğanın kurallarını ve doğal seçilim ilkelerini temel alarak insanların ve diğer canlıların ahlaki davranışlarını açıklamaya çalışır.

Evrimsel süreçlerin bir sonucu olarak, insanın topluluklar halinde yaşaması, işbirliği yapması ve karşılıklı yardımlaşma gibi özellikler geliştirmesi, hayatta kalmalarını sağlamış ve bu, insanlar arasında işbirliği yapma gerekliliğini doğurmuştur. 

Bireysel çıkarlar, toplumsal faydayla birleştiğinde hayatta kalma olasılığını artırmış ve bu süreç, sosyal bağların ve ahlaki değerlerin evrimleşmesini sağlamıştır. Ortaya çıkan ahlaki değerler, bireyin hayatta kalma ve türün devamlılığını sağlayan evrimsel gerekliliğin bir sonucudur.

İlahi Ahlak mı?

İlahi ahlak, insanın ahlaki değerlerini, evrimsel süreçlerin ötesinde bir kaynağa dayandırır. Bu kaynak, Allah (c.c.) tarafından belirlenen mutlak doğru ve yanlışlar bütünüdür. İlahi ahlak, insanın fıtratına yerleştirilen bir doğru anlayışı ile şekillenir. Ahlak, yalnızca toplumsal fayda için değil, insanın ilahi düzenle uyum içinde yaşaması için gereklidir.

İlahi ahlak anlayışına göre, ahlaki değerler insanın doğasında olmayan, dışsal bir kaynaktan, yani Allah’ın (c.c.) vahyinden gelir. İyi ve kötü arasındaki sınırlar, insanın toplum içinde kendisini bulmasından çok, evrensel bir düzenin parçasıdır. 

Kur’an’da ve diğer kutsal kitaplarda yer alan ahlaki ilkeler, insanın hem bireysel hem de toplumsal olarak doğru bir yaşam sürmesini sağlamak amacıyla vardır. Ahlak, yalnızca bireysel çıkarların ve toplumsal faydanın bir sonucu değil, aynı zamanda insanın Allah’a (c.c.) yönelmesi ve O’nun iradesine boyun eğmesiyle mümkün olur.

İlahi ahlak, insanı sadece toplumsal düzenle değil, ruhsal anlamda da arındırır. Kötülük, sadece bireysel ve toplumsal düzeyde değil, aynı zamanda insanın kalbinde bir kir olarak görülür.

 İyi, Allah’a (c.c.) yakınlaşmak, kötülük ise O’ndan uzaklaşmak anlamına gelir. Bu bağlamda, insanın ahlaki davranışları, yalnızca dışsal bir fayda sağlamaktan çok, ilahi kudretle uyum içinde olma çabasıdır.

İnsanlık Nerede Duruyor?

İnsanın evrimsel bir süreç olarak şekillenen ahlaki değerleri ile ilahi ahlaki ilkeler arasında bir tercihe zorlandığı bu günümüzde, insanlık kendini hangi yolda buluyor? 

Evrimsel ahlak, toplumsal bağları ve işbirliğini ön plana çıkarırken, bireysel çıkarları koruma amacına yöneliyor. İlahi ahlak ise, mutlak bir doğruluğa dayanan ve insanı ruhsal bir arınma sürecine sokan bir sistem sunuyor. Ancak insan, yalnızca evrimsel süreçlerin bir sonucu olarak değil, aynı zamanda Allah’ın (c.c.) yarattığı bir varlık olarak da anlam buluyor.

Bugün, insanlık bu iki farklı bakış açısı arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Evrimsel ahlak, bireysel faydayı ön plana çıkarırken, toplumsal düzeni sağlamak için gerekli araçları sunuyor. Ancak, bu sistemin içindeki boşlukları, insanın içsel değerleri ve vicdanı tamamlar. İlahi ahlak, insanı hem toplumsal hem de bireysel anlamda ahlaki bir düzene yönlendirirken, her şeyin ötesinde insanın ruhsal arınmasını ve Allah’a (c.c.) yönelmesini sağlayacak bir rehberlik sunuyor.

Sonuç olarak, insanlık, evrimsel ve ilahi ahlakın kesişim noktasında duruyor. Her iki anlayış da insanı anlamlandırmaya yönelik katkılar sunuyor. Ancak, evrimsel ahlak, daha çok dünyevi ve bireysel çıkarlar doğrultusunda şekillenirken, ilahi ahlak, insanı evrensel bir doğruya, adalete ve merhamete yönlendiriyor. İnsanlık, bu iki anlayışı dengeleyerek, doğruyu ve iyiyi bulma yolunda ilerlemelidir. Zira insanın gerçek ahlaki gelişimi, yalnızca biyolojik süreçlerin bir sonucu değil, aynı zamanda ruhsal bir yolculuğun ve ilahi rehberliğin sonucudur.

 

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.