Yusuf Özertürk

Tarih: 23.06.2024 12:21

BABA İLE ÖĞÜNMEK

Facebook Twitter Linked-in

*Bir  evlat, babasıyla iftihar ediyor ve onu öğüyorsa; bu, takdire  şâyan  bir durumdur. Demek ki, babasında öğülmeye  değer  faziletler ve hasletler (güzel ahlâk, erdem, mahlukâta  faydalı  olma vs gibi) var  demektir. 

 *Evladın babasını öğmesi, bir baba için de şükretmesi gereken bir durumdur. Ayrıca, evladının nankörlük  etmeyip, babasını güzel duygularla  yad  etmesi, baba için yine bir bahtiyarlıktır. 

*Evladın da ; Kendisine örnek  alabileceği, numune-i imtisâl (rol model) bir babası olmasından dolayı şükür  etmesi gerektiğini bilmesi icab eder. Ayrıca, aslını, ecdadını, kökünü  inkâr etmemesi de, o evladın harâm zâde olmadığının delilidir.
Evlat ne yapmalı ?
*Şayet  evlat; babasının mirasına sahip  çıkamamışsa, kazancını babasından daha ileriye götürememişse, babası, kendi zamanında iyi  işler başardığı  halde, evlat  olarak kendisi, çağına  ayak  uyduramamış, çağdaşları çalışıp, gelişerek  daha müreffeh  bir hayat yaşarken, kendisi tembellik ederek   bir ilerleme kaydetmeyip, sefil bir duruma  düşmüşse, babasından kalan mirâsı da, değerini  bile buldurmadan haraç-mezat satıp yemişse, baba mirâsı da  bitince  el âleme  avuç  açıp  dilencilik  yapar  hale  gelmişse...
*Evlat, hali ortada iken, bu gerçeklere rağmen, birde  kalkıp; ' benim babam şöyle şöyle şöhretliydi, zamanının kahramanıydı,haa.. ! Bakın  bana, ben  öyle  bir babanın  evladıyım, sizde  kim oluyorsunuz?' vari sözler  söyleyip, naralar  atarak  dolaşırsa...
*El âlem de,kör ve sağır değil ya.. Bakarlar haline ve notunu verirler. *Önce insâflı olanlar, haline acır,  'zavallı, vah vah.. Öyle  babanın, böyle evladı mı olacaktı ? Çok yazık çoook’…. Derler.     

*Babasının hasımları da, sadece kendisine  gülerler, ve alay ederler.
* Böyle mirasyedi bir  evladın babası, şayet yaşıyorsa;'hayırsız evlad, ben seni böyle mi  yetiştirdim.Beni  utandırdığın yetmiyormuş gibi bir de el âleme rezil rüsvây oldun ' deyip kahrolmaz mı ? Şayet, ebedi aleme göçmüş ise,ruhu azab içinde kalmaz mı ?
NETİCE
*Ecdadımızla övünelim. Onları reddetmiyelim. ‘Aslını inkâr eden haramzadedir’ darb-ı meselini de unutmayalım.  

 *Ecdadımız bize, başta şu güzel yurdumuz olmak üzere pek çok miras bıraktılar. Onlar, " insan için  çalıştığından başkası yoktur"(1) ilâhi fermanına uydular. ' iki  günü müsâvi  olan ziyandadır' diyen Resûlullah'ı rehber edindiler.
*Onlar 'ilâ-yı kelimetullah' için çalıştılar.Bize, iftihar ettiğimiz kutlu  bir mirâs bıraktılar. Ama acaba biz, onların emanetine sahip çıkabildik mi? Milletlerin gelişmişlik sıralamasında  (Ahlâktan ekonomiye, ilimden teknolojiye, vs vs) Biz neredeyiz ? Bunları ciddi ciddi düşünüp iyi bir muhasebe yapmalıyız. Yoksa ‘ Selçuklu şöyle yaptı, Osmanlı cihanı titretti, vs,vs diyerek’ öğünmek, züğürt tesellisinden öteye geçmez. 
Asıl mesele şudur;
*Acaba Biz evlatlarımıza, iftihar edebilecekleri bir ahlâk ve kutlu bir  mirâs bıraktık mı/ bırakabilecekmiyiz ???.
*Evlatlarımızın devamlı  bahsedecekleri bir  hikâye  yazabilecekmiyiz?.
*Evlatlarımıza iyi bir örnek olabildik mi? Asıl mesele budur…
(1):’’İnsan için çalıştığından başka yoktur (çalışmadan bir şey beklemesin)’’ Necm-39.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —