Zekâ “zihnin ögrenme, ögrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yollari bulabilme yetenegi “ olarak tanimlanmaktadir. Bu tanima göre, zeki insan ögrendigini degerlendiren, yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kisidir.
Bebegin beyin hücreleri, daha döllenmeyi izleyen üçüncü haftadan itibaren gelismeye baslamaktadir. Beynin fiziksel yapisinin gelisiminin büyük bölümü bu dönemde baslamaktadir. Nöronlarin birçogu beynin belli bölgelerine göç ederek gelecekte çocugun reflekslerini, iradi beden hareketlerini, dil ve düsünmeyi, algilamayi yönetecek alt sistemleri olusturmaktadir.
Yapilan arastirmalar, bebeklerin üç aydan itibaren ögrenmeye ve ögrendiklerini hafizada tutmaya basladiklarini gösteriyor.
Önceki yillarda zekâ ile ilgili daha çok bilissel (cognitive ) boyut islenirken, artik duygusal (emotional) ve duyussal (sensitive) boyuta da dikkat çekilmektedir. Kalitimla gelen zekâ düzeyi, duygusal algilar tarafindan etkilenmektedir.
Son yillarda yogun olarak gündemde olan duygulari düzenlemek, duygusal dürtülere hâkim olabilme, karsimizdakinin ne hissettigini anlayabilme, iliskileri saglikli yürütebilme ile tanimlanan duygusal zekâdaki eksiklikler, depresyon, yeme bozukluklari, uyusturucu bagimliligina kadar uzanan riskleri arttirmaktadir.
Çocuklarin genel olarak davranis özelliklerini anlamak ve onlarin ruh dünyalarina inmek, onlarin gelisimini yönlendirmek açisindan çok önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarina dogru egitimi verebilmeleri, gelisim dönemlerinin özelliklerini bilmeleriyle baslar.
Çocukta normal zekâ düzeyi olsa bile, gelisim dönemlerinde yetersiz uyarana maruz kalmasi, gerekli egitim ve ögretimin yetersiz verilmesi, zengin uyaran içeren ortamlarin sunulmayisi, ebeveynlerin ilgisinin az olmasi, davranis hatalari nedeniyle varolan kapasitenin kullanilamayisini mümkün kilabilmektedir.
Çocukta zekâ düzeyi ile ilgili problem olmamakla birlikte yasina uygun zekâ kapasitesini ortaya koymamasinin bir sebebi de psikiyatrik rahatsizliklardir. Bunlar çocukluk çagi depresyonlari, dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu, özel ögrenme güçlükleri, uyum güçlükleri vb.. olabilmektedir.
Zekâ testleri ile çocugun zekâ düzeyi hesaplanmaktadir. Zekâ testleri çocuklarin yapabilecekleri islere, becerilerine, yaslarina uygun sayi, söz ve biçim iliskisine dayanilarak hazirlanir.
Alternatif zekâ kavramlarina gözatarsak Nöropsikolog Howard GARDNER’in çoklu zeka kuramina göre 7 ayri zeka saptanmistir.
1. Dilsel zekâ (yazarlar, politikacilar)
2. Mantiksal-matematiksel zekâ (bilimadamlari felsefeciler, arastirmacilar)
3. Görsel-mekansal zeka (mimar, denizciler)
4. Bedensel-kinestetik zekâ (sporcular, sanatçilar, dansçilar)
5. Müzikal zekâ (müzisyenler)
6. Kisilerarasi zekâ (ögretmen, satici, politikaci)
7. Benlik zekâsi (felsefeciler, bilim adamlari)
Bu kavrama göre zekâ sadece bilissel degil, ayni zamanda güdüsel ve duygusal faktörlerden kaynaklanir. Örnegin, bir ögrencinin matematik dersinden basarisiz olmasi, bazi durumlarda ögretmeni sevmemesi veya utangaçlik duygularindan kaynaklanabilir.
ANNE BABALARA DÜSEN GÖREVLER
Feuerstein, yetersiz ögrenmenin en önemli sorununun pasiflik oldugunu vurgular. Zeka, olgulari elde etmek degil olgularin nasil elde edilecegini ögrenmekle gelisir. Feuerstein’in zekânin zenginlestirilmesiyle ilgili önerilerinden yola çikarak, anne babalarin su sorulari kendilerine sormalari ve yanitlarin “evet” olmasi durumunda gerçekten çocuklarinin gelisimi için çaba gösterdikleri söylenebilir.
1. Çocugunuzun etkinliklerde aktif olmasini sagliyor musunuz?
2. Ögrenmesi gerekenleri birçok kez tekrar ediyor musunuz?
3. Aktif arastirma ve kesif için çocugunuzu cesaretlendiriyor musunuz?
4. Evinizi çocugunuz için tehlikesiz hale getirdiniz mi?
5. Çesitli oyuncak ve objeleri çocugunuza sunuyor musunuz?
6. Onunla sürekli konusuyor, iletisim kuruyor musunuz?
7. Çocugunuzun neden-sonuç arasindaki baglanti kurabilmesi için ona yardimci oluyor musunuz?
8. Çocugunuz sesler çikarttiginda veya daha üst yas grubunda sizinle konustugunda sevecen sözcüklerle yaklasiyor musunuz?
9. Bagirmama, fiziksel cezalar uygulamamaya özen gösteriyor musunuz?
10. Çocugunuzla ilgilendiginizi ona gösteriyor musunuz?
DUYGUSAL ZEKÂ TERIMI ILK NE ZAMAN ORTAYA ATILMIS?
Ilk defa 1990 yilinda Psikolog Peter Salovey ve Psikolog John Mayer tarafindan kullanilmis, daha sonra Psikolog Daniel Goleman gelistirmistir.
DUYGUSAL ZEKA NEDIR?
Goleman, “Duygusal Zeka” adli kitabinda, duygusal zekanin tanimini söyle yapmis :” Duygusal zeka, kisinin kendi duygularini anlamasi, baskalarinin duygularina empati beslemesi ve duygularini yasami zenginlestirecek biçimde düzenleyebilme yetisidir.”
Goleman, duygusal zekâ becerilerinin, bilissel zekâ denilen IQ’ dan daha önemli oldugunu vurguluyor.
Saloyev, Gardner’in kisisel zekâ yetenekleri kavramini da kendi temel duygusal zekâ taniminin içine katarak, duygusal zekâyi olusturan yetenekleri 5 ana baslikta toplamis:
a) ÖZBILINÇ: Kendini tanima, duygusal zekânin temelidir. Duygularini taniyan kisiler, yasamlarini daha iyi idare ederler, kisisel kararlar gerektiren konularda düsüncelerinden çok daha emindirler (is-evlilik gibi ).
b) DUYGULARI IDARE EDEBILMEK: Bu yetenek, öz bilinç temeli üstünde gelismektedir. Bu yetenegi zayif kisiler sürekli huzursuzluk içindeyken, kuvvetli olan kisiler olumsuz yasantilar sonucu kendilerini daha kolay toparlarlar.
c) KENDINI HAREKETE GEÇIRMEK: Duygulari bir amaç dogrultusunda toplayabilmek, dikkat edebilmek, kendini harekete geçirmek, kendine hakim olabilmek ve yaraticilik için gerekli yetenektir. Bu beceriye sahip olan kisiler, yaptiklari islerde üretken ve etkilidirler.
d) BASKALARININ DUYGULARINI ANLAMAK (EMPATI ) : Insanlarla iliskide temel beceridir. Bu yetenege sahip kisiler, ögretmenlik, idarecilik gibi mesleklerde basarili olurlar.
e) ILISKILERI YÜRÜTEBILMEK: Bu becerisi gelismis kisiler, sosyal yasamlarinda oldukça basarilidirlar.
EQ ve IQ ARASINDA NASIL BIR ILISKI VARDIR?
EQ ve IQ birbirlerine karsit olmayan yetilerdir. Ayni zamanda birbirini tamamlayan özelliklerdir. Duygusal zekâyi ölçen ölçekler gelistirilse de henüz IQ’yu ölçen testler niteliginde degildir.
IQ dogustan gelen, kisini yeni durumlara uyabilme yetenegi ise, EQ, gelisebilen, daha az kalitim yüklü bir yetenektir.
Ebeveyn ve ögretmenlere burada önemli görevler düsmektedir. Çocugun varolan IQ ‘su yaninda, yüksek EQ’ lu çocuklar yetistirmek hedef olmali.
YÜKSEK EQ ‘LU ÇOCUKLAR YETISTIRMEK IÇIN EBEVEYN VE ÖGRETMENLERE DÜSEN GÖREVLER NELERDIR?
Öncelikle dogru iletisim. Ebeveynlerin çocuklariyla empatiye dayali dogru iletisimi kurabilmeleri ve çocuklarina empati kurmayi ögretmeleri gerekiyor. Böylelikle çocuk, arkadaslari ile de iyi iliskiler kuracak, okulda, evde, çevresinde sevilecek, iliskilerinde basarili olacaktir.
Çocuklarina sorumluluk vererek sorumluluk almayi ögretmeleri gereklidir.
Çocuklarini gerekli durumlarda kendi karar vermesi için yüreklendirmeleri, olaylara iyimser bakmayi ögretmeleri, toplumsal hizmetlere katilmalarini saglamalari, diger insanlara yardim etmeyi, isbirliginin ve dürüstlügün önemini vurgulamalari, herhangi bir sorunla karsilastiklari zaman sorunla nasil bas edeceklerini ögretmeleri, konusma yeteneginin gelismesi için çocuklariyla bol bol sohbet etmeleri, davranislariyla örnek olmalari gerekiyor.
Unutmamali ki çocuk, anne-babayi taklit ederek büyür.
Sevgiyle Kalin