Ercan KUTLU

Tarih: 25.09.2024 11:09

Batı Taklitçiliğine Dayalı Üniversiteler

Facebook Twitter Linked-in

Batıyı taklit ederek kendi kimliğini oluşturamayan bir üniversite, özünde "asalak" bir yapı haline gelir. Bir üniversitenin ya da eğitim kurumunun gücü ve varlığı, köklerini kendi milletinden almalıdır. Batıya endekslenen bir üniversite, hem bilimsel hem de manevi anlamda bağımsızlığını yitirmiş bir "asalak" yapı olarak tanımlanabilir. Eğitim sistemleriyle Batı, sömürü düzenini devam ettirirken, bu asalak yapı da gizli müfredatları aracılığıyla öğrencileri Batılıların çıkarlarına hizmet etmeye yönlendiren bir yapıdır.

Batı Endeksli Eğitim ve Sömürü Düzeni

Bu yapı, açıkça dillendirilmeyen bir sömürü düzenidir. Batılıların çıkarları her zaman öncelenmekte ve bu çıkarları korumak adına her türlü imkân seferber edilmektedir. Yabancı dille eğitimin yaygınlığı, bu yapının en büyük göstergelerinden biridir. Aynı zamanda, yabancı indeksler ve yabancı dille yapılan yayınların öne çıkarılması, bu asalak düzenin başka bir işaretidir. Batılılar, kendi çıkarlarına hizmet eden kriterlerle üniversiteleri ve akademisyenleri değerlendirir, sıralamalar yapar ve bu sıralamaya giren en "iyi" asalak üniversiteye ödül verirler. Ne yazık ki, bu ödüllerle övünülür ve asıl amaç gözden kaçırılır: Bilim ve eğitim, vatan ve millet için değil, Batı için yapılmaktadır.

Taklit Etmek, Özgünlüğü Yok Eder

Üniversitelerimiz, ne yazık ki yıllardır Batıyı ne kadar iyi taklit edebilirse, o kadar başarılı sayıldı. Ancak taklitçilik, özgün fikirlerin ve yeniliklerin önündeki en büyük engeldir. Taklit eden üniversiteler, kendi kimliklerini bulamaz ve bilimsel anlamda özgür düşünemezler. Bir milletin varlığı ve bağımsızlığı, ancak kendi değerlerine sahip çıkmakla korunabilir. Bu noktada üniversitelerin, milletin şuurunu ve değerlerini keşfeden ve geliştiren ortamlar haline gelmesi zorunludur.

Milletin Şuuruna Hizmet Eden Üniversiteler

Üniversiteler, sadece taklitçi bir yapının parçası olmak yerine, milletin kendi şuurunu geliştiren ve ona hizmet eden kurumlar olmalıdır. Bir üniversite, yenilik ve buluşlar ortaya koymalı, vatan ve millete yönelik hizmetlerini en öncelikli hedef haline getirmelidir. Ancak bu şekilde özgün, yaratıcı ve bağımsız düşünce ortamları doğabilir. Batıya bağımlı eğitim anlayışı ile değil, milletin öz değerlerine dayalı bir eğitim sistemiyle gerçek bir üniversite anlayışı inşa edilebilir.

Sonuç

Milletin geleceği, eğitim kurumlarının ve üniversitelerin kendi kimliklerine, değerlerine ve bağımsız düşüncelerine sahip çıkmasıyla güvence altına alınabilir. Batının taklitçisi olan üniversiteler, ne yazık ki bu misyonu yerine getiremez. Bizim eğitim anlayışımız, milletimize hizmet eden, onu ileriye taşıyan ve onun değerlerini koruyan bir yapıya sahip olmalıdır. Taklitçilikten uzak, özgün bir eğitim sistemi oluşturmak hepimizin sorumluluğudur. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —