*Allah’ın isteklerini, ölçülerini anlamadan ve ne şekilde yapılacağını bilmeden, kendine göre hükme varıp ve ‘ sen benim kalbime bak’ diyerek kendince, işine geldiği şekilde bir kulluk çerçevesi çizebilir, tayinedibilir mi ?
*El cevap; yapılamaz, edilemez.
*Hastanın, doktoru bilmesine rağmen doktora gitmeyip, kendi kendine reçete düzenliyemiyeceği gibi, veya doktora gitmesine rağmen doktorun verdiği tedaviye uymayıp, kendine göre düzenliyemiyeceği gibi, bir insan da Allah'a kulluğu nasıl yapacağını kendi arzusuna göre düzenleyemez.
*Çünkü Allah,O’na, nasıl kulluk yapılacağını,insanın nefsine,keyfine bırakmamıştır. Resul’üne tabi olmaya,Resul’ünün bildirmesine,öğretmesine ve tatbikatına göre kulluk yapılacağını söylemektedir(1,2).
Dolayısiyle Resulullah’a (sav) uymadan, O’nun yaptığı gibi kulluk yapmadan, hele hele ‘Kur’ân bize yeter, Resul’e gerek yok,O olmasa da olur’ demek, İman ile,İslâm ile bağdaşmaz. ‘İşittik ve itaât ettik’diyerek, Resulullah’ın (sav) tebliğ,talim ve tatbikatına göre;Allah’a kulluk yapmadan, Allah’tan ümid etme(bekleme) hakkımız da yoktur (3).
KULLUK SÖZLEŞMESİ
*Fâtiha suresi hem Kur'an'ın bir özü, hem de Allah ile kulları arasında bir sözleşme gibidir. Müslümanlar Fâtiha suresini günde en az 40 defa tekrar ediyorlar (5 vakit namazda).
*"Allah'ım, biz ancak San'a kulluk ederiz. Ve yine herşeyi ancak Sen'den bekleriz (ümid ederiz)" (4) hükmünce; Önce Allah'a kulluk, O' nu tek ve yeğâne otorite olarak tanıma ve sonra da O' ndan beklemek (ümid etmek) hakkı doğar.
*Yani: ‘Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olacağız’.
*Yalan söylemeyeceğiz, aldatmayacağız.
*Yolsuzluk,hırsızlık yapmayacağız.
*Yetim hakkı, kul hakkı yemeyeceğiz.
*Zulüm yapmayacağız.Adaletli olacağız. İftira atmayacağız.
*Haklı olanı kuvvetli (isterse bir aciz olsun), haksız olanı da zayıf kabul edeceğiz (isterse devlet başkanı olsun).
*Helal yoldan kazanacağız.
*Allah’ın haram saydığı yasakları yapmayacağız.
*Hased etmeyeceğiz. Fitne, fesat çıkarmayacağız.
*Tefrikaya düşmeyeceğiz,birlik olacağız. İttihad-ı İslâm için çalışacağız.
*‘İki günümüzü müsavi etmeyeceğiz’. Çalışacağız, çalışacağız….
*İşlerimizi istişare ile yapacağız.
*İlme, ilim adamlarına değer vereceğiz.Düşünmeyi, aklı kullanmayı en değerli sermaye olarak göreceğiz.
*Vazife taksimi yapma(ihtisaslaşma), liyakât esasına göre hareket etme, işi ehline havale etmeyi olmazsa olmaz kabul edeceğiz.
*Her türlü üretime önem vereceğiz.Özellikle katma değer üreteceğiz. Ama israf etmeyeceğiz.
*‘Ben tokum ya, başkası acından ölürse ölsün’ demeyeceğiz.
*Hiçbir zaman haddi aşmayacağız ve ‘ Hududullahı’ ihlâl etmeyeceğiz.
*Şayet ‘Hududullah’ı’ ihlâl etmişsek, derhal tevbe edip,yeniden ‘Sırat-ı Müstakim’e döneceğiz.
*Bu ölçülere uymadan,niyetlenmeden, niyetimizi amele (eyleme) tahvil etmeden ne yüzle Allah’tan bekleyeceğiz ?
*Her zaman kendimizle ve hakikatlerle yüzleşeceğiz.
PAROLAMIZ; * ÖNCE ‘TEVBE-İ NASÛH’ İLE HALİMİZİ DÜZELTME,SONRA İHLÂSLI KULLUK VE AKABİNDE DE ALLAH’TAN TEVFİKİNİ BEKLEME OLMALIDIR.
(1): ‘’ De ki, ‘Eğer siz Allah’ı seviyorsanız(O’na kulluk yapmak istiyorsanız),bana(Resulullah) uyun’…’’.
(2):‘’De ki, ‘Allah’a ve Peygambere itaât edin!’…’’(Al-i İmran-31,32).
(3):Bakara-285
(4):Fâtiha-5
