Insanlar hep özgürlükten bahseder ya, hayvanlar da hür yaratilmistir. Kendiniz hürriyetten bahsederken hayvanlari kölelestirmeye hakkiniz var mi? O zaman kendin için yapilmasini istemedigini baskasi için de yapma.
Insan merhametliyse, her seye karsi merhametlidir ister insan olsun isterse hayvan, nebatat. Insan zalim, sapiksa bütün yaratilanlara karsi öyledir; insani da incitir, hayvani da incitir. Bu kimseler havaya, suya, topraga, tabiata karsida zalim olurlar.
Hayvanlari istemedikleri ortamda yasamaya zorlamak onlara yapilan bir zulümdür. Hiçbir bülbül kafeste yasamayi tercih etmez…
Bu benim fikrim, belki de yaniliyorum.
Köpeklere sordunuz mu?
“Ey köpek oglu köpek seni evime alacagim, boynuna tasma takacagim, benimle birlikte yasayacaksin. Birçok ihtiyacini karsilayacagim,” diye.
Köpek kabul etti mi?
Bilmiyorsaniz ne hakkiniz var onu evinize almaya?
Bu olay bütün hayvanlar için geçerlidir. Emin olun hayvanlar bunu kabul etmez. Mesela; kurt, aslan, keklik v.s. Akvaryuma hapsetmezseniz baliklar da kabul etmez.
Nankörlük insanlar için geçerli bir meziyet, hayvanlara iftira atmamak gerek.
Tamam, daha önce bati ülkelerinde baslayan yalnizligi giderme hastaligi bizde de salgin haline geldi. Toplumun çogu kabullenmese de yasalar onlarin lehine; hayvanlar insana köle yapiliyor.
Yasalar, lanet olsun o yasalari insanlar yapiyor! Hayvanlar yasa yapmiyorlar. Esek istedigi yerde anirir, horoz öter, köpek isirir, kedi tirnaklar bunlar bir mevzuata bagli olmaz.
Sizce?
Aslinda hayvanlarin hepsi tabiatta hür olarak yasamak isterler. Hatta sokaklarda insanlarin arasinda yasamak bile istemezler. Yalniz hazirci bazi hayvanlar, köpek gibi, bu ise erken uyum saglar ve hatta bazi saklabanliklar yaparak da insanlara kendilerini sevdirirler. Hiçbir köpek, kedi, fare, kus öptün diye mutlu olmaz. Asalak yasamaya alistigindan artik bu hali kabullenmis görünür. Zamanla hayvan özelliklerini kaybeder.
Kolaya kaçmak, hazirci ne derseniz deyin.
Hayir, bunlar bir karsilikli çikar iliskisi degil! Kangal köpeginin sürüyü saldirilardan korumasi, esegin yük tasimaya karsilik kis, yaz bogazini doyurmasi sayilabilir.
Buraya kadar her sey normal görünüyor. Isin gerçegi hayvanlarin tabiatta hür olarak yasamasidir. Sehirlerde basibos hayvanlarin dolasmasinin birçok sakincasi vardir; hastalik, isirma vakalari, trafik kazalari gibi. Medeni bir ülkeye bu görüntüler yakismiyor.
Bu durum insanin insanlik degerlerinden uzaklasip, hayvanlik degerlerinin öne çikmasi olarak sayabiliriz. Daha çok maneviyattan uzak yasayanlarda görülmektedir.
Insanlar isterse yabanda götürüp hayvanlara yiyecek, su verebilirler. Bu bir ahlaki durumdur, maneviyata dayanir. Yalniz bir köpegi eve alip, tasma takip, bogazini doyuruyorum diye esir yasatmak ayni sey degil.
Sizin ona reva gördügünüz bu durumu köpek dogustan kabullenmedi. Insan onu yavas yavas arizali duygularina alet etti.
Köpeklerle olan bu birlikte yasama zaman ile akrabaliga dönüsmüs bulunmaktir. Bu hal, aile yapisinin yeni bir aileye dönüsmüs seklidir. Bunun için kelimelerde de kayma olmaktadir. Mesela; babacim, annecim, kizim, oglum, yavrum, vefat kelimelerini köpekler için kullanilir olmasi. Bu aile anlayisinin bizlere direttigi sonuç böyle oldu.
Yazilan bir dilekçede, “Köpegim vefat etti. Onu defnetmek istiyorum…” Sözünü okudugumda çok yadirgamistim. Benim çocugum bir köpege “babacim” desin istemem hatta asla kabul etmem.
Insanlar, insanlar arasinda yalnizlasiyor. Yalnizliklarini degisik hayvanlari evlerine alarak maskelemeye çalisiyorlar. Bu durum zamanla insanlar arasinda uzaklasmaya sebep olacak.
Zamanimizda genis aile yapisi böyle bir hale dönüsmüs durumda.