Bagimlilik, bireyin bir maddeye ya da nesye sosyal hayatini, hayati fonksiyonlarini yitirecek kadar düskün olmasidir.
Insanin hayatini devam ettirebilmesi için gerekli temel içgüdüleri vardir: Üreme, beslenme ve kendini koruma-saldirganlik...
Bu üç temel #içgüdünün en önemli alameti farikasi, tatmin edilmesinin insan için ayni zamanda büyük bir zevk kaynagi, bu eylemlerin yapildigi zaman bireyin #stres aksinda bir baskilanma olmasi, yani stresinin yatismasidir.
Burada, saldirganligin insan için bir hedonist-haz verici aktivite olarak siniflanmasi sasirticidir. Fakat, hem dayak atmak hem de dayak yemek hedonist bir aktivite olabilmektedir.
Karsidakine siddette bulunmak nöronal devreler tarafindan ''haz'' duygusunu açiga çikarabildigi gibi, aci da bir tür haz halini alabilir.
NOT: Fight Club. Dayak atmanin da, dayak yemenin de, hedonist, bagimlilik yapan bir aktiviteye dönüsebildigini gösteren en güzel film örnegi.
Haz alma duyusunun kaynagi dopamin, beyindeki nörokimyasal sürecin bir alt basamaginda norepinefrine çevriliyor. Norepinefrin ise hiddet ve saldirganliktan sorumludur. Yani, haz ve #hiddet kolayca birbirne dönüsebilen duygulardir.
Hiddetlenen bir birey karsisindaki bir bireye siddet gösterdigi zaman haz aldigi gibi, siddete maruz kalan bir birey de karsisindakine hiddetlenerek bir ödülün pesine düsmektedir, ki bu da bir hazdir.
Haz duygularimiz beynin limbik sistemi içerisinde, striatum olarak anilan bölgeden yöneltilmektedir. Striatum da en hedonist-haz alan yeri ''accumbens''tir.
Insanlar birtakim kimyasallar vasitasiyla haz almayi ögrenmis ve temel #içgüdüleri disindaki suni yollarla da hedonist devrleri aktive etmistir. Fakat haz elde etmek için kullanilan kimyasallarin yarattigi haz birbirinden farklidir.
Insan haz hiyerarsisinin en tepe noktasi, orgazm sirasinda alinan hazdir. Insanin pik noktasi burasidir. Bu pik noktanin sebebi mümkün olan en yüksek seviyede #endorfin ve dopamin salimidir.
Orgazm sirasinda yüksek miktarda salinan endorfin ve oksitosin yogun bir hazza vesile olur. Oksitosin ayni zamanda bireyin #cinsel partnerine güvenmesine, baglanmasina ve onu bir risk kaynagi olarak algilamamasini saglar.
Her bireyin genetigi ve vücudunun protein yapisi birbirinden farkli oldugu için, vücuda disaridan alinan kimyasal maddelere her bir bünyenin duyarliligi ve buna bagli olarak olusmasi muhtemel bagimlilik dereceleri farklidir.
Her eylemin ardinda yalnizca bir güdünün ya da birlikte bir çok güdünün rol oynadigini dikkate aldigimizda Logo Terapi ve Emdr’nin, güçlü bir motivasyon degerine sahip oldugu ortaya çikmakta.
Rahatsizlik verici olaylar beyinde izole olmus bir ani aginda depolanabilir. Bu durum kisinin psikolojik olarak saglikli olmasini engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyaciniz olan bilgi beynin baska bir yerinde, baska bir agdir.
Balikçilarin hayatlarinin yarisini karada geçirmesinin sebebi ag temizlemesidir.
Nereye atilirsa atilsinlar, ag gözlerini tikayan her türlü atik, döküntü ve balçik toplanir ve deniz yosunlari ag iplerinin her yanina dolanir. Bunlar zamanla agi asindirarak delikler ve sizintiya neden olan açikliklari olusturur. Müdahale edilmedigi takdirde, çok geçmeden tüm ag kullanilmaz hale gelir.
Beyin de akson ve sinapslardan olusmus bir agdir ve düsünce okyanusuna atildikça ne yazik ki hasar ve asinmaya maruz kalir.
EMDR “Göz hareketleriyle duyarsizlastirma ve yeniden islenme”ye baslandiginda bu iki ag birbirine baglanip, yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.
Sevgiyle kalin
Doç.Dr.
Kürsat Sahin YILDIRIMER
St Clements University
Ögretim Üyesi
Kaynakçalar:
Neuroscience of Clinical Psychiatry
Prof.Dr.Oytun ERBAS