Yusuf Özertürk

Tarih: 26.10.2024 18:44

ALLAH'IN TERBİYESİNDEN ÇIKMAK

Facebook Twitter Linked-in

*İnsanlık fıtrata (yaratılışa) uymak demektir.Çünkü fıtrat, güzel ahlâktır.
*İnsanlığın en alt basamağı, derecesi; Evvela ne kendisine (vücut da insana emanet olarak verilmiştir.İnsan vücuduna da zarar vermemelidir.) ve ne de diğer yaratıklara (eko sisteme) zarar vermemektir.İnsanlığın en ileri derecesi de ‘İsâr’ hasletidir.Yani kendinden ziyade başkalarını düşünme.İnsan, ben,ben diyerek yoldan çıkıyor.Çünkü insanın nefsi (egosu) doymak bilmiyor.Bu yüzden de her türlü kötülükleri, zulümleri yapıyor (hal-ü âlem bunun şahididir.).
*Allah,insanın bu durumunu bildiği için rahmetinden dolayı (mahlukuna acımasından,merhametinden) Din’i (İslâm’ı) insanlar fıtratlarına (yaratılışlarına) uysunlar ve insanlıktan çıkmasınlar diye vaaz etmiştir.Çünkü fıtratını bozan insan insanlıktan çıkar.
*İslâm güzel ahlâk demektir.
*Hz.Peygamber güzel ahlâkı tamamlamak üzere görevlendirilmiştir.                         Allah, Hz. Resûlullah’ı güzel ahlâk ile tezyin etmiş ve O’nu, insanlığa bir numune (rol model) yapmıştır.
*Hz.Resûlullah’ın ahlâkı güzel ahlâktı.Bu ahlâk, Adalet, liyakât, doğruluk, hakkaniyet ve nezaket esasına dayanıyordu. Hz. Resûlullah’ın zamanında insanlık zirveye çıkmıştı.Bu yüzden bu asra ‘Asr-ı saadet’(saadet,mutluluk asrı) denmiştir.
*İslâm,Allah’ın insanlara verdiği bir emanetidir.İslâm’a inanana da Müslüman denir.
*Müslümanlar, Allah’ın emanetine sahip çıkıp, O’nu zayi etmemeleri gerekir. Yani Müslümanlar güzel ahlâkı yaşayarak diğer insanlara örnek olmaları icap eder.
*Ama Orta çağdan sonra Müslümanlar ne yaptılar?
*Allah'a ihlâslı kulluğu, Hz.Peygamber'e ittibayı yani O’nun ahlâkını terk ettiler.
*İslâm'ı hayatlarına hayat yapamadılar.
*İslâm'ı, sadece söylem ve şekil olarak algıladılar.İslâm, içi doldurulamamış, manâsından saptırılmış birtakım ritüellere indirgenmiştir.
*Müslümanların dilleri Bâki (Ahiret) dedi, lâkin icraatları fâni, fâni (Dünya) dedi.Yani Müslümanlar dünyevileştiler.
*Müslümanlar, 'dünyaya (dünyevileşmeye) âşık oldular.Lâkin maşuklarının isteğini de yerine getirmediler. Yani dünyayı da anlamadılar.
*Kâfir, münâfık dedikleri âlem, dünyayı anlayıp, gereğini yaptı (çalıştı,ilim-teknolojide ilerledi.) ve gelişti.
*Müslümanlar zilletle 'kâfirlere' el açtılar.
Çare;
*Yitik nerede kaybedildiyse, orada aranmalıdır. Başka yerlerde aramak beyhudedir.
*Müslümanların yeniden Allah’a iman etmeleri,Hz.Peygambere ittiba etmeleri ve İslâm'a dönmekten başka çareleri yoktur.Müslümanlar eylemleriyle, ahlâklarıyla ‘Asr-ı saadet’i yeniden getirmelidirler.Aksine olursa zilletten kurtulamazlar.
*Allah, kendisine ihlâsla itaât eden ve emirlerine harfiyyen uyan Mü'minlerin Velîsidir.Onların dışındakilerin değil.
*Allah'ın terbiyesinden çıkanları, Allah, zamanın şiddetli hadiseleri ile burunlarını zeliliyet bataklığına sürte sürte terbiye eder.
(1):’’Gerçekten Biz (Allah), insanı en güzel bir biçimde (ahlâkta) yarattık’’(Tîn-4).


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —