Feyzullah AKDAG

Tarih: 24.06.2022 22:05

ERGENLIK DE NE OLA KI?

Facebook Twitter Linked-in

Bunu tüm ciddiyetiyle sordugunu yüzündeki merak ifadesinden anlamistim. Kir saçli, altmisina yol alan biriydi Mehmet Dayi. “Valla yegenim anlamiyorum bu isten. 

Yaptiklari her terbiyesizligi ergenlik dönemi diye icat ettikleri bir seyle masumlastiriyorlar.” diye serzeniste de bulundu. 

“Ben 12 yasindayken köyde tek basima yüzden fazla koyuna çobanlik ederdim. Simdikiler otuzunda bile daha biberondan süt içecek neredeyse. Anama, babama bir gün kem söz etmedim. Elhamdülillah psikolojim bozulmadi hiç. Çok sükür, evlerim arabam ve beni geçindirecek param var. 

Çok çalistim ve kazandim. Simdiki ana babalar sirf meslek sahibi olsun diye evlatlarinin türlü hakaretine ses etmiyorlar. Neymis psikolojisi bozulursa ders çalisamazmis aman ses etmeyelim! Ben bu ergenlige hiç girmedim herhal!”
 
Mehmet Dayi çok önemli hakikatlere isaret etmisti. Evet, maalesef ergenlik dönemi artik türlü ahlaksizlik ve terbiyesizligin bilimsel (!) kilifi haline gelmis durumda. Sosyal medyada kisa bir gezinti ile ne demek istedigim daha net anlasilacaktir. 

Ergenlik dönemindeki gençler artik günlük olarak sevgili (onlarin deyimiyle manita/manit) degistirir durumdalar. 

Ilk cinsel deneyim yasinin 16-17 yaslari indigi ülkemizde Mehmet Dayi’ya hak vermemek mümkün degil. Isin ilginç yani bu gençler ev isi gibi günlük islerden ve baska sorumluluklardan daha küçük olduklari için kaçarken daha dogrusu ebeveynleri tarafindan sakindirilirken içerisinde büyük oranda cinsel davranislar içeren ask, sevgili, flört gibi kavramlar söz konusu oldugunda ebeveynlerin önemli bir kismi bunlari gelisim sürecinin dogal sonucu olarak görüyor. 
 
Evet, ergenlik dönemine giren bir genç artik cinsellik ile tanisir ve vücudu da buna uyumlu hale gelir. Yani son tahlilde ask gibi duygular yasama büyük oranda gelisim sürecinin sonucu olarak kabul edilebilir elbette. 

Ancak problem suradan kaynaklaniyor; siz ergen oldugu için “aman psikolojisi bozulmasin derslerden geri kalmasin” düsüncesiyle evladinizi sürekli alttan alip hiçbir sorumluluk vermezken yetiskin gibi makyaj yapmasina, giyinmesine günlük sevgili degistirmesine gelisim sürecinin dogal sonucudur dediginizde denge alt üst oluyor.
 
Mehmet Dayi’nin “ergenlik ne ola ki?” sorusu aslinda modern zamanlarin ortaya çikardigi bir durumdur. 

Uzayan egitim hayati, zorunlu egitim kavrami, sehirlesme, sanayilesme, uzmanlasma, is bulma gibi egitim ve ekonomideki paradigma degisimleri çocukluk ve yetiskinlik arasinda bir ara dönemin ortaya çikmasina sebep oldu. 

Yani ortada yapay bir dönemden bahsedildigi söylenebilir. Ancak bu dönemin ortaya çikmasi da zorunluydu. 

Mehmet Dayi’nin dedigi gibi 12 yasinda çobanlik yaparak geçinebilirken simdi 12 yasindaki bir ergenin çalismasi yasak ve zaten zorunlu egitimi henüz bitmis degil. 

Üstelik sehirde büyüyen bir çocugun elinde bir meslek de yok. Degisen sartlar elbette farkli davranislarda bulunmayi gerektirecektir buna itirazimiz olamaz. 

Ancak sartlar ve zaman ne olursa olsun degismeyen bir kavram var ki tüm degisiklikler bu kavram ile uyumlu olmak zorundadir. 

Aksi takdirde Mehmet Dayi’nin “Valla yegenim anlamiyorum bu isten. Yaptiklari her terbiyesizligi ergenlik dönemi diye icat ettikleri bir seyle masumlastiriyorlar.” Hakli tespitinde buluruz kendimizi. 

Evet, hiçbir dönemde degismeyen o önemli kavram elbette fitrattir.
 
Ergenlik dönemi fitri olarak dini, mesleki, sosyal ve cinsel alan gelisimlerinin tamamlandigi bir dönemdir. Tam da bundan dolayi bahsini ettigimiz bu dört hayati alanin sorumluluklariyla da yüzlesmeleri gerekmektedir. 

Eger oruç tutmayip namaz kilmamasina “daha küçük psikolojisi bozulmasin” bahanesiyle ya da misafire bir hos geldin demeyi bile çok gören ergen evladiniza “yeter ki derslerden geri kalmasin” diyerek kilif buluyorsaniz; buna karsilik sevgili edinmesine ve flörtlesmesine gelisim döneminin dogal sonucu deyip fitrata atif yaparak asiri müsamahakâr davraniyorsaniz ortada ciddi bir sorunun oldugunu görmek zorundasinizdir. 

Bahsi geçen dört kavram da fitrattandir ve bu kavramlarin belirli bir denge ve ahenk ile çocuga sunulmasi gerekmektedir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —