https://search.google.com/search-console/

  • BIST 100

    10542,09%-0,94
  • DOLAR

    40,56% 0,02
  • EURO

    47,06% -1,35
  • GRAM ALTIN

    4316,94% -0,80
  • Ç. ALTIN

    6936,29% -0,77

MEHMET NURI YARDIM


Sairlerimizin dualara bürünmüs siirleri


Edebiyatimizin en güçlü damarlarindan biri olan dua ve yakaris siirlerini okumaya bugünlerde çok ihtiyacimiz var
Inanç ile edebiyat, dua ile siir arasinda çok siki bir münasebet ve köklü bir yakinlik vardir. Dua yürekten kopup söylendigi gibi bazi siirler de asirlar boyunca dua ve yakaris niyetiyle terennüm edilmistir. Kur’an-i Kerim’in Furkan Suresi’nde “Duaniz olmasa ne ehemmiyetiniz var?” buyurulmustur. Demek ki insanin degeri de, kiymeti de hatta varlik sebebi de Rabbine ettigi dua, Halikina yakaris, davetine icabet, nidasina teslimiyettir. Çünkü dua ile bir mümin, acizligini anlar ve zayifligini görür. Aslinda bugün bütün dünyada yasayan insanlarin böyle bir dua iklimine yönelmeye ihtiyaçlari vardir. En zengin ülkeden en yoksul kabileye kadar bütün insanlik, malum ve meshur salgin (kovid-19) ile büyük bir mücadele içinde. Uzaya çikan, yildizlarda tur atan kibirli insanlar, minnacik bir virüsün esiri olmus durumda. Pandeminin ne zaman ve nasil sona erecegi de henüz bilinmiyor. Böyle bir durumda duadan baska çaremiz, Cenabi Allah’tan baska siginacagimiz kimse var mi? 
ESKI SIIRIMIZDE DUA
Türk edebiyati büyük ölçüde dinî hassasiyetlerle kaleme alinmis muhtesem siirlerle doludur. Ahmed Yesevi’den Yunus Emre’ye, Seyhî’den Ümmi Sinan’a kadar neredeyse bütün sairlerimizin bastan sona dinî mesajlar ihtiva eden siirleri vardir. Bu gerçek, Divan, Tasavvuf ve Halk edebiyati ile yeni siirimiz için geçerlidir. “Hikmet”ler, “Ilahi”ler, “Tevhid”ler, “Münacaat”lar,  “Tazarrunâme”ler, “Tevhid”ler, “Mevlid”ler, “Naat”lar ve diger türlerde verilen eserler de ayni yolda sarf edilmis hikmet tomurcuklari, hakikat damlalaridir.
  YENILIK EDEBIYATIMIZDA DUA MAKAMI
Tanzimat’tan sonra ilk ürünlerini vermeye baslayan Yenilik Edebiyati’mizda sosyal meseleler ve hissî konular kadar dinî mevzularin da agirlikli bir sekilde islendigini söylememiz gerekiyor. Yaklasik iki asir önce baslayan bu temayül, bugüne kadar artarak devam ediyor. Sairlerimiz, içlerindeki inanç duygusuyla birbirinden güzel siirlere imza atmislardir. Meselâ Sinasi’nin “Münacaat”i söyle Baslar: “Hak Teâlâ azamet âleminin pâdisehi / Lâ mekândir olamaz devletinin tâht-gehi”. Siir bu minval üzere akip gidiyor. Servet-i Fünun cereyaninin muallimi kabul edilen üstat Recaizâde Mahmut Ekrem’in de çok güzel bir “Tevhid”i vardir. Ahmet Mithat Efendi’nin damadi olan Muallim Naci’nin ise hem “Münacaat”i hem de “Tevhid”i mevcut. Cenab Sahabettin’in “Münâcât”i söyle baslar: “Ariyor secdelerde dîdelerim.” Bu sairlerimizin çagdasi olan halk ozanlarimizdan Sümmani de “Münâcat”ina söyle baslar: “Ilâhî budur ki sana niyâzim / Bizi Hak râhina gidenlerden et / ‘Ya Allah’ çagirir kalb-i beyâzim / Lisâni mücevher seçenlerden et.” Mehmed Âkif Ersoy’un Safahat’i büyük ölçüde dinî ögütlerle doludur ama arada “Tevhid yahud Feryad”i da var. “Dua”si bu vadideki siirlerin sahikasidir: “Yâ Ilâhî bize tevfikini gönder… - Âmin / Dogru yol hangisidir, millete göster… - Âmin!” Yigit bir Mehmetçigin agzindan seslendirilen “Ordunun Duasi” ölümsüz bir eser: “Yilmam ölümden, yaradan, askerim; / Orduma, ‘gâzi’ dedi Peygamber’im. / Bir dilegim var, ölürüm isterim: / Yurduma tek düsman ayak basmasin. / Âmin! desin hep birden yigitler, / ‘Allahu ekber! Gökten sehitler. / Âmin! Âmin! Allahu ekber!”
  CUMHURIYET SAIRLERI
Daha yakinlara geldigimizde Cumhuriyet devri sairlerimizin bu tondaki siirleri de dikkatimizi çekiyor. Mesela Ibrahim Alaettin Gövsa’nin “Allah Sevgisi” siiri bir yakaris siiri oldugu kadar bir tefekkür metnidir ayni zamanda. Siirdeki su zarif ve hikmetli düsünceye bakar misiniz: “Kim çikarir sabahleyin erkenden, / Dünyamiza isik veren günesi? / Gece vakti denizlere serpilen / Ay doguyor; kim yapiyor bu isi?” Bes Hececi sairlerimizden Orhan Seyfi Orhon “Münacaat”inda Yaratanina siginan garip bir kuldur. “Dua” siirinde ise Rabbine yalvarir: “Ulu Tanrim, su karanlik yollari / Bizi sana ulastiran yollar et! / Ihtirasla kilitlenmis kollari, / Birbirini kucaklayan kollar et!” Sükûfe Nihâl’in “Son Dua”si da bu minvaldedir. Ayni nesilden Faruk Nafiz Çamlibel’in “Hamd ü Sena”si düsündürücü misralarla bizi sarsiyor: “Ne ki mevcûd ise âlemde, güzel dogru, iyi; / Arayan fikri, bulan ruhu, seven sevgiliyi / Bize bahsetmis olan Hazret-i Rahmân’a sükür.” Halide Nusret Zorlutuna “Ya Ilâhi”, Zeki Ömer Defne ise “Dua” siirlerini armagan ederler mistik edebiyatimiza. Necmettin Halil Onan ve Ahmet Kutsi Tecer’in siirlerinin yaninda “Bayrak Sairi”miz Arif Nihat Asya’nin “Dua”si dudaklardan kalplere inen, kelimelerden meydanlara dökülen bir destandir: “Biz, kisik sesleriz… minâreleri, / Sen, ezansiz birakma Allah’im! / Ya çagir surda bal yapanlarini; / Ya kovansiz birakma, Allah’im!” “Ikinci Âkif” namiyla anilan Ali Ulvi Kurucu, ihlasli ve samimi “Dua”sinda en büyük ve kutlu dilegini su iki misra ile seslendirir: “Din ugruna candan geçebilmek ne saadet!.. / Yâ Rab, o sehitlerle berâber bizi hasret.” 
SAIRLER SULTANI’NDAN 
Sultanü’s Suara Necip Fazil Kisakürek’in Çile’sinde birbirinden saglam inanç, dua ve yakaris siirleri vardir. “Nur”dan kisa bir bölümle yetinelim: “Sen ol dersin o olur! / Pirilti dolu billur, / Çiglik içinde fagfur. / Bir renk bize öteden / Ve bir ses, o besteden; / Nur bize, Allah’im nur!” Üstadin begendigi sairlerden Ziya Osman ise temiz inanciyla söyle yakarir: “Rabbim, nihayet sana itaat edecegiz… / Artik ne kin, ne haset, ne de yasamak hirsi, / Belki bir sabah vakti, belki gece yarisi, / Artik nefes almayi birakip gidecegiz…” Saba bunlari söyler de kardesi kadar sevdigi Cahit Sitki bos durur mu? Taranci da “Sabah Duasi”ni yazar. “Allah’i Anarken” siirinde de içini söyle döker: “Belli ne birdir ne iki; / Günahim basimdan askin. / Yârab sen de bilirsin ki / Bir Sen varsin bana yakin.”
SIIRDEN SUURA
Inançli sairlerimizin sayisi çok. Ayrica en liberal, hatta dine lakayt zannettigimiz sairlerimizin bile bir veya birkaç dinî siiri vardir. Zeki Ömer Defne “Dua”, Ilhan Geçer “Yakaris”, Turgut Uyar “Münâcat”, Murat Çobanoglu “Allah’im”, Dilaver Cebeci “Iltica”, A. Vahap Akbas “Cânâ”  siirlerini yazarlar. Feyzi Halici “Dua”sinda Rabbini hatirlar: “Bir uhrevi his var mi ki dünyada / Bulunsun tadi bir ulvi duada / Ne güzel Allah’i getirmek, yâda /Mavi gecelerin seher vaktinde…” Bekir Sitki Erdogan ise artik bugün Mevlid-i Serif’lerde okunan “Ilahi”sinde içi yanik bir mümin edasiyla gönlünden su dervisane sözleri akitir: “Gariplik tuttu boynumdan, / Büker Mevlâ’ya Mevlâ’ya.. / Gözüm her âhi göynümden / Döker Mevlâ’ya Mevlâ’ya…” Bahaettin Karakoç, Abdurrahim Balcioglu, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoglu, Erdem Bayazit, Mehmet Âkif Inan, Coskun Ertepinar, Mustafa Miyasoglu, Rifki Kaymaz ve Ömer Lütfi Mete de edebiyatimiza piril piril misralar armagan ederler. 
DIRILIS TOHUMLARI EKILIYOR
Bugün yasayan sairlerimiz arasinda dua merkezli siirlere imza atan sairlerimiz arasinda Hüsrev Hatemi, Semih Sergen, M. Halistin Kukul, Ayhan Inal, Muhsin Ilyas Subasi, Bekir Oguzbasaran, Yusuf Dursun, Bestami Yazgan, Cumali Ünaldi Hasannebioglu, Ahmet Tevfik Ozan, Ali Günvar, Ahmet Efe, Ali Akbas, Nurettin Durman, Metin Önal Mengüsoglu, Mehmet Atilla Maras ve Mustafa Ruhi Sirin de bulunuyor. Içinde ümitsizlige zerre kadar yer vermeyen sairimiz Abdurrahim Karakoç, “Nur Yagacak” siirinde “Rahmet yüklü bulutlar saracak ülkemizi / Aksama Nur yagacak, sabaha Nur yagacak.” der ve imanli yeni neslin müjdesini verir. Siir âleminin maneviyat erlerinden Mustafa Necati Bursali da “Dua”sinda Rabbine misralari esliginde iltica eder: “Lütfunla nazar kil, aman Yâ Rabbi! / Sardi afakimi duman Yâ Rabbi! / Kapindan dûr etme, ulu din için, / Sendedir af ile fermân Yâ Rabbi!” Konu çok genis. Taçlandirilmis dualarimiz ve bu yakarislara sarili siirlerimiz daim olsun. Yazimiza, günümüzün üstat sairi Sezai Karakoç’un dilegiyle son verelim: “Tanrim yeniden dirilis tohumlarini / Saçmamiz için firsat ver/ Kötülük ilkesini zayiflat / Direnisini kir yogunlugunu seyrelt / Dogrulukla doldur dogumumuzu / Peygamberin zamanindan bir… / Zaman düsür üstümüze / Hakikat içimizde gögersin / Yeniden o gümüs sükûnet gelsin / Ikindilerimizin saatine” 
(Milat Gazetesi, 29 Kasim 2020)

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.