• BIST 100

    9771,16%-1,67
  • DOLAR

    33,97% 0,11
  • EURO

    37,62% -0,39
  • GRAM ALTIN

    2725,00% -0,77
  • Ç. ALTIN

    4472,67% 0,18

Âdem Çevik


Çogalmaya Degil, Birlesmeye Ehemmiyet Verilmeli.


Söyle sagima, soluma bakiyorum da, neredeyse herkes kara kara düsünüyor. Oysa bu sekilde bedbin olmaya gerek yok. Bizi yaratan Rabbimiz (cc) kiyamet kopuncaya kadar bu dünya hayatini huzurla yasamamiz için ne yapmamiz gerektigini Kur’an-i Kerim diliyle ve “Yasayan Kur’an” olan Sevgili Peygamberimiz’in (asm) kavlî, fiilî ve takrirî sünnet-i seniyyesi ile belirtmis.     

Iste Kur’an’a ve Sünnet-i Seniyye’ye baktigimizda, çogalmaktan ziyade birlesmeye ehemmiyet vermemiz gerektigini görüyoruz. Birlesmek, ancak nerede birlesmek? Kur’an ve Sünnet etrafinda… 

Bakiniz Rabbimiz Kur’an-i Mübîn’de, “Va’tesimû bihablillâhi cemi’an velâ teferregû…” diye baslayan âyet-i kerimede ne buyuruyor. Meâlen bakalim:

“Hep birlikte Allah’in ipine (Islâm’a, Kur’ân’a) simsiki yapisin; parçalanmayin. Allah’in size olan nimetlerini hatirlayin: Hani siz birbirinize düsman kisiler idiniz de O, gönüllerinizi birlestirmis ve O’nun nimeti sayesinde kardes kimseler olmustunuz. Yine siz, bir ates çukurunun tam kenarinda iken oradan da sizi O kurtarmisti. Iste Allah, size âyetlerini böyle açiklar ki, dogru yolu bulasiniz.” (Âl-i Imrân Sûresi / 103)
  
Kur’an-i Azimüssan’a ve Peygamber Efendimiz’in (asm) ve bütün peygamberlerin hayatlarina baktigimizda, çogalmaya, çokluga hiç ehemmiyet verilmedigi, onun yerine Allah’in dini olan Islamiyet ve bu dinin yüce prensipleri etrafinda simsiki kenetlenmeye ehemmiyet verildigini görürüz.   


Peygamberler tarihinde ve Kur’an-i Kerim’de bu sekilde nice az toplulugun nice çok toplulugu maglup ettiginin pek çok örnegini buluruz. Kur’an’imiz bunlardan birini bizlere Bakara Sûresi’nde nakletmektedir.   

Talut-Calut hâdisesinde, Islâm ordusunun kumandani Talut ordusuyla birlikte ilerlerken bir nehir imtihaniyla karsilasirlar. Çöllerden geçmis, müthis susamislardir. O sirada önlerindeki nehri görmüslerdir.   

Iste o sirada zor bir imtihana tâbi tutulurlar. Cenab-i Hak, o nehrin suyundan içmeyi yasaklamistir. Içenlerin ise ancak bir avuç içmelerine izin vermistir. Ne hazindir ki, ordunun büyük ekseriyeti o sudan kana kana içmis, bu sekilde emri çigneyenlerin dizlerinin dermani kesilmistir.   

Bu durumda iken de emre itaat eden bir avuç toplulugu savastan caydirmaya çalismislardir. O bir avuç topluluk (Tefsirlere göre sayilari 313 kisidir) ise inançlarini haykirmis ve düsmanin karsisina dikilmislerdir. Simdi bize bu hâdiseyi haber veren âyet-i kerimeye meâlen bakalim:

“Tâlût askerlerle beraber (cihat için) ayrilinca, ‘Biliniz ki Allah sizi bir irmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden degildir. Kim ondan hiç tatmazsa bendendir (benimledir), ancak eliyle bir avuç içen de istisna edilmistir (o da benimledir)’ dedi.   

Içlerinden pek azi müstesna hepsi irmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler irmagi geçince, ‘Bugün bizim Câlût’a ve askerlerine karsi koyacak hiç gücümüz yoktur’ dediler.   

Kendilerinin, sonunda Allah’in huzuruna varacaklarini bilenler, kendi aralarinda ‘Nice az kisiler vardir ki, sayica kendilerinden çok olan topluluklara Allah’in izniyle gâlip gelmistir. Allah sabredenlerle beraberdir’ dediler.” (Bakara Sûresi / 249). 

Neticede ne oldu? O 313 yigit kendilerinden katbekat kâfir toplulugunun karsisina dikildi. Daha savasin basinda, orduya katilmis olan ve henüz delikanli olan Hz. Davut (as) firlattigi bir sapan tasiyla kâfirlerin kumandani Câlût’u gebertti.   

Ondan sonra Islam askerleri, kâfirleri ekin biçer gibi biçtiler ve muhtesem bir zafer kazandilar. Bedir’de de aynisi oldu. 313 sahabe, kendilerinden üç misli kalabalik müsrik ordusunu bozguna ugratti. Malazgirt’te, Nigbolu’da, Kosova’da, Varna’da ve kâfirlerle yapilan yüzlerce savaslarda da aynisi oldu.   

40 sahabe 40 senede 40 devleti maglup etti. Bunu yaparken de azlik idiler. Ancak onlar çogalmaktan ziyade birlesmeye ehemmiyet vermislerdi. Kur’an ve sünnet etrafinda kenetlenmislerdi. Baskumandanin gözünün içerisine bakiyor, agzindan çikacak emri bekliyorlardi. Baskumandan, her devirde belliydi. Peygamber Efendimiz (asm)…. 

Müslümanlarin çogalmaya, taraftar toplamaya bakmasi yanlis. Onun yerine bütün Müslümanlar Kur’an ve Sünnet etrafinda birlesmeye bakmali. Kâfirlerin adedine ise zerre kadar ehemmiyet vermemeli. Is ciddiye binince, cihad meydaninda kiliçlar çekilince, mesele, Allah’in izniyle bir sapan tasiyla da hallolur.

Burhan Bozgeyik
[12:06, 11.04.2022] BÜLENT ERTEKIN: Adalet Platformu Baskani Âdem Çevik, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanligi'na "Devletin Dini Islam Olsun anayasaya tekrar yazilsin" çagrisinda bulundu.

Çevik, ‘’Binasi ülkemizin kurulus beyannamesi olan Misaki Milli kararlarini aldi bu tarihe karsi 146 Yasina Giren Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Istanbul’daki Meclis-i Mebusan sorumlulugumuzu TBMM'nin Istanbul ofisi ve Misaki-Milli Müzesi yaparak tarihimizi unutturmamaliyiz. 

Hatta 1913 ve 1918 kurdugumuz Bati Trakya Islam Devleti ve Kafkas Kars Islam cumhuriyetini de unutturmamaliyiz ve devletimiz kurulus ayarlarina dönmeli devletin dini Islam anayasa maddesi olmali, Anayasa ve yasalar Islam'a aykiri olamaz hükmü tekrar korunmali‘’dedi.

‘'Tarihte demokratik ilk Meclis’’

Yayimlanan yazida, 23 Nisan 1920 de Ankara'da açilan Meclis'te Istanbul’daki Meclisi Mebusan Milletvekillerinden 174 kisi mevcut oldugunu dile getiren Âdem Çevik,

’’Istanbul ve Meclisi Mebusan 6 Ekim 1923'e kadar bes yil boyunca Ingilizler tarafindan isgal edildigi için çalisamayan Istanbul Meclisi 11 Nisan 1920'de  fiilen çalismalarina son degil ara verdi. 

Meclisi Mebusunda çikarilmaya çalisilan içki yasagi kanunu 28 Nisan'da Ankara'da Meclisin açilisinda devam etti. Tarihte demokratik seçimli ilk SÛRA Meclisi olarak biliniyordu. 

Ilk TBMM hükümetinde devletin dini Islam anayasa maddesi idi ve bu madde 20 Nisan 1928'de kaldirildi. Sonra hicri 2350 yilinin Ramazan ayinda kadir gecesinde 27nisan 1932'de Türkçe Ezan zulmü Ayasofya'da ve tüm camilerde dayatma basladi. 

Kurulusunda 1921 teskilati esaside ve 20 Nisan 1924 anayasasinda ayrica 29 Ekim 1923 cumhuriyet ilaninda devletin dini Islam maddesi vardi. Simdi Islam devleti olarak kurulan Türkiye Islam Cumhuriyeti olarak yeni anayasada da tekrar kurulus ilkelerine geri dönülmeli.’’
 
Lozan antlasmasini kabul etmeyen ''Büyük Türkiye Meclisi 16 Nisan 1923’te fesh edilerek ve denize dökülen! Yunanin/Latince alfabesini alarak millete ilk darbe ve dil soykirimi yapilmis oldu.   

Türkiye Devletini tek adam kurmadi ama tek adamin 6 ok CHP ilkeleri ile 100 asirdir ülkemiz yönetiliyor üstelik 5816 ile fikir düsünce hürriyetimizin engellenmesi de ayip’’. 
 
Adalet Platformu Baskani, Milletin iradesinin tecelligahi Büyük Türkiye Meclisi 15 Nisan 1923'te fesh edilerek millete ilk darbenin yapilmis oldugunu söyledi.

''Tarihini kaybeden millet hafizani da kaybeder’’
Âdem Çevik sözlerine söyle devam etti:

‘’Son 300 yilinda çok darbeler görmüs olan Türkiye 'de darbecileri afise etmek, tarihimizle yüzlesmek için Istanbul Besiktas Meclisi Mebusan Caddesi No:24'de bulunan Findikli'daki Meclis-i Mebusan binasi MISAK-I MILLI MÜZESI veya TBMM ISTANBUL yerleskesi olmali.

Tarihini kaybeden millet hafizani da kaybeder. Tarihi Meclise ve Milli iradeye sahip çikmamak isgalcilere ve darbecilerle hesaplasmamaktir ve millete hakarettir.

Ülkemizin Kurulus Beyannamesi için Meclisi Mebusan 12 Ocak 1920'de toplanmis ve Misaki-Milli kararlari 28 Ocak 1920'de Istanbul Meclisi Mebusan'da imzalandi. 17 Subat 1920'de ise Meclisi Mebusan kürsüsünden tüm dünyaya ilân edildi.
  
Misaki-Milli Belgesi’nin Imzalandigi ilk Meclis Meclisi-Mebusan Binasi bugün gayesi disinda kullanildigi için bir nevi isgalde; Meclisi-Mebusan Külliyesi Misaki-Millî Müzesi olsun.

Ankara’da ki TBMM açilmadan önce  Istanbul’daki Meclis Ingiliz emperyalizmi tarafindan isgal edildi. Istanbul’da faaliyetlerine devam edemedigi, hilafeti ve Osmanliyi kurtarmak iddiasiyla Ankara’ya tasinan 23 Nisan 1920’de dualarla açilisi yapilan TBMM’nin asil tarihi kurulusu 23 Aralik 1876’dir’’

''Arsivsiz millet beyinsiz insana benzer’’

Sözlerine kayip arsivle devam eden Çevik: ‘’Bugün ki TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi; Meclisi Mebusan’in devami niteligindedir ve milletvekillerinin çogunlugu Ankara’daki Birinci Mecliste de vekillik yapmistir. 

Ahd-i Millî Beyannamesi adiyla yayimlanan Misaki Milli Belgesi’nin aslinin 94 senedir kayip oldugu basina yansimisti, ilk meclis de yani Meclisi Mebusan binasi da kayiptir, hatta isgal altindadir. 

Arsiv bir milletin beynidir hafizasidir. Arsivsiz millet beyinsiz insana benzer. Ülkemizin isgaline karsi çikan Meclisi Mebusan ve Birinci Meclis üyelerini rahmetle aniyoruz.

Meclisi Mebusan binasinin TBMM uhdesinde olmayisi veya Meclisi Mebusan Binasi’nin müze olmamasi millete milli iradeye ve tarihe hakarettir. Meclisi Mebusan TBMM’nin çalisma ofisi veya müze olmalidir. 

Birinci Meclis Vekillerinin Lozan Antlasmasini imzalamamalari sebebiyle Birinci Meclisin feshi ve 94 senedir saklanan belgelerden sebep neleri kaybettigimizi düsünelim. Mebusan Meclisi Zabitlarinin da açiklanmasi saglanmalidir.

Hilafeti ve Osmanliyi kurtarmak için Hindistan Hilafet fonundan ve tüm Islam aleminden gönderilen ve CHP’nin Isbank’asina sermaye yapilan paralarin hisseleri TBMM uhdesindeki Hilafet Makami aktif oluncaya kadar Diyanet’e veya Vakiflara devir edilmeli. 

90 senedir isgal altindaki Vakiflara ait IS Bankasi Müzesi de Vakiflar Genel Müdürlügüne iade edilmelidir. Evrensel hukuk ilkelerine, Anayasaya ve kanunlara aykiri olan CHP'nin IS Bankasi’ndaki yönetimi sonlandirilarak hukuksuzluga dur denilmelidir’ ’dedi.

Adem Çevik , son olarak 13/27 Nisan saat:13'de 2. Abdülhamid kabrinde fiili dua basin açiklamasi yapacaklarini ve Ayasofya Camiinde bulusacaklarini duyurdu. 11 Nisan 2022
https://t.me/basinaciklamasi t.me/milliirade @adaletplatformu @ademcevik 05327036115

Yazarın Diğer Yazıları


25.4° / 21.7°

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.