NERİMAN PINARBAŞ
Filistinli Kardeşlerimizin Fedakarlığı: Tevbe Suresi 111. Ayeti ve İmtihanları Üzerine Derin Bir Tefekkür
Son günlerde Filistinli kardeşlerimizin durumunu derin bir şekilde düşündüm ve aklıma Tevbe Suresi 111. Ayet geldi. İşte o ayet:
“Allah, müminlerden mallarını ve canlarını, kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve ölürler. Bu, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah'ın gerçek bir vaadidir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır? O halde O'nunla yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinin. İşte bu, gerçekten büyük bir kazançtır.”
Bu ayeti düşündüğümde, Filistinli kardeşlerimizin bizim gibi evleri, araçları, eşyaları, yiyecekleri ve paraları olduğunu fark ettim. Ancak imtihanın bir gereği olarak, Allah onlarla büyük bir alışveriş yaptı.
Alışverişin anlamını hepimiz biliyoruz: Bir şey alırsınız, karşılığında bir şey verirsiniz. Allah, onlara hitaben şöyle dedi:
"Ey kullarım, elinizdeki her şeyi, mallarınızı, canlarınızı ve evlatlarınızı bana satın. Karşılığında size cenneti vereceğim. Bu dünyada kalan şeyler ise geçici ve zayi olacaktır."
Filistinli kardeşlerimiz bu ayette bahsedilen müminler arasına girme onuruna sahip oldular. Mallarını, canlarını ve evlatlarını Allah’a teslim ettiler. Bu teslimiyet, bazen bedenlerinin parçalanmasıyla sonuçlandı; ama onların bu fedakarlığı, büyük bir imtihanın ve sabrın göstergesidir.
Bu düşünceler aklımda dolaşırken, Hz. Musa’nın zamanında geçen bir kıssa geldi aklıma. Hz. Musa, bir kişinin ibadetle meşgul olduğunu görür ve adam ona bir isteğini iletmesini ister. Adamın duası, Allah tarafından kabul edilmiştir; ancak kişi, kurtlar ve canavarlar tarafından perişan olmuş bir halde bulunur. Allah, Hz. Musa’ya bu kişinin sabrını ve imtihanını ödüllendirdiğini söyler.
Filistinli kardeşlerimiz de, Allah için her şeylerini feda ederek "Hasbünallahi ve niğmel vekîl" diyerek sabrettiler. Onların canları ve malları, Allah tarafından cennette daha güzelleriyle iade edilecektir. Rabbimiz, iman gücünden ve sabrından bizlere de nasip etsin.
Üstad Bediüzzaman’ın da dediği gibi:
"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden kişi, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir."
Rabbim, imanımızı kuvvetli eylesin ve bizleri de bu imanın gücüyle her türlü sıkıntıdan kurtarsın. Bizler de iman selameti ve kuvveti ile mücehhez olalım.
"Hasbünallahi ve niğmel vekîl"
"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir."
"İnnallâhe mea's-sâbirîn"
"Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 153)
Selam ve dua ile,
Cumâ'nız mübarek olsun.
Orjinal Köşe Yazısına Git