Bipolar bozukluk insan nüfusunu ciddi oranlarda etkileyen ve yaygin olan psikiyatrik bozukluklardan biridir. Bipolar bozukluk (BB) genel olarak, yasam kalitesinin azalmasi ve psikososyal islevselligin bozulmasi ile iliskilendirilmektedir; bunun nedeni yineleme ve hastaneye yatis oranlarinin yüksek olmasidir.
Ayrica ebeveyninde bipolar bozukluk olan gençlerin, benlik tasarim puan ortalamalarinin düsüklügü ruh sagligi açisindan riskli bir grubu olusturduklarini göstermektedir.
Ruh sagligi ekibinin bir üyesi olan uzman psikiyatri hemsireleri tarafindan ebeveyninde bipolar bozukluk olan gençlerin, benlik tasarimlarinin olumlu yönde gelistirmeye odaklanan çalismalarin yapilmasi önerilmektedir.
Bipolar bozukluk eger tedavi edilmez ise daha erken ölüm, kisinin genel saglik durumunda bozulma gibi olumsuz sonuçlar dogururken, dogru taninip, uygun teknikler ile dogru bir sekilde tedavi edildiginde hastanin yasam kalitesini arttirmak mümkün olabilmektedir.
Bipolar bozukluk durumunun klinik olarak birbirinden farkli ve hatta bazen de tanisi zor olan birkaç alt tipi bulunmaktadir. Bu bozukluklarin tani ve tedavileri, genel tibbi hastaliklarin ilerleyis seyrini ve prognozunu etkiledigi için psikiyatristler disindaki hekimleri de ilgilendirmektedir.
Risk Faktörleri: Bipolar Bozukluk Gelisimini Öngörmek
Çocukluk çaginda yasanilan her sey bu baslik altinda karsimiza çikmaktadir. Bipolar bozukluk esasen multifaktöriyel bir hastaliktir. Çevresel faktörler açisindan yapilan çalismalar, yasam olaylarinin bipolar bozukluk gelisimine etkisi yönünde çeliskili sonuçlar vermistir.
Çocukluk çagi cinsel kötüye kullaniminin kötü prognozla iliskisi kanitlanmistir. Ergenlerde antidepresan kullanimi da bir risk faktörü olabilir. Yine madde kötüye kullanimi da hem prognozu kötülestirmekte, hem de depresyon ve anksiyete bozuklugu tanisiyla izlenen hastalarda bipolar bozukluk gelisim riskini artirmaktadir.
Bipolar bozukluk gelisiminde genetik faktörlerin etkisi tartisilmaz, aile öyküsü bipolar bozukluk gelisim riskini artirir. Özellikle ebeveynlerin erken baslangiçli (21 yas öncesi) bipolar bozukluk tanisi olmasi, çocuklarinda bipolar bozukluk gelisimi açisindan en büyük risk faktörüdür.
Nörogelisimsel açidan bakildiginda ise düsük Denver skoruna sahip çocuklarda mani gelisme riski artarken depresyon ve psikoz riskinin degismedigi bulunmustur. Ilginçtir, akademik basarisi yüksek olan çocuklarin en yüksek bipolar bozukluk gelisim riskine sahip oldugu yönünde bir çalisma mevcuttur.
Bipolar Bozuklukta Erken Müdahale
Hekimler son yüzyilda tüm hastaliklarin gelisimini önleyecek ya da en azindan seyrini iyilestirecek erken müdahale stratejilerini arastirmaktadir. Psikiyatrik hastaliklarin da erken ya da prodromal dönem bulgularina yönelik ilgi giderek artmaktadir.
Bipolar bozuklugun progresif dogasi üzerine artan miktarda veri, hastaligin baslangicindan önce daha hafif hastalik dönemlerinin var olabilecegini göstermektedir.
Nitekim, bipolar bozukluk hastalarinin %50-70'inin 21 yasindan önce duygudurum belirtileri gösterdigi bilinmektedir. Bu nedenle bilissel, sosyal ve mesleki yeti kaybini minimuma indirecek erken müdahale yollari ve stratejileri son derece büyük öneme sahiptir. Vieta, E, Salagre E, Grande I, Carvalho AF, Fernandes BS, Berk M. & Suppes T. (2018)
Hastaliga farkli bir pencereden yaklasalim:
Psikoegitim ile iletisim ve problem çözme becerilerini birlestiren aile odakli terapi, bipolar bozukluk gelisimi üzerinde çalisilan tek psikolojik erken müdahale yöntemidir.
Bu yöntem yüksek riskli çocuklarda daha uzun afektif stabilite ve daha hafif semptom düzeyi ile iliskili bulunmustur. Bu yaklasimda, hastaliktan ziyade semptom ve problem odakli bir yaklasim önerilmektedir.
Sosyal ritim terapisi ve birden çok aileyi içeren psikoegitimsel psikoterapi, kisiler arasi ve sosyal ritim terapilerinin de hastalik gelisim orani ve hastalik siddetini azaltmada kisitli ancak ümit vaat eden etkileri vardir.
Sosyal ritim terapisi insanlarin henüz tam olarak tanimadigi alandadir. Psikoterapi bu alanda ciddi mücadeleler vererek gelismeler kaydetmistir.
EMDR'nin DSÖ tarafindan daha uygun tedaviler arasindan seçildigi bir TSSB (Dünya Saglik Örgütü 2013).
Bipolar bozukluklarda EMDR uygulamasina iliskin mevcut çalismalar su anda gerçekten az olsa da, sunulan her çalismanin sonucu bazi noktalarda hemfikir görünmektedir: EMDR, ilgili travma duygulanim belirtileri ve nüksetme açisindan umut verici bir tedavi gibi görünmektedir.
ÖNLEME;
Aslinda EMDR, bipolar hastalarda tedaviye uyum ve hastalik farkindaligi da dahil olmak üzere, bu psikopatolojik durumun terapötik sürecinde çok ilgili olan bazi olumlu etkiler ortaya çikariyor gibi görünmektedir. (Bedeschi, Ludovica)
Feske ve Goldsteina (1997), agorafobili panik bozukluk tanisi almis 43 hastayi EMDR Terapisi, göz sabitlemeye maruz birakma ve yeniden isleme terapisine ya da bekleme listesine randomize olarak atamistir.
Hastalar, 3 haftada biri 120 dakika dördü 90 dakika olan 5 seans almistir. EMDR Terapisi alan hastalarin son testleri bekleme listesindeki grubun son testleri ile karsilastirildiginda, EMDR Terapisi alan kaygi bozuklugu tanisi olan hastalarin anlamli derecede ilerleme kaydettigi tespit edilmistir.
EMDR Terapisi’nin tek uçlu duygu durum bozuklugundaki etkililigi incelenmistir (Behnammoghadam ve ark., 2015). Depresyon tanisi almis 60 hasta 4 ay boyunca her hafta 45-60 dakika EMDR Terapisi almis, kontrol grubu ise hiçbir psikoterapötik müdahale almamistir.
EMDR Terapisi alan depresyon hastalari terapiden önce ve sonra yapilan Beck Depresyon Envanteri (BDE) son test ölçümlerinde ön test ölçümlerine göre anlamli farklilik göstermistir (27.26 ± 6.41 ve 11.76 ± 3.71, p < 0.001).
Çalismada her iki grubun son test ölçümleri arasinda da anlamli fark tespit edilmistir (deney grubu 11.76 ± 3.71; kontrol grubu 31.66 ± 6.09, p < 0.001). Arastirma göstermektedir ki, EMDR Terapisi depresif bozuklukta etkili ve yararli bir terapi yaklasimidir.
SONUÇ
BIPOLAR BOZUKLUKTA 4 TEMEL FAKTÖR
- Genetik faktörler
- Hücresel Yapi
- Ailesel Faktörler
- Tetikleyici unsurlar
Yukarida da bahsettigim gibi genetik ve çevresel faktörler dogrultusunda günümüzde psikiyatrik sorunlarin varligi dikkat çekecek ölçüde artmistir. Bu hem bireysel hem de toplumsal boyutta, önemli bir halk sagligi problemi haline gelmistir.
Tibbi yardim için basvuran hastalarin dörtte üçünde acil müdahaleyi gerektirecek düzeyde psikiyatrik sorun bulunmaktadir. Psikiyatrik hastaliklar içinde en sik görülenlerinden biri bipolar bozukluk tedavi edilmediginde insanda önemli yeti yitimine neden olan ruhsal bozukluklarinin basinda gelmektedir.
BIPOLAR 1 VE BIPOLAR 2 BOZUKLUK BELIRTILERI
- Yukarida manik olarak bahsedilen asiri inis ve çikislar
- Çikislar manik, inisler ise depresif atak olarak bilinir.
- Kisideki olaganüstü enerji
- Huzursuzluk
- Odaklanmada zorluk
- Asiri mutluluk
- Olasi tehlikeli davranislar
- Yasami etkileyen kalitesiz ya da yetersiz uyku
- Kronik yorgunluk
- Sinirlilik
- Uyku düzeninde degisiklikler
- Yeme düzeninde degisiklikler
- Özkiyim düsüncesi
BIPOLAR BOZUKLUK BELIRTILERI
Uyku problemleri (uyku ihtiyacinda azalma)
Oldukça yükselmis (öforik) duygudurum
Düsünme ve konusma içeriginde artis
Tahrik edici, uygun olmayan davranislarda artis
Alkol ve madde kullaniminda artis
Cinsel istek artisi
Artmis enerji, etkinlikler ve yerinde duramama hali
Konsantrasyonda azalma
Çok para harcama
Kisinin kendi kabiliyeti konusunda gerçek olmayan inanislara sahip olmasi
Yargilama kapasitesinde azalma
Yillarca önce ilk kez ülkemiz cografyasinda tanimlanan bipolar bozuklugu erken tanimak, akut dönem ve sürdürüm tedavisi konusunda tüm saglik çalisanlarinin duyarli olmasinin önemi açiktir. Bu sayede hastalarin tedavi uyumu, yasam kalitesi, sosyal islevi artacaktir.
Sevgiyle Kalin