Üstad Bediüzzaman'ın yaşarken o günkü Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'ye bu mevzuda mektuplar yazdırması ve Risale-i Nurların orijinal metinlerini neşir için yollaması, Nurlar'ın asıl sahibi olan milletin de neşir için hahişger olduğunun alametidir.
Ayrıca Risale mecmualarının Diyanet Yayınevince neşri vaktinde hayatta bulunan Mustafa Sungur ve Hüsnü Bayramoğlu ağabeylerin bu neşir için canhıraşane gayretlerinin bilinmesi, Muhterem Cumhurbaşkanımızın bu mevzudaki istekli tavırları, imam odaları ve mescit içlerindeki kitaplıklarda bulunması sonucunu verdi.
Ama hem Bediüzzaman’ın hem Risale-i Nur hizmetinin ve hem de Nur talebelerinin üslubu, Ahmet Akgündüz Bey'in konuşma ve paylaşımları gibi olamaz.
Sayın Profesörün bu tarz üslubu hiçbir Nur talebesi tarafından tasvip edilmiyor. Varsa bir yanlışlık veya ihmal , ilgililer ile bire bir görüşebilecek cesaret ve donanıma malik, hem o hem de Nur Hizmeti'nin sebkat etmiş kimseleri her zaman sahiptir.
Kendisini bu üsluptan vaz geçmeye çağırıyor ve sorumluluğunun farkında olmasını, kırkbeş yıldan beri Nur’larla hemhal olmuş bir kişi olarak hatırlatmak gereğini duyuyorum.
Nur camiasının yanlış anlaşılmasını netice verecek bu itici, suçlayıcı üslubun tasvip edilmediğinin bilinmesini, face, dost, "kardeş" ve okuyucularıma ısrarla belirterek ,
saygılar sunuyorum.
M. Nurl Bingöl- Nur Üstad kitabı yazarı
( 2000/İstanbul/ Erguvan Yayınevi)