Babamı 2016 yılının ilk günü kaybettim ben… Her ölüm gibi erkendi tabii ama bizim için hazırlık yapamadığımız kadar ani ve kabullenmekte zorlanacağımız bir zaman dilimine saplanmış bir hançer gibiydi… Babam…Benim için el köyünü memleket yapan… Kendi memleketini bırakıp bulunduğum yere yerleşen… Buraları yurt eden… Babam naaşı kendi toprağına varamayan. El yurtlarında kalan. Açık kalan yaram…Ara ara ruhumu sızlatan…
Öldüğü gün, bu gün onu yazmak istedim ; onun dilinden, benim yüreğimden, benim dilimden, onun yüreğinden… Sevgiler değerli okurlarım…
BABAMDAN MEKTUP
Gel kızım, yürek sızım, Hayırsızım…
Sen evlatlarınla can cana,
Ben yalnızım…
Sen elinde çayın sıcacık evinde,
Ben kışın toprağın ayazındayım…
Gel kızım…
Fatiha’nla gel, Yasininle, Tebarekenle Ammenle,
Ben buralarda yek,
Ben silahsızım…
Can kızım…
Çabuk unuttunuz mezarımın yolunu…
Siz çoksunuz ben azım…
Ah kızım, can kızım ,
Yürek sızım, hayırsızım…
Bu nasıl bir ıssızlık,
Dünyanın varlığına yanmışım…
Benim kızım, dünya süsüm;
Aldanmışım…
Yanılmışım…
Kanmışım…
BABAMA MEKTUP
Ahhh babam…
Ben kızın…
Can kızın; hayırsızın…
Gittin gideli yastayım…
Dışım konuşur güler,
İçten içe hastayım.
Ah babam;
Ne ölüyüm ne diri ;
Bildiğin araftayım…
Can babam ,
Ben kızın, iç sızın,
Geride kalmış aklın;
Bildiğinim;
Dert ile yoğrulmaktayım.
Bıraktığın yerde;
Bıraktığın gibi çırpınmaktayım.
Can babam ;
Özleme fani bedenlerimizi:
Namaz namaz,
Dua dua,
Özlem özlem yanındayım…
Kapındayım…
Ölmeyen ruhundayım…..