• BIST 100

    9285,26%2,81
  • DOLAR

    34,49% 0,10
  • EURO

    36,41% 0,19
  • GRAM ALTIN

    2956,69% 0,74
  • Ç. ALTIN

    4955,48% 0,56

Muhabbet Medya


Kadin Rektör ve Açik-Saçik Kiyafetlerin Sinirlandirilmasi


Atilla YARGICI

Bazi kadinlarin açik-saçik giyinmede hiçbir sinir tanimadiklari bir dönemdeyiz. Sokaklarda dolasan, kamu dairelerinde veya özel sektörde çalisan bayanlarin bir kismi “özgürlük” adi altinda giyimde kusamda alabildigince serbest, çok açik bir sekilde giyiniyor. Bu giyinme tarzlari özellikle moda hastaliginin bir çok insani esir almasindan, sosyal medyada yayilmasindan, basin yayin organlarinda sorumsuzca tesvik edilmesinden ve özendirilmesinden kaynaklaniyor. Bu sekilde dekolte ve dekolte ötesi giyinme tarzi ne derece dogrudur? Kimse bundan rahatsizlik duymuyor mu? Bu pespayeligin genellikle gençlerimizi çok olumsuz etkiledigini, insanlarda evlenme duygularini körelttigini, bazi insanlari kötü yollara sevk ettigini hiç düsünen yok mu acaba?

Su bir gerçek ki, sözüm ona bati medeniyeti açik saçikligi tesvik ediyor ve savunuyor, tesettürün aleyhinde bir tavir sergiliyor. Yillar önce Almanya’ya gitmistim. Konferanstan sonra bazi sehirlerini gezme firsati bulmustum. Bir yerden geçerken, orada yasayan bize refakat eden arkadaslarimiz, “üniversitenin su tarafina hiç dönüp bakmayin. Çünkü orada insanlar görmek istemeyeceginiz sekilde günesleniyor” demislerdi. Sonra bir sehrin içinden akan nehrin kenarlarinda da ayni durumda olan insanlarin oldugunu söylediler. Demek ki, haya ve ar duygusu kalmadigi zaman insan açiklik saçiklikta gerçekten sinir tanimiyor.

Bu durum aile mefhumunu derinden yaraliyor. Her seyin serbest oldugu bir toplumda evlilik neden cazip olsun ki? Çocuk sahibi olup yetistirmek, topluma insan kazandirmak neden önemli olsun ki? Her seyin serbest oldugu, ahlaksizlikta hiçbir sinir tanimayan cahiliye döneminin de geçildigi bir çagda oldugumuzda süphe yok.

Bir insanin tesettürlü olup olmamasi elbette kendi sahsî tercihidir. Isteyen tesettürü benimser, isteyen benimsemez. Ama tesettürlü olmamak demek, açik saçiklikta sinir tanimamak demek midir? Elbette degil.

Açik saçiklik sadece bizim toplumuzu degil, aslinda bütün toplumlari ilgilendiriyor. Simdi bakin dünyanin en özgür ülkelerinden birisi olan Isveç’ten bir örnek vermek istiyorum. Duvar gazetesinde çikan bir habere göre, Isveç’in güneyindeki Olofstrüm kasabasinda bir otelde kalan Ukraynali göçmen kadinlara, “'farkli kültürlerden erkeklere karsi provokatif oldugu” gerekçesiyle sort giymek yasaklanmis. Gazete, haberi,“isveç’teki otelden Ukraynali göçmen kadinlara sort yasagi” seklinde vermis. Gazete ilgili haberi kadinlara uygulanan cinsiyetçi yasak olarak duyurmus ve yasagin, “göbek açili bluz ve mini sortlari” kapsadigini bildirmis. Sebebi de, bu kiyafetlerin ayni otelde yasayan farkli kültürlerden erkekleri kiskirtabilme ihtimali.

Buradan anliyoruz ki, dünyanin en özgür olarak kabul edilen ülkelerinden birisinde bile açik saçikligin sinirsiz olmasinin yanlisligi ve olumsuz etkileri kabul ediliyor ve bir otelde buna sinirlama getiriliyor.

Türkiye bir islam ülkesi. Üstelik sicak bir memleket. Sicak olan ülkelerde açik saçikligin olumsuz etkileri soguk ülkelere göre çok daha fazla olmaktadir. Son zamanlarda açik saçiklikta sinir tanimayan bir giyinis tarzinin moda adi altinda kadinlari da erkekleri de rahatsiz edici bir sekilde yayginlastigi görülüyor. Buna ilk tepkiyi de bir kadin gösteriyor ülkemizde. Yeditepe Üniversitesi Rektörü Sayin Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl personele gönderdigi yazida yaz kiyafetinde abartili açikliga sinir getirilmesini istiyor.

Rektör Canan Aykut Bingöl’ün yazisinda kadin personelin “askili, çok açik yakali olan bluz, elbise, gömlek giymemesi”, “Çok kisa, yirtmaçli etek veya elbise giymemesi” ve “kot, kisa pantolon veya tayt giymemesi” isteniyor. Yazida, “Üniversitemizde 29 Haziran 2022 tarihinden 01 Eylül 2022 tarihine kadar yaz kiyafeti uygulamasina geçilecektir. Müdürler ve yöneticiler kendilerine bagli çalisanlarinin kurum kültürüne uygun olarak asagida belirtilen kilik kiyafet esaslarina uymasini takip etmekten gerektiginde ilgili uyarilari yapmaktan sorumlu olacaklardir” deniliyor.

Üstelik sayin rektörün kendisi de tesettürlü, basörtüsü takan bir bayan degil. Sosyal medyada yine tesettürlü olmayan bazi bayanlarin bu dekolte ötesi giyime isyan ettigini gördüm. Anlasiliyor ki bu sorumsuzca davranis toplum için çok büyük bir tehlike olusturuyor. Bu büyük tehlikeyi bayanlarin erkeklerden önce sezmis olmasi da takdire deger bir durum.

Cumhuriyet Gazetesinde yayinlanan haberde ismini vermeyen bir kadin personelin tepkisine de yer verilmis. Kadin personel, “Kadinlarin kilik kiyafetine karisilmasi gericiligin en açik göstergesidir” demis ve sunlari da eklemis:

“Üstelik bu kararin altinda imzasi bulunan kisinin de bir kadin olmasi durumun daha vahim bir hâl aldigini gözler önüne sermektedir. Ortaçagci zihniyet bilim yuvalari olan üniversiteleri isgal etmis ve üniversitelerde kadinlarin dekoltelerine karisir olmustur.”

Bilim yuvalari olan üniversitelerde, dekolte giyilmezse acaba bilim yapilmiyor mu? Bir de bu personel bu açik saçikligin üniversitedeki ögrencileri nasil olumsuz etkiledigini etrafina bakarak görmüyor mu? Ya da bundan rahatsiz mi olmuyor?

Aslinda kiyafet sinirlamasinin bütün kamu kurumlarinda getirilmesi gerekiyor. Bu çagdisilik degil. Bu ortaçaga gidis degil. Bu gericilik hiç degil. Bu insanliga dönüsün emarelerindendir. Kadinlarin kiyafetlerine yönelik ilk sinirlamayi bir bayan rektörümüzün getirmis olmasi da çok önemli. Bir bayan olarak açik saçiklikta sinir tanimayan personelin çok oldugunu görmüs ve bundan rahatsiz olmus, bunun olumsuz etkileri oldugunu fark etmis ki, bir sinirlama getirme zorunlulugu hissetmis. Ayni yazinin üniversitelerde ögrencileri kapsayacak sekilde genisletilmesi gerektigini düsünüyorum.

Özgürlük her insanin her istedigini, her istedigi zaman yapmasi degildir. Çiplaklikta sinir tanimamak da modanin kölesi olmak, nefsani duygularin esareti altina girmektir. Açiklikta sinir tanimayan sözüm ona giyim modasi denilen illet, filmler, dizi filmler, sosyal medya araciligiyla çok hizli yayiliyor. Topluma çepeçevre saran bu haddi asmanin önüne geçilmesi için ülkeyi idare eden kadrolarin da önleyici tedbirler almasini ümit ediyoruz.

En azindan Isveç’teki bir otel sahibinin duyarliligina sahip olmak gerekir. Ben sayin rektörümüzü tebrik ediyorum. Bunun diger kamu kurumlarina da örnek olmasini temenni ediyorum. Bir rektörümüzün kiyafet konusundaki bu duyarliligini ülkemizin idarecilerinden de bekliyoruz.

https://muhabbetmedya.com/yazarlar/atilla-yargici/kadin-rektor-ve-acik-sacik-kiyafetlerin-sinirlandirilmasi-58

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.