Çin’in köylerinden birinde Lee isminde bir çocuk yaşarmış.
Ailesiyle buğday tarlasında çalışır ve arkadaşı olmadığı için kendi başına oynarmış.
Hasat zamanı gelince tarlayı çekirgeler basmış ve bütün buğdayları yemişler.
Herkes çok üzülmüş.
Lee, ceza olsun diye bir çekirgeyi yakalayıp kavanoza hapsetmiş.
Aylar geçmiş, çekirge saldırısı unutulmuş.
Küçük Lee de bu olayı unutmuş.
Hatta çekirgeyi ara sıra çıkarıp onunla oynuyor ve buğday kırıntılarıyla besliyormuş.
Dokununca yükseğe zıplıyor ve tekrar aynı yere konuyormuş.
Bir akşamüstü, Lee televizyonda ödüllü bir yarışma haberi duyar.
İl Belediyesi, çekirgeler hakkında farkında olunması için çekirge zıplatma yarışı yapacak.
En yükseğe sıçrayan çekirge yarışmayı kazanacak ve sahibine büyük ödül verilecek.
Her çekirgenin üç sıçrama hakkı var.
Yarışmayı ve ödülü duyan herkes tarlada, bahçede ve yollarda çekirge aramaya başlar.
Lee de haberi duyar duymaz, babasına bu yarışmaya katılacağını söyler.
Lee’nin çekirgesinden haberi olmayan baba, gülümseyerek karşılık verir.
Lee, odaya koşup çekirgesini getirir ve onu dışarıya çıkarıp hünerlerini babasına gösterir.
Çekirge adeta bir asker gibi Lee’nin parmağıyla gösterdiği yere zıplayıp konuyor, tekrar bir işaretle kavanoza geri dönüyor.
Şaşkınlık içinde ne diyeceğini bilemeyen anne ve baba Lee’ye sarılıp öpüyor, çekirgenin de kanadını okşuyorlar.
Tarlada kaybettikleri kazancı belki de geri kazanabileceklerdi.
Yarışma zamanı gelmiş.
Lee ve ailesi yarışmanın yapılacağı yere gitmişler.
Herkes kavanozlar içinde çekirgelerini getirmişler.
Yarışmaya büyük katılım vardı.
Yarışma başlayınca yarışmacı çekirgeler sağa sola zıplayıp kaçmış.
Sıra Lee’ye gelince çekirgesi kavanozdan çıkar ve asker gibi onun emrini bekler.
Lee’nin işaretiyle çekirge en yükseğe sıçrar.
Alkış tufanı kopar.
Herkes şaşkın bakışlarla onun çekirgesini izler.
Lee, yarışmayı kazanır ve büyük ödülün sahibi olur.
Lee ve ailesi ödülü alıp köylerine dönerler.
Ve çekirgeye ailenin bir ferdi gibi bakarlar.
Akıl da Lee’nin çekirgesi gibi iyi eğitilip beslenirse düşüncenin parmaklarıyla gösterilen doğru yere zıplayıp konar.
Onların farklılığı dengeyi sağlayan gerekli eğitim…
Dengeyi bulan akıl, kimseyi küçümsemeden düşünceler üretir.
Bu yüzden hiç kimse “benim aklım en yükseğe sıçrar, başkasının aklı benimkinin seviyesine ulaşamaz” dememeli.
Bugün, 24 Haziran 2024 Pazartesi
