Müzik, “Fâsıkların fıskını, âşıkların aşkını artırır derler.” Müzik, yerinde ve iyi kullanıldığında Allah’ın en büyük hikmetlerinden birisi olan ilahi nağmeler vesilesiyle 7’den 70’e her yaştaki insana eski ve eskimeyen medeniyetimizin mesajını ulaştırmak için en etkili iletişim araçlarından biridir. Nitekim ülkemizin kültürel kodlarıyla, milletimizin değerleriyle oynamak isteyenler ilk olarak güzel sanatlar dediğimiz müzik vasıtasıyla dezenformasyon faaliyetlerine başlamışlardır.
Maalesef zamanında kıymeti bilinmeyen değeri anlaşılmayan birçok siyasetçi, din âlimi veya sanatçılar vardır. Sağlığında ne yaptığını tam anlayamadığımız için destek vermemiz gerekirken köstek olduğunuz Turgut Özal, ya da ne yaptığını iyi bildiğimiz halde destek vermediğimiz Muhsin Yazıcıoğlu kıymetini bilmediğimiz isimlerden bazıları. Yine camiamız tarafından zamanında kıymetini bilmediğimiz, müzik alanında yaptığı çalışmalarla yerli ve millî kültürümüze katkıda bulunan değerlerden birisi de Barış Manço’dur.
Barış Manço, çok yönlü kişiliğiyle herkesin kuşdili konuştuğu; milliyetçi, muhafazakâr ve İslamcıyım demenin zor olduğu dönemlerde hiçbir ideolojik söylemde bulunmadan toplumu eğitmek amacıyla eserleri, davranış ve konuşmalarıyla inandığı değerleri temsil etmeye çalışarak şahsiyetli bir duruş ortaya koymuştur. Aklımızdan geçenlere tercüman olan, anlatılamayan, duyguları tarif edilemeyen durumları ifade etmek için kullandığımız atasözleri ve deyimler üzerinden şarkılarıyla önemli kültürel mesajlar vermiştir.
Barış Manço’nun müzikal yeteneği dışında toplumumuzca sevilmesinin en önemli sebeplerinden biri; onun okuyan ve araştıran bir kişilik olarak Türk dili ve kültürüne olan hâkimiyetidir. Söz ve müziği kendisine ait eserlerin hemen hemen hepsinin bir hikâyesi vardır. Batı müziği ile uğraşırken açtığı yeni bir yöntemle, kullandığı şarkı sözleriyle Anadolu eserlerini batı tarzında yorumlayarak kültür hayatımıza önemli katkılarda bulundu.
Manço, hayatı boyunca yazdığı 200 civarındaki şarkı ve yaptığı bestelerle müziği iletişim aracı olarak kullanarak duygularımıza ve içimizden geçenlere tercüman olmuş, inanç ve kültürümüzü sözlü olarak zihinlere kazımaya çalışmıştır. “Söylediği 69 şarkıda, 38 atasözü ve 283 deyimle törelerimizden birisini ince ince, ilmek ilmek işleyerek dillere pelesenk olan şarkılarıyla koca bir tarihi gizlice hafızamıza kazıyıp dilimize yerleştirmeyi başarmıştır.” (1)
O;1970’li, 80'li ve 90’lı yıllara damgasını vurmuş bir halk ozanı, sanatçı, aranjör, şarkıcı, besteci, söz yazarı, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu, köşe yazarı ve kültür elçisidir. İnsanların kimliklerinin saç, sakal, tespih ve yüzük gibi şeylerle sembolize edildiği dönemde uzun saçlı, uzun bıyıklı ve şalvarlı veya işlemeli kaftanıyla başkalarının ne dediğine aldırmadan giyim ve kuşamıyla da dikkat çeker. Şarkılarında teşbih, güzelleme, koşma, taşlama ve ağıt söyleyerek bize kendi kültürümüzden birçok şey öğretip hemen her kesimden insanın sevdiği çağın Karacaoğlan’ı, Dadaloğlu’su, Yunus Emre’si, Emrah’ı veya Pir Sultan Abdal’ı olmuştur.
Onun asıl gücü, tek düze konularla ilgili değil, sosyal hayatın her alanıyla ilgili anlamlı şarkılar yapabilmesiydi. Birçok şarkısının son kıtasında, kendi ismine yer veren sanatçı, eserlerinde, unutulan değerleri hatırlattı, toplumsal konulara ve ailenin önemine dikkati çekti. Barış Manço, halkla kurduğu bağı, “Sözüm Meclisten Dışarı, Estağfirullah, Ne Haddimize, Darısı Başınıza, Müsaadenizle Çocuklar, Gülpembe, Dönence, Can Bedenden Çıkmayınca, Dağlar Dağlar, Ahmet Bey’in Ceketi, Bugün Bayram Çocuklar, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Halil İbrahim Sofrası, Kol Düğmeleri, Yaz Dostum” gibi nasihat ve atasözü içeren şarkılarıyla güçlendirmiş; her yaştan hayranlarına sevgiye, hasrete, ayrılığa, dostluğa, vefaya dair mesajlar vermeye çalışmıştır.
“Barış söyler, kendi bir ders alır mı?” diyerek sanat dünyasında söz ve davranışlarıyla iz bırakan ve ders veren bir sanatçıdır. Oturmuş bir kişiliğe ve sağlam kültürel alt yapıya sahip olduğundan birileri karşısında kolay kolay eğilmemiş, dik durmuş, zaman zaman onurlu çıkışlarda bulunmuştur. Bunlardan bazılarını aşağıya alıyorum.
TRT’de batılılaşma, uygarlık ve medeniyet konularına farklı bakışını çekinmeden ortaya koyuyor. https://www.youtube.com/watch?v=14Du4s0WlxE
Manço’dan İngiliz muhabire soğuk duş. https://www.youtube.com/watch?v=tS7vOKb3RJY
Barış Manço'dan Fransız’a Türk Ayarı. https://www.youtube.com/watch?v=U0IVM24k0tM
Türk Halkının Sevgilisi Barış Manço Aslında Kim? https://youtu.be/S52_uGXyFA8
Barış Manço, vefatından kısa bir süre önce Siyaset Meydanı Programında inandığı değerleri çekinmeden söylerken…Ve vefatından sonra hakkında söylenenler. https://www.youtube.com/watch?v=K9yCNl4sEHY
Çocuklara mesaj vermeyi çok önemseyerek onlarla iletişim için TRT’de 1988-1998 yılları arasında tam on yıl süren 7’den 77’ye programını 378 kez yapar. “Oku Bakiim” başlığıyla günlük hayattan konuları ele alan köşe yazıları yazar.1991 yılında devlet sanatçısı ünvanını alır. “Türkiye’nin Evliya Çelebi’si lakabını da kazanan sanatçı dünyayı gezmiş, müzik ve televizyon hayatında üç binden fazla ödül almıştır. Gittiği ülkelerden topladığı 310 adetlik fotoğraf makinesi koleksiyonu bulunmaktaydı. 1990 yılında Ertuğrul Firkateyninin Japonya’ya gelişi kutlamaları sebebiyle oraya gider. Türk-Japon dostluğunun gelişmesinde rol oynar. (2)
Japonların İngilizce konuşmayın, Türkçe konuşun diye rica etmeleri. https://www.youtube.com/shorts/dGfHapbz2XY
Edebiyatçı, şair Hüseyin Emin Öztürk anlatıyor: “Kayseri’de evde babam, amcam ve ben televizyonda Barış Manço’yu dinliyoruz.
Yaz dostum, yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum, garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum, öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum, kimse göçmez bu dünyadan mal ile.
Yaz dostum, güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum, selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum, altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Şarkı bitiyor, amcam, babama dönerek ‘Bu uzun saçlıyı Kayseri’ye müftü yapmak lazım’ diyor. Bir Anadolu insanı ilk defa dinlediği Barış Manço’yu gönlünde müftülüğe layık görüyor.”
Daha sonraki yıllarda kendisiyle röportaj da yapan rahmetli Hüseyin Emin Öztürk;
“Müzikten, edebiyattan ve eğitimden konuşuyoruz. Barış Manço’ya “sizin için musiki nedir?” diye soruyorum. O, “Musiki benim için bir araçtır.” diyor. Ben, “Amacınız nedir?” diyorum. O, “Amacım musiki formu ile bu milletin değerlerini yediden yetmişe aktarmaktır” diyor. (3)
“İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.” diyerek milletin gönlünde kalıcı bir taht kuran Barış Manço’nun hikmet barındıran, dilimize çok veciz olarak yerleştirmiş eserlerinden bir tane daha örnek verelim;
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok.
Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına.
Cumhuriyet döneminde yaşamış bir Osmanlı Beyefendisi olan Barış Manço, bu toprağın yetiştirdiği, toplumsal sorumluluk sahibi ve az bulunan bir değerdi. Temennimiz, sözleri ve müziği ile Barış Manço gibi, bu toprakların değerleriyle barışık sanatçılar yetişmesidir.
1 Şubat 1999 yılında 56 yaşında kalp krizi sonucu vefat eden Barış Manço’ya Allah’tan rahmet diliyorum.
30 Ocak 2024
1. Prof. Dr. Serhan İspirli, A. Ü. K. Karabekir Eğitim Fak.
2. Lokman Kuzu, https://www.habername.com/yazi-mehmet-baris-manco-ve-bize-biraktiklari-uzerine-13110.htm
3. Hüseyin Emin Öztürk, Vefatının 15. Yılında Bilge Barış Manço https://www.habername.com/service/amp/haber-vefatinin-15-yilinda-bilge-baris-manco-96063.htm