Yüksekögretim Kurulu Baskanligi geçtigimiz günlerde ilginç bir karara imza atti.
Yillardir üniversitelere giris sinavinda uygulanan baraj ortadan kaldirildi.
Emegi geçenleri kutluyorum (!)
YÖK’ün bu ilginç karar ile neyi amaçladigini anlamak mümkün degil. Sanirim Egitim sistemimiz yine siyasi bir kararla ranta kurban edildi.
Ülkemizde uygulanan egitim sistemi ile zaten birçok gencimizin gelecegi heder edilirken, ailelerin de milyonlarca liralari çöpe gitti.
Yüz binlerce üniversite mezunu diplomali ama issiz, aylak aylak gezerken, istihdam beklerken, baraji kaldirip, sifir çeken ögrenciyi üniversiteye almak bence cinayettir.
YÖK, ben egitim kismina bakarim, mezunlarimin istihdam sorunu benim meselem degil diyebilir mi?
Der der’de….dememeli..
Belki istihdam konusunu hükümete veya özel sektöre atabilir ama halen üniversiteyi bitiren ögrenci neden is bulamiyor ya da kendi imkânlari ile neden bir is kuramiyor bunu arastirabilir.
Sorunun fotografini çekip, çözüm önerilerini ortaya koyabilir.
Simdi bu alinan kararin 3gitimimize katkisi mi olacak mi?
Kanimca hayir.
Yillardir egitim üzerinden yapilan sömürünün daha da artmasi demek.
Nasil? Diyeceksiniz.
Su anda egitim sistemimize göre 72 aydan sonra ilkokula baslayan hemen hemen her ögrenci üniversite kapisina kadar gelmek zorunda.
Ögrenci, umutla ?gitim alip, diplomaya kavusup, kariyer yapma bunun sonucunda da para kazanma hayalinde.
Çocuklar wilelerin zoru ile öyle yada böyle bir sekilde üniversite kapisina kadar geliyor.
Geliyor da yüzde ellisi aldiklari puana göre bitirdikten sonra asla çalis(a)mayacagi ya da is bulamayacagi bölümlere kayit yaptirmak zorunda kaliyor. Sirf üniversite okumus olmak adina.
Veli, “Çocugum üniversite okuyor diye” varini yogunu ortaya koyuyor, birçok seyden feragat ediyor, sonuç hüsran
Neden? “Ben üniversite Mezunuyum” demek için.
Sonra ne oluyor diplomali issiz ordusuna katilip “Devlet beni Istihdam etsin” diye feveran ediyor.
Ögrenci diplomayi aliyor almasina da bir çok ailenin ocagina incir agaci dikiliyor.
Tabi öncesinde özel okuluydu, kurs merkeziydi, özel hocasiydi aile zaten epey külfet altina giriyor.
Okul bittiginde çocugun elinde diploma var, ama qilenin de parasi bitmistir.
Ortada is yok, meziyet yok tabii 3kmek de yoktur.
Çocuklar siradan bir bölüm için sirf üniversite okumak amaci ile falan sehrin filanca ilçesine kayit yaptiriyor.
Gaye ne? Bir üniversite bitirmis olmanin yaninda ögrenim süresince aileden uzaklasmak.
Özgür olacak ya.
YÖK’ün bu karari kesinlikle ülkeye ve ögrenciye yaramaz, kime yarar derseniz, Üniversitelerin oldugu sehir ya da ilçelerdeki esnaflar, emlak sahipleri, üniversite ögretim elemanlari, müteahitler, yurt, pansiyon ile yemek isletmecileri, ulasim gibi sektörlere yarayacaktir.
Onca yillik egitim, bir insana kendisini ve ailesini geçindirecek bir meslek kazandiramiyorsa, sadece diploma veriyorsa o egitim sistemi dogru degil yanlistir.
Yillardir uygulanan barajin kaldirilmasi demek sinavda sifir çekecek, sifir puan alacak basarisiz ögrencilerin üniversiteye adim atmasi demek.
Bu karar zaten egitim sistemimizin yanlisligi nedeni ile 17-18 yasina kadar bir meslek edinememis ögrencinin, 2 veya 4 yil daha zaman kaybetmesi demektir. O yastan sonra hangi meslek bunlari kabul eder?
Tabii o yastan sonra hiçbir meslegi de ögrenemez.
Eskiye göre zaten insanlar uyandi artik mezuniyetten sonra istihdami olmayan bölümlere giden ögrenci sayisi azaldi.
Jeoloji Mühendisligi, Çevre Mühendisligi, Gida Mühendisligi gibi Bölümler ögrenci yoklugundan kapanmak üzere.
Hatta bazi üniversitelerde Insaat Mühendisligi gibi bölümler de kapanmak üzere. Dolayisi ile üniversitelere giden ögrenci sayisi azaldi. Bunun neticesinde de bazi üniversiteler kontenjanini dolduramadi, bos kaldi.
Simdi barajin kaldirilmasi ile o üniversitelerin doldurulmasi planlanmakta.
Hani halk arasinda deyim vardir.“Borç, Borçla kapatilmaz” diye.
Bende diyorum ki yanlis bir sistem baska bir yanlisla kapatilamaz.
Baraji geçemeyen ögrenci zaten lise bilgilerinden bile yoksun olan biri demektir. Alinan bu kararla simdi bu ögrenci üniversite siralarina oturacak.
Soruyorum, bu ögrenci mezun olsa (Ki bir sekilde olur) ne olur?
Alinan bu karar ülkemiz egitimi için yanlistir ve yanlistan zaman geçmeden dönülmelidir.
Sifir çekerek basarisizligi tescil edilmis bir kisiyi üniversite siralarina almak, ailelerin sömürülmeye devam edilmesi demektir.
Hem fetö gibi örgütlerde yillarca egitim adi altinda basarisiz ögrencilere çesitli vaatler vererek pastanin büyük dilimini yemedi mi?
Ayni zamanda basarisiz ögrencinin üniversitede olmasi ailenin yaninda devlete de yüktür.
Daha önceki yazimin birinde bu konuya deginmis, akademik basarisi olmayan ögrencilerin kisa yoldan hayata adapte olabilecegi, bedensel çalismaya dayali alanlara yönlendirilmesi gerektigini yazmistim.
Lise’de belli bir basariyi yakalayamamis, muhtemelen aylak aylak dolasmis bir ögrenci ayni zamanda üniversitede her türlü sorunu çikartmaya müsaittir.
Malum üniversiteler her daim kasimaya ve siyasi olaylarin çikmasina müsait yerlerdir. Geçmiste yasadigimiz tecrübeler göstermistir ki anarsiye bulasan ve kullanilmaya müsait ögrencilerin büyük çogunlugu derslerinde basarisiz ögrencilerdir.
Zaten üniversitede verilen egitim ve öncesinde yapilan sinavlar daha dogru dürüst bir sekilde yapilamaz iken barajin kaldirilmasi gelecek adina kaygi vericidir. Üniversiteler’de verilen egitimin kalitesi (Bazi üniversiteleri tenzih ediyorum) zaten oldukça düsük.
Ögrenci profili deseniz her geçen gün daha da asagi dogru gidiyor. Bir de baraji kaldirirsaniz seyreyleyin gümbürtüyü.
Siyasi talep ve plansiz yapilanma ile neredeyse her sehirde üniversite açildi. Ayrica 7-8 bin nüfuslu bazi ilçelerde Meslek Yüksekokullari var.
Var.. var ama sadece binadan ibaret. Bu okullar da mezuniyet sonrasi is bulmasi çok zor bölümler var.
Bina güzel, konforlu da gel görelim ki yeterli sayida hoca yok, yurt yok, ögrencinin nefes alabilecegi bir sosyal alan yok.
Yok oglu yok.
Ne anladim bu egitimden.
Simdi sifir çeken ögrencinin gelebilecegi okullar ancak bunlar. Bu ögrenci burada ne yapacak?
Haylazlik yapip baba parasi yiyecek.
Siyasiler çok uyanik ya Ilçedeki Meslek Yüksekokulu tercih edilmeyip kapanma noktasina gelince hemen Rektör’e baski yapip baska bir bölüm açtiriyorlar. Birkaç sene de öyle geçiyor.
Amaç ne?
Ilçede ki esnaf, ev sahibi, yurt sahibi para kazansin.
Iyi de kardesim, parasini aldigin çocuk okul bitince sap gibi ortada kaliyor.
Bunun vebali kimin boynuna?
Rektörün mü, sizin mi? YÖK’ün mü?
Kimin umurunda.
Egitim sistemimizin bir an önce yeniden kurgulanmasi gerek.
Ben YÖK’ten egitimimiz konusunda yol göstericilik beklerken, YÖK, bozuk sistemi daha da bozmaya çalisiyor.
Ne diyelim…
Saglicakla..
Mesut BALYEMEZ
0 530 516 40 00
mesutb44@gmail.com