Prof.Dr. Ali Alaş

Tarih: 09.01.2022 20:25

Milli Egitim Sistemimiz Materyalist Felsefenin Tuzaklarindan Ne Zaman Kurtulacak?

Facebook Twitter Linked-in

 

Sevgili okurlarimiz Ayasofya-i Kebir Camii’nin asli konumu olan ibadete açilmasi milletimizin uzun yillardan beri özlemini duydugu kangrenlesmis bir yara idi. Hamdolsun Cumhurbaskanimizin iradesiyle yeniden ibadete açilarak bu yara kapandi. Açildigi günden itibaren yurtiçinden ve yurtdisindan halkimizin ve Islâm Âleminden Müslümanlarin yogun teveccühüne mazhar oldu. Hali hazirda 3,5 milyondan fazla kisi tarafindan ziyaret edildi.

Milletimizin uzun yillardan beri özlemini duydugu hususlardan bir digeri de ahlâken ve fikren donanimli ve milliyetçi fikirleri özümsemis, nesiller yetistirme konusudur. Üzülerek belirtmek isterim ki egitim sistemimiz materyalist felsefenin etkisi altindaki Batili egitim sisteminden, Avrupa ve Amerika’dan alinan programlara göre sekillendirilmistir. 

Yaklasik iki asra yaklasan zamandan beri materyalist felsefenin boyundurugu altinda sürdürülen egitim anlayisinda; merhamet ve yardimlasmadan yoksun, bencil ve pragmatist bir bakis açisi hakimdir. Kuran ahlâkindan uzak bu anlayisla “… ben tok olayim da, baskasi açligindan ölürse ölsün bana ne...anlayisina sahip nesiller yetismektedir. Oysa bu topraklarda atalarimiz Kur’an ile sereflendikten sonra insanimizin ruhu Islâmiyet ile mayalanip, nesvünema bulmustur. Nitekim, hakperest Ecnebî filozoflarin bir çogu da Kur’an ahlâkina dikkat çekmistir. Mesela Avrupali felsefeci Sedio “Kur'an, insani iktisad ve itidale sevk eder, dalaletten korur, ahlâkî za'flarin karanligindan çikarir, …” diyerek Kur’an ahlâkina hayranligini dile getirmistir. Diger taraftan Sembires Encyclopedia’nin Müslümanligi anlatan bölümünde Peygamber Efendimizin (SAV) seciyelerini anlatan âyetler nazara verilerek “… bu Âyetler, Islâmiyetin muhtesem yapisinda, altundan bir kordon gibi islenmistir. Insafsizlik, yalancilik, hirs, israf, fuhus, hiyanet, giybet; bunlarin hepsi Kur'an tarafindan en siddetli surette takbih olunmus ve bunlar, reziletin tâ kendisi olarak ifade edilmistir. Diger taraftan Hüsn-ü Niyet sahibi olmak, baskalarina iyilik etmek, Iffet, Hayâ, Müsamaha, Sabir ve Tahammül, Iktisad, Dogruluk, Istikamet, Sulhperverlik, Hakperestlik, … Müslümanlik nazarinda Hakikî Iman Esaslari ve Hakikî bir Mü’minin baslica sifatlari olarak gösterilmistir” denilmistir. Iste Avrupalilar bizde bulunan bu Kur’an ahlâkinin pek çok prensiplerini kendilerine rehber edinip, sosyal hayatlarinda uygulayarak, kalkinmalarinda bir manivela olarak kullanmislardir. Biz ise batinin köhnemis materyalist fikirlerini egitim sistemimize monte ederek, kültür emperyalizmine maruz birakilmis, körü körüne Bati ve Amerika hayrani ve taklitçisi nesiller yetistirdik. Halen de egitim alaninda uygulanan eksik reçeteler ile patinaj yapmaktayiz. Ünlü mütefekkir Nurettin Topçu, gelecekteki toplumun bütün ahlâkinin okullarda sekillenecegini, çocuklari ahlâk ve ideal sahibi yapacak kurumun okul oldugunu, okulu okul yapanin ise muallimler oldugunu ifade etmistir.

Derslerde talebelerin sadece aklinin degil kalbinin de doyurulmasi oldukça önemlidir. Mesela fen bilimlerinde mevsimlerin olusumu ile ilgili konular islenirken günes sisteminde gerçeklesen hassas dengeler nazara verilip, bu hadiselerin gerçeklesmesinde görevli günesin, dünyamizin, ayin, yildizlarin ve göktaslarinin basibos ve kendi kendilerine hareket etmedigine vurgu yapilarak, bu hadiselerin kâinata ve içindekilere tasarruf eden bir zatin yani Allah’in (C.C.) sonsuz ilim ve iradesiyle gerçeklestirildigine dikkat çekilmesi halinde, ögrencinin hem akil midesi doyacak hem de kalbi aydinlanacaktir. Eger bu hadiselerin arka planinda bir yaraticinin varligi anlatilmazsa, kalp midesi beslenemedigi için çocugun ve gencin ruh dünyasinda hile ve süpheler tevellüd eder, inkâr-i uluhiyet fikri zemin bulur.

Çözüm nedir?

Milli Egitim sistemimizdeki ders programlarimiz yeniden düzenlenerek materyalist felsefenin tuzaklarindan arindirilmalidir. Bir baska ifade ile bir Mü’minde bulunmasi gereken baslica sifatlari haiz bir insan yetistirecek, tevhidî üsluba sahip, degerler egitimi odakli egitim modeline geçmemiz elzemdir. Bunun için derslerde talebelerin sadece aklinin degil kalbinin de doyurulmasini temin edecek ders programlarini gelistirip, tevhidî bakis açisiyla yazilmis ders kitaplari ve yardimci kaynaklar yazarak hayata geçirmeliyiz. Bu konuda gelecek nesillerin manevi yükünü omuzlarinda hisseden bütün kesimlerle birlikte eger bunu basarabilirsek, 21. yüzyil yetkinliklerini kazanmis, himmetini milletine hasretmis, donanimli ve hamiyetli gençlerle geçmiste kaybettigimiz yillari telafi edip, ülke olarak hak ettigimiz mevkilere gelecegimizden hiçbir süphem yoktur.

Büyük mütefekkir Sezai Karakoç üstadimizin da dedigi gibi: Her çagda sartlar ne kadar agir ve umutsuz olursa olsun, inananlar için muhakkak bir Nuh'un gemisi vardir.

Bu vesileyle biraktigi eserlerle fikir ve gönül dünyamizi aydinlatan Sezai Karakoç’a Allah'tan rahmet diliyorum. En kalbi dileklerimle selam ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Kaynak: http://www.simgedergi.com/wp-content/uploads/2022/01/Kasim-2021-Dergi.pdf


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —