MAHIR ADIBES

Tarih: 17.04.2021 18:19

Koronavirüsler Hakkinda Bilinmesi Gerekenler

Facebook Twitter Linked-in

 

1-) Virüslerde Sprey Asi ya da Damla Asi:

Virüslere karsi yapilan asilar için önce asida kullanilacak virüslerden dominant (baskin) olan tipin elde edilmesi gerekir. Bu kolay degil, yüzlerce virüs arasindan bir ya da iki tane bulunabilir. Islemin devaminda bu tipin çogaltilacak ortama uyum saglamasi lazim. Bu durum virüsün elde edilebilmesi kadar zor bir durumdur. Virüsler yalniz canli hücrelerde çogalirlar (canli insan/hayvan, pirimer/cellaine hücre kültürleri). Bu safhayi geçen suslarla (asi yapilacak virüsün tip/alttip) yola devam edilir. Yalniz elde edilen susun asi haline getirilip canliya verildikten sonra antikor olusturup olusturmayacagi da garanti degildir. Bu safhalar geçildikten sonra asinin canlilarda deneysel çalismalari baslar ki bu safhalar en iyi ihtimalle üç, dört yili alir.

Acil durumlarda asi çalismalari devam ederken kisa yollardan hedef canlilarda antikor olusturulma yollari aranir. Bunun için birey ya hastaliga yakalanmali ya da bir sekilde asi yapilmalidir. Hastalik tehlike arz ediyorsa bir sekilde asilamak gerekir. Bu konuda zararsiz olan asilama yollari denenebilir. Bunun için mantikli olan virüs inaktif edildikten sonra sprey/damla metodu uygulanabilir. Yalniz bu metotla yapilan asilamalarda çok düsük antikor olusur. O halde on dört gün arayla iki ya da üç defa tekrarlandigi zaman koruyucu antikor elde edilebilir. Bazi virüsler ön antikorlar (pire antikor)  olustuktan sonra koruyucu antikorlari olustururlar. Pikornavirüsler ve Koronavirüslerde ön antikorlarin koruyucu antikorlara dönüsüm yüzdeleri önemlidir. Yani ön antikorlar sonraki asilamalarda yavas yavas kanda çogalarak koruyucu seviyeye yükselir. Bu asilar burundan sprey/damla olarak uygulandigindan yan etkileri çok düsük olur. Kolay, hizli metot olarak denenmekte faydasi vardir.

Kovid-19 hastaligini geçirenlerde direk koruyucu antikorlar olusur. Bunun için hastalik geçirenlerin asi olmasina lüzum yoktur. Asilarda ise ilk asida ön antikor olan IgM ler sekillenir (ön antikorlar koruyucu degildir), ikinci asilamada ise IgG lere dönüserek korumaya baslar. Onun için ilk asidan bir müddet sonra asinin tekrar edilmesi gerekir. Bazi durumlarda ön antikorlarin koruyucu antikorlara dönüsmesi çok yavas olur, üçüncü asiya bile ihtiyaç duyulabilir.

Sprey asilarda ise burun, agiz, bogaz mukozasinin koronavirüse karsi olan duyarligindan faydalanilarak vücutta bir direnç saglamak mümkün olabilir. En azindan hücre bagisikligi saglanir. Hücre bagisikligi henüz ölçülebilir bir konu degildir. Yalniz hücre bagisikligi olan insanlarda virüse karsi bir direnç oldugu bilinmektedir. En azindan Sprey asi metoduyla canlinin bagisiklik sistemi tanismis olur. Bu durum, savunma sistemini erken devreye girmesini saglar.

Iki asi olup hastaliga yakalananlar oldugu zaman zaman duyuluyor. Bu durum asinin korumadigi söylentilerini yayar. Bu çok az görülen bir durumdur. Mesele asidan degil bireyden kaynaklanir. Birincisi, savunma sistemi çökmüs bireylere kaç defa asi yaparsaniz yapiniz antikor olusturamazsiniz. Kaninda önceden antikor bulunmayan kisiler her hastaliga açik durumdadir. Ikincisi, ön antikorlar olusmus fakat koruyucu antikorlara dönüsememis ya da çok azi dönüsmüstür. Bu durumda testlerde koruma görülse de birey hassas durumdadir.

2-) Virüslerin Gençlerdeki Seyri:

Virüsler genç ve taze hücreleri severler. Yasli hücrelerde ya çogalmaz ya da verimliligi düser. Bu bilginin dogrultusunda baktigimiz zaman koronavirüslerin yaslilarda ölüm oraninin yüksek oldugu söylentisi gerçeklerle çelisiyor. Koronavirüs daha çok burun, agiz, bogaz mukozasina yerlesir. Yalniz buralarla sinirli kalmaz; böbrek, akciger, kalp, kaslara da yerlesir. Normalde ölüm yapmayan bir virüstür. Kovid-19’a yakalanan hastalarda %2 civarinda ölüm oldugu tespit edilmistir. Çift tirnakli hayvanlarda hastalik yapan pikornavirüslerin aftovirüslerin alt tipleri %1,5-2 ölüm yaptigi bilinmektedir. Hâlbuki asisiz annelerden dogan genç buzagi ve kuzularda, miyokarddan dolayi, ölüm %35-40 civarinda görülebilir. Bu oran yüksek bir orandir. Kovid-19 da bebeklerde ve gençlerde böyle bir sonuç dogurabilir.

Yaslilarin ölümü, Kovid-19’dan degil yipranmis, yorulmus bagisiklik sisteminden kaynaklanmaktadir. Kronik hastaliklar insanlarda bagisiklik sistemini asiri zayiflatmaktadir. Bazi insanlarda ise dogustan zayiftir. Yeni bir salginda bu durum hastaliga karsilik veremediginden vücut zayif düser ve ortama bakteriler karisacagindan hastalik agir seyretmeye baslar.

Eger annede virüslere karsi antikor yoksa dogan yavrular (bebekler) hastaliklara karsi savunmasiz dogarlar. Annede antikor varsa bu antikorlar ya kan yoluyla anne karninda ya da yavru dogduktan sonra sütle (agiz sütü) yavruya geçer. Yavrular dogduktan sonraki sürede bagisiklik sistemi yavas yavas gelisir. Bu süre 3-6 ayda tamamlanir. Bagisiklik sisteminin gelismesi için de zaman zaman bakteri, virüs, mantar patojenlerle karsilasmasiyla dogru orantilidir. 

Eger genç bir yavru veya çocuk Kovid-19 ile bulasirsa savunma sistemi karsilik veremeyecek ve sonuç agir seyredecektir. 0 (sifir)-9 (dokuz) yas arasi çocuklar virüsler için ideal genç hücrelere sahiptir. Bu yas çocuklarda %30-35 ölüm görülebilir. Bu durumu göz önünde bulundurarak, antikorsuz annelerden dogan çocuklarin hastaliktan korunmasi gerekiyor. Bagisiklik sisteminin cevap vermeye basladigi zaman tahmin edilip bir an önce asilarinin yapilmasi önemlidir.

Yavru anne karnindayken, annenin asilanmasi en dogru uygulamadir.

Dogumdan 2-3 ay önce anne asilanirsa olusacak antikorlar dogumdan sonra yavruyu bir süre hastaliga karsi koruyacaktir. 

3-) Virüslere Karsi Korunmada Maske, Kapanma, Açik Hava:

Hastaliktan korunmanin en iyi yolu virüsle temas etmemektir. Bunun için de kalabalik yerlerden uzak durmak, temizlik yeterlidir. Hastaliga yakalandiktan sonra kolay atlatilmasi için ise temizlik ve dengeli beslenme önemli faktörlerdir.

Virüslerin küçüklügü göz önünde bulunduruldugunda maskenin çok büyük bir koruyuculugu olmadigi düsünülebilir. Hiç yok, demekte dogru olmaz, %25-30 civarinda bir faydasi olmasi mümkündür. 

Maske kullanarak disaridan solunum yoluyla girecek patojenler ve tozlar engellenir. Bu tedbir toz ve bakteriler için daha dogru bir kullanimdir. Yalniz tedbiri elden birakmamak için bir disiplin anlayisi olarak daha faydali olmaktadir.

Virüsle bulasik olan bireyin kesinlikle maske kullanmamasi gerekir. Bu konu önem arz etmektedir. Eger agiz, burun, bogaz mukozasinda virüs tutunmus ve çogalmaya baslamissa açiga çikan virüslerin maske disari atilmasini engelleyeceginden agizda burunda yogunlugu artacak, solunumla cigerlerine gidecek ve akcigerlerde çogalmaya baslayacaktir. Akcigerlerdeki hücreleri tahrip edeceginden buraya gelen bakterilere zemin hazirlayacak akciger yetmezligi sonucu solunum güçlügü ortaya çikacaktir.

Hastalikta içeriye kapanmak bireyi hassas duruma getirebilir. Evlerin iyi havalandirilmamasi ya da bir sekilde bulasiklik bu kapali alanlarda çok hizli yayilip, çogalacaktir. Virüslerin bulasmasinda kapali alanlar çok ideal yerlerdir. Insanlarin içeri kapanmasi, fizyolojik ve pisikolojik savunma sistemini zayiflatacaktir. Üstelik hareketsiz, kapali alanlarda uzun süreli kalanlarda baska rahatsizliklarin ortaya çikmasi söz konusudur. 

Insanlarin temiz havali yerlerde dolasmasi kandaki oksijen seviyesini yükseltecek ve bagisiklik sistemin kuvvetlendirecektir. Açik havada gezmenin bir baska faydasi ise virüs almis fakat hastaligin henüz ortaya çikmadigi durumlarda olur. Bu durumda agizda burunda olusan virüsler solunumla disari atilacagindan virüs partikül sayisinda ciddi azalma olacaktir. Konakçida ne kadar virüs yogunlugu az olursa o derece hastaligin belirtilerinin ortaya çikmasi gecikir. Hastaligin yavas seyretmesi virüs yogunluguyla dogru orantilidir. Virüsün epitel hücrelerde çogalma sürüsü ne kadar uzarsa bireyin bagisiklik sistemi o kadar zaman kazanir ve savunma sisteminin devreye girmesine firsat vermis olur

.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —