Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    9977,94%1,13
  • DOLAR

    35,41% 0,16
  • EURO

    36,39% -0,36
  • GRAM ALTIN

    3091,27% -0,06
  • Ç. ALTIN

    4952,22% 0,14

EMINE IPEK


BIR ANNENIN HUZUR EVINDE YAZDIGI MEKTUP


Aç kalin açikta kalin bir lokma kuru ekmeginiz bile olsa annenizin babanizin sicacik gözlerinin içine bakarak huzuru bulun... 

Artik onlar da yaslandikça bir çocuk kadar savunmasiz ve masum birakmayin yaban ellere birakmayin buz tutmus yüreklere...  
Birakmayin huzur evlerine ne olur birakmayin.
...........

BIR  ANNENIN HUZUR EVINDE  YAZDIGI MEKTUP 

Allah'im yavrularimiza hidayet ve merhamet versin.
Adi Huzurevi...
(5 senedir huzurevinde yasayan bir annemizin kaleminden duygusal bir hikaye..). 

Buz gibi odalarla dolu kocaman binalar diktiler , Içine ömürlerinin son demlerinde olan anneleri, babalari doldurdular. Adina huzur evi dediler. Oysa huzur hiç ugramadi oraya. Eskiden yaslilarimizi kapatmazdik baska yerlere. Onlarin yüzü suyu hürmetine belalar def oluyor der, onlari nimet bilirdik. Boyunlarini bükük birakmazdik.  


Disaridan huzurlu gibi görünen, bu sessiz sakin binalarda, ne firtinalar kopuyor kimbilir. Kaç anne anlatmak, haykirmak istedi duygularini, kaç anne yazmak istedi bilinmez. O annelerin adina yazdim bu satirlari. Bu mektup huzursuz odalardaki yüregi yorgun annelerin sessiz çigliklaridir….  
  
Takvime baktim da 5 sene olmus buraya geleli. Nasil geçti o 5 sene bir de bana sor. Çok bakmiyorum takvimlere. Içim sikiliyor, zaman geçmiyor. Eskiden su gibi akip geçiyor zaman derdim. Simdi öyle düsünmüyorum. Demek insan mutluyken çabuk geçermis zaman.   

Hapishanedekileri simdi daha iyi anliyorum. Beni buraya biraktigin gün anneler günüydü hatirliyor musun? O günden beri anneler günü denen gün benim için daha da bir anlamsizlasti. Her sene bugün anne olmak ayri bir aci veriyor bana…

Sen küçük bir çocuktun daha. Hiç bir yere birakmazdim ben seni, öyle savunmasiz, öyle masumdun ki, kimselere güvenip yollamazdim. Yanimdan hiç ayirmazdim. Simdi beni nasil olupta tanimadigin insanlara teslim ettigini düsünüyorum. Gözden çikarilmis eski bir esya gibi hissediyorum kendimi. Yipranmis, ise yaramaz. Kirginlik mi? Belki, kirginim biraz…. 

Geçen gün eski komsumuz Mevlüde teyzenin kizi Sükran geldi. Yolda görmüs seni. “Neden biraktin anneni” diye sormus sana. “Kendisi istedi” demissin. “Maasida var bakiyorlar, yeri sicak, her isi görülüyor içim rahat” demissin.   

Kendim istemistim evet, bazen naz yapma kabilinden ” Yaslaninca huzurevine gönderin beni, kimseye yük olmak istemem” derdim. Ama içten içe hiç konduramazdim bu durumu, ne kendime, ne sana. “Birakmaz beni bir yere” derdim. Tipki küçükken benim seni birakmadigim gibi, beni hiç birakmazsin sanirdim.  
   
Yaramaz bir çocuktun sen. Yerinde duramayan serseri bir mayin gibiydin.Kaç kez isirdim dudaklarimi sana bagirmamak için, kaç kez siktim yumrugumu vurmayayim diye. Ama hiç vurmadim sana, hiç kirmadim kalbini… Komsulardan biri sana “çok yaramaz” dedi diye aylarca onun yüzüne bakmamistim. Kimse laf söylemesin, incitmesin isterdim. Tahammül edemezdim sana dikilen sert bir bakisa bile…

Geçen gün bana “bunak kadin” dedi bakicinin biri. Hasta bezini lavaboda unutmusum. Arada oluyor tutamiyorum diye vermislerdi. Digerleride duydu ya, nasil utandim bir bilsen…   

Daha ne laflar söylüyorlarda dilim varmiyor söylemeye. Kirar miyim, incitir miyim diye kim düsünüyor ki? Çok hassastim eskiden bilirsin, çabuk alinirdim. Hem benden titizi mi vardi? Kimselerin isini begenmezdim. Simdi yemek yerken bile yoruluyorum, üstüme döküyorum. Bazen yatarak kiliyorum namazlarimi. Secdeye basimi koyup uzun uzun öylece kalmayi ne çok özledim…

Yaslansam da gelecege dair umutlar besliyordum buraya gelmeden evvel. Evladimi büyüttüm nasil olsa, artik yorgunluklar biter, ben rahat otururum torunlarimi severim, sen sorarsin “anne ilacini getireyim mi, bir seye ihtiyacin var mi?” diye. arkama yastik koyarsin, kesemedigim tirnaklarimi sen kesersin saniyordum. Simdi çogu kez tirnaklarimi keserken kanattiklarini bilmezsin tabi…. 

Gerçi benden daha beterleri de var burada. Emine Baci vardi mesela. Köyden gelmisti. Bir ay kadar oldu öleli. Bir sene evvelde Alzheimer hastasi olan kocasi ölmüstü. Çok çekti zavalli. Üç oglu varmis Emine Baci’nin. Aslan gibiymis hepsi. Ben görmedim, gelmezlerdi hiç. Üç adam bir anayi sigdiramamislar evlerine. Bag bahçe gezmeye alismis kadin. Hiç oturup kalmamis yerinde. Burada nasil zorlandi, neler çekti Allah biliyor. Her yaz köyüne gidecek diye umut ederdi. Haber göndermis oglu, “Annemin ancak ölüsü çikar oradan” demis. Köylülerden çikarip bakmak isteyenler olmus, ona da izin vermemisler. 

Bir keresinde pencereden atlamaya kalkti da zor tuttu bakicilar. En son oglu bayramlik göndermisti, “zikkim olsun ondan gelen” dedi, giymedi elbiseyi. Hiç oglum, yavrum demedi. “Köyüm” dedi, “evim” dedi durdu gariban. Bir sabah yataginda ölü buldular. Ölümü bile yalniz oldu Emine Baci’nin.() Ooof off hangisini anlatsam, daha neler var neler…

Su bakici kadini sevemedim bir türlü. Sanki özel olarak seçmisler. Bu kadar mi merhametsiz olur bir insan? Hiç mi gülmez yüzü ya hu? Her gün odaya gelince burnunu tutuyor. Pis kokuyormus. Pencereyi sonuna kadar açiyor. Mutlaka yarim saat açik tutuyor. Çok üsüyorum. Zaten parmaklarimda da can kalmamis sanki, kolay kolay isinmiyor eskisi gibi…. 

Hatirlar misin ilkokula gittigin o yillari. Kisin kuzine sobayi yakardim. Sen gelmeden yemegi hazir eder, sobanin üzerine koyardim. Sen seviyorsun diye sobanin firininda bir kaç tane küçük patatesi pisirirdim muhakkak. Okuldan gelir gelmez sobanin yanina kosardin. Ilk isin tencereye bakmak olurdu. Genelde sevdigin yemekleri yapardim. Ellerin üsümüs diye avuçlarimin içine ellerini alir isitirdim, öperdim öperdim…. 

Sik sik ugrarim demistin. Tam 8 ay olmus ugramayali. Islerin yogunmus, zamanin yokmus. Torunlarimda sormuyorlar demek. Yeni eve tasinmissin aldim haberini. Arkadasin Zehra söyledi. Vefali kizdir, arada geliyor sagolsun. Annesi de babasi da yaninda vefat etmis. Hiç birakmamis bir yere, yanindan ayirmamis. Imrenmedim desem yalan söylerim… “Evi çok büyük” dedi. Kocaman odalari, genis bir balkonu varmis evinin. Yeni mobilyalar almissin, eskileri elden çikarmissin. Tipki beni çikardigin gibi… 

Herseyi sigdirdin da evine, bir beni sigdiramadin a kuzum. Hadi onu da geçtim. Bir kere “Anne gel evimi gör, bir kaç gün kal” bile demedin… Zehra’ya “Anneler gününde görmeye gidecegim” demissin… 

Ben anneler gününü hiç beklemiyorum biliyor musun? Anne olmak aci verir mi insana? O gün bana aci veriyor yavrum. Artik kendimi bir anne gibi hissedemedigim için belkide… Bir evlat bir torun sevemezsen, çevrende anne diyen olmazsa sana, ne anlami var anne olmanin?

Ölene imrenilir mi hiç? Imreniyorum iste. Kimin öldügünü duysam “darisi basima” diyorum. Hayaller umutlar, mutlu zamanlarmis insani ayakta tutan. Onlar yoksa yasamak zulüm olurmus meger…. 

Kim icat etmis bu huzursuz evleri? Rahat yüzü görmesin deyip her gün beddua ediyorum. Huzur eviymis. Hergün ölüp ölüp diriliyorum bu huzursuz odada. Hiç tanimadigim, mizacimin uymadigi insanlarla yatip kalkiyorum. Hiç bir sey bana ait degil. Söz hakkim yok, elbiselerim bile benim degil sanki. “Allahim al emanetini ne olur, bu yükü tasiyamiyorum…”. 
  
Bu huzursuz evleri icat edenler mi çikarmis anneler günü denen yalanci günü? Insanlar yasli annelerini bu evlere kapatsin da sonra anneler günü olunca ziyaret etsinler diye öyle mi?

Bak yine geldi o ugursuz gün. Zehra gelecegini söylemisti. Gelsen de bir, gelmesen de artik. Ben anneler gününü hiç sevemedim biliyor musun? Dünyalara sigmayan anne yüregim huzursuz bir odaya hapsedildi. Ne sevmenin, ne anneligimin bir anlami yok artik… Çok üsüyorum. Hem parmaklarimda da can kalmamis sanki, kolay kolay isinmiyor eskisi gibi… (ALINTI)

Tüm annelerimizi o mübarek ellerinden öpüyorum.
Cumaniz mübarek ve hayirlara vesile olmasini diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.