INTIHARI ÖNLEMEK KÜRESEL BIR ÖNCELIKTIR
Intihar, yilda 800.000 ölümle önemli bir halk sagligi sorunu haline geldi . Dünya Saglik Örgütü, her intihar ölümü için yaklasik 25 intihar girisimi vakasi oldugunu tahmin etmektedir. Her intihar ölümü için 25 tesebbüs vakasinin bu mütevazi tahmini, bize yilda 20 milyon insanin intihar girisiminde bulunduguna dair bir tahmin veriyor.
Intihar, aileler, arkadaslar ve topluluklar üzerindeki kalici yikici etkileri göz önüne alindiginda, büyük önem tasiyan bir halk sagligi sorunudur.
Intihar genellikle 70 yasin üzerindekiler arasinda en yaygin olanidir; ancak bazi ülkelerde 15 ila 30 yas arasindakiler en yüksek risk altindadir.
Avrupa, 2015 yilinda bölgelere göre en yüksek intihar oranlarina sahipti. Her yil 10 ila 20 milyon arasinda ölümcül olmayan intihar girisimi oldugu tahmin edilmektedir. Ölümcül olmayan intihar girisimleri yaralanmalara ve uzun süreli sakatliklara neden olabilmekte.
Bati dünyasinda girisimler daha çok gençler ve kadinlar arasinda görülmektedir.
Intihar, kisinin kendi ölümüne kasten neden olma eylemidir.
Ruhsal bozukluklar, depresyon, bipolar bozukluk, otizm spektrum bozukluklari, sizofreni, kisilik bozukluklari, anksiyete bozukluklari dahil, nihilizm inançlar, fiziksel bozukluklar,kronik yorgunluk sendromu gibi ve madde kullanim bozukluklari (alkol kullanim bozuklugu ve alkol kullanimi ve yoksunluk) dahil risk faktörleridir.
Intihar düsüncesinin baslangici, incelenen her ülkede ergenlik döneminde çarpici bir sekilde artmaktadir. Intihari düsünen insanlarin yaklasik üçte biri intihar girisiminde bulunmaya devam edecek ve bu geçislerin %60'indan fazlasi intihar düsüncesinin ilk baslangicindan sonraki ilk yil içinde meydana gelecektir.
Bu bulgu, süreklilik yaklasimiyla tutarlidir, birey düsünce ve planlama yoluyla girisimlerde bulundukça intihar riski artar.
Ölümcül olmayan intihar davranisi riski, genç insanlarda, kadinlarda (erkeklere göre daha yüksek ölümcül olmayan intihar davranisi oranlarina sahiptir, ancak erkeklerin intihar nedeniyle ölme olasiligi daha yüksektir), evli olmayan kisilerde ve intihar eden kisilerde artmaktadir.
Her intihar ve girisimin arkasinda bu kisilerin uzun süreli bir mücadelesi, yasadiklari travma ve yakinlari ve arkadaslari arasinda yasanan sikinti yatar.
Intihari önlemek küresel bir önceliktir. Klinisyenler ve arastirmacilar olarak intihar davranisini bulmak, müdahale etmek ve önlemek için her türlü çabayi göstermeliyiz.
Her seyden önce misyonumuz, intiharin mekanizmalarini, faktörlerini ve kolaylastiricilarini disiplinler arasi bakis açilarindan anlayarak bilgimizi ilerletmektir.
Sevgiyle Kalin
Doç. Dr. Kürsat Sahin Yildirimer