Değerli okurlarım olaylar o kadar hızlı gelişiyor ve zamanda tüm hızıyla akıyor..
Her gün yeni olaylara ve değişimlere şahit oluyoruz.Savaşlarla,afetlerle,toplumsal hadiselerle yorgun düşen dünyamız barışa,huzura o kadar muhtaç ki hele de biz dünya da yaşayan varlıklar olarak hem muhtacız hemde ihtiyaç duymaktayız.
Değişen ve dönüşen dünyamızda adeta tünelin sonundaki ışığı gördüğümüzde umutlarımız yeşeriyor ve yaşanabilir bir dünyanın hayalini kuruyoruz.
Rusya ile Ukrayna savaşı, Terör devleti İsrail'in Gazze, Filistin, Lübnan ve Suriye'de gerçekleştirdiği katliam ve soykırım,İran İsrail gerginliği,Çin ile ABD arasında bitmeyen diş göstermeler ve daha nice savaşlar ve hadiseler bizleri son derece endiselendirmektedir.
Ülkemiz tüm bu gelişmelerden menfi yada müspet olarak etkilenmektedir.
Terörden uzun yıllar büyük kayıplar yaşamış,şehitler vermiş ve acılar içinde kalmıştır.
Hala bedeller ödemeye devam ediyoruz. Suriye'deki zalim Esat diktatörü kendi milletine acımasızca silah çekmiş, kimyasal silah başta olmak üzere büyük katliamlara ve soykırıma neden olmuş, milyonlarca insan sığınmacı durumuna düşmüştür.Baskı, zulüm ve işkenceler yüreklerimizi dağlamiş ve zalimlikten sınır tanimamış bir diktatör olarak tarihe kara leke olarak geçmiştir.
Zalim Esat Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın kendisine uzattığı elin kıymeti bilmemiş ve kendi sonunu da hazırlamış oldu.Tarih zalim diktatörlerin akibetlerini bize göstermiştir.Esat denen zalim de hak ettiği yeri bulmuş ve kendisi sığınmacı durumuna düşmüştür.Eli kanlı diktatör yaptığı zulümlerin cezasını hem bu dünyada hemde ahirette en ağır şekilde cezasını çekecektir inşallah..
Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet aklı ve desteği ile Suriye milli ordusu ve muhalifler başlattığı mücadele ile 12 gün gibi kısa zamanda büyük zaferle Şam'ı ele geçirerek 61 yıllık Baas rejimini,54 yıllık Esat ailesinin diktatörlüğüne son vermiş olup özgürlüğe ve zafere giden adımı atmış oldular.Karanlık aydınlığa,zahmet rahmete dönüşmüştür.13 yıllık esaret bitmiş,Suriye'de güneş yeniden doğmuştur.
Yeni yönetim işe hızlı başlayarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tecrübe ve birikimlerinden istifade etmeye başlamış bulunmaktadır.İlk resmi ziyareti de MİT başkanımız İbrahim Kalın ve Dış İşleri bakanımız Hakan Fidan'ın ziyaretleriyle anlam kazanmıştır.Suriye'nin yeni döneminde Türkiye anahtar konumunda olduğunu tüm dünya itiraf etmiş ve tek söz sahibi konumunda olduğunu kabul etmek zorunda kalmışlardır.
Başta Rusya ve İran olmak üzere Suriye üzerinden emelleri olan ülkeler ters köşe olmuş, yılların birikimleri boşa çıkmış ve hüsrana uğramışlardır.
Bizde bir atasözü var: "Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste."
Bunların tek derdi sömürmek, yıldırmak ve mezhepsel yayılmacılıktır.Dertleri Suriye halkı değil,zalim diktatörlerin yanında yer alarak yapılan zulme ortak olmuşlardır.
Suriye'de ki hedeflerin asıl amacı Türkiye'yi zayıflatmak,iç kargaşa çıkartarak istikrarsızlık ortamı oluşturmaktı.Ama unuttukları yada hesap edemedikleri bir şey vardı,oda Türkiye Cumhuriyeti devletinin etkisini, gücünü ve derin devlet aklını düşünmediler yada hesap edemediler.Tarihten ders almayan bu ülkeler hak ettikleri yenilgiyi de yeniden yaşamış oldular.Ansızın gelen büyük zaferle neye uğradıklarına tüm dünya şahit oldu.
Onlara tek tavsiyem Türk tarihini ve devlet aklını iyi öğrenmelerini öneririm.
Suriye'de ki yeni yönetim ülkemiz ve milletimiz için büyük fırsatları barındırmakla birlikte bazı tehlikeleri de getirebilir.Batı, Rusya ve özellikle İran'a karşı çok dikkatli ve hassas olmak zorundayız.Bu güzel ortamı ve birlikteliğimizi bozmak isteyen şer güçlerin boş durmayacsklardır.Akillı politikalar geliştirmeliyiz.Eminim ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm yönleriyle bunun en ince ayrıntılarını planlanmıştır.
Suriye'nin istikrara kavuşması Türkiye'nin istikrarlı olması demektir.Acilarına ortak olduğumuz kadar,iyi günlerinin de ortağı olmaya devam edeceğiz.Biz akrabayiz, kardeşiz ve biz güçlü bağları olan büyük bir aileyiz.Şam'ın ve Emevi camisinin özgürlüğü Kudüs'ün, Mescidi Aksa'nın özgürlüğüne giden yolumuzdur.Adım adım büyük zaferlere inşaallah...
Önemli gördüğümüz diğer bir olay da MHP lideri Bahçeli'nin önemli çıkışı olan PKK ele başının DEM partisinin grubunda terör örgütünün kendini fes etmesi ve barış için adım atmasını istemesi çok önemli ve yerinde bir çıkışı idi.
Terörün karşısında sarsılmaz tutumu ile bilinen Bahçeli'nin açıklamaları adeta bomba etkisi oluşturdu.
Farklı çevrelerde olumlu olumsuz büyük tepkiler alan Bahçeli'nin geri adım atmaması olayların hassasiyetini de gözler önüne sermiştir.Zamanlama çok manidar ve bir o kadar da önemli bir çıkış olmuştur.
Artık silahlar susacak, terör bitecek,ocaklara ateşler düşmeyecektir.40 yıldan fazladırlı bu ülke ve bu millet çok büyük bedeller ödedi.Bu kirli savaş bitmeliydi.Ülkemiz ve bölgemizde acilen güven tesis edilmeli ve huzur sağlanmalıdır.Devlet babadır,millet evlattır,bir baba olarak evladımız yanlış yada kötü yolda diye ondan vazgeçemeyiz ve öldüremeyiz.Bu kirli savaş nasıl,neden ve niçin çıktığını çok iyi irdelemeliyiz ve sadece güvenlik tedbirlerle çözülemeyeceğini bilmeliyiz.İşin eğitim, kültür ve psikolojik sebeplerine inmemiz gerekiyor.
Kürtler ile Terör örgütünü asla bir tutamayız ve asla PKK ve yandaşları Kürt halkını temsil etmemektedir.Devletimiz son 22 yılda doğu ve güneydoğu bölgesine, Kürt halkımıza çok büyük hizmetler de bulunmuştur.Yani Kürtlerin en büyük temsilcisi Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Bu kirli savaşın bitmesini devletimizde,milletimizde istemektedir.DEM li vekillerin bölücü başını ziyaret etmeleri, görüşmeleri ve gelen değerlendirmeler iyi yönde.Tabi ki samimi olmaları koşuluyla.PKK elebaşının yapacağı açıklama önemli ama yeterli değil.
Bölgemiz bu kirli savaşı asla sürdürmemeli, Suriye'de ki güzel hava asla bozulmamalı.Suriye'de ki terör gruplarının derhal bitirilmesi gerekmektedir.Başta ben ve halkımız terör örgütlerinin yaptıklarını asla kabul etmemiz veya savunmamız mümkün değildir.Buna gönlümüzde,dilimizde asla razı olmaz.
Ama canlar yanmasın,ocaklara ateş düşmesin,Başta doğu ve güneydoğu bölgemiz olmak üzere ülkemizin tamamı huzur bulsun, yatırımlar gelsin,iş,aş gelsin,milletimiz hak ettiği şekilde yaşasın.
Tarihte büyük ülkeler yıllarca savaşmışlar milyonlarca insanlar yok olmuş,ülkeler yerle bir olmuşlar ama günün sonunda barışmışlar ve küllerinden yeniden doğmuşlar.
Bu gelişmeler de iktidarı,muhalefeti ve tüm tarafları ile birlikte irade ortaya koymalı ve herkes yapacağını yapmak zorundalar.Aykırı hareket etmek ülkeye ve millete bir şey kazandirmaz. Bu sorun mutlaka çözülmelidir.Terör örgütleri de silah bırakmalı,adalete teslim olmalı ve cezalarını mutlaka çekmelidirler.Kimse devletten büyük değildir.
Başta cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere MHP lideri Bahçeli'nin ortaya koymuş olduğu iradeye sahip çıkmalıyız.Bunu başarmak zorundayız.Bu irade domino taşlarını yeniden dizecek ve dünyada çok büyük zaferlere vesile olacaktır.
Kalın sağlıcakla.
