• BIST 100

    9132,8%1,12
  • DOLAR

    34,51% 0,15
  • EURO

    36,45% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2959,15% 0,83
  • Ç. ALTIN

    4929,17% 0,00

Prof.Dr. Fatih Satıl


Bitkilerde Gece Hayatı!

Tüm bitkilerin genellikle gündüz saatlerinde çiçek açarlar. Ancak, Ezan çiçeği, Akşam sefası ve Mehtap sefası gibi bazı bitkiler gün batımıyla birlikte çiçek açmaktadırlar. Bu durum, “bitkilerde gece hayatı mı var?” sorusunu akla getirmektedir. İşin esprisi bir yana tabiî ki bu durum bildiğimiz bir gece hayatı değil.


Akşamcı Bitkiler de var!
Aslında bu çiçeklerin akşam saatlerinde açmasının bitkinin soyunun devamını sağlaması açısından çok önemli bir hikmeti vardır. Akşam saatlerinde açan çiçeklerle bu saatte faaliyete geçen “Agrius” cinsi güveler arasında enteresan bir ilişki vardır. Bu güveler, akşam karanlığında çiçeklerdeki nektarları görebilmesi için ultraviyole duyargalarla donatılmıştır. Bu sayede sonsuz rahmet ve hikmet sahibi yüce Yaratıcı, tüm çiçeklerin kapalı olduğu zaman diliminde bu kelebeklerin beslenebilmesi için gerekli olan nektarlara ulaşabilmesini sağlamıştır. Aynı şekilde gececi bitkilerin de çiçek tozlarını bu kelebekler vasıtasıyla diğer çiçeklere ulaştırabilmesi sağlanmış olur. 
Gece Çiçek Açan Bitkiler Ne Yer Ne İçerler
Bu çiçeklerin renkleri ve kokuları böcek ya da kuşları kendine çekebilecek şekilde tasarlanmıştır. Gece çiçek açan bitkilerin nektarları metrelerce uzaktan böcekleri kendine çekebilecek güçlü tatlı ve baharatlı kokularla donatılmıştır. Bu bitkilerin nektarları çiçeğin daha derin bölümlerinde bulunduğu için tozlaşmayı sağlayacak olan böceklerin de uzun ağız yapısına sahip olmaları gerekir. İşte güve türü kelebekler uzun emici ağız yapıları sayesinde bu kadar derinlerdeki nektarları emebilirler. Dişi güve de bu tozlaşma hizmetine karşılık yumurtalarını çiçeklerin içine bırakır. 
Sonuç olarak, bitkiler ile onlarla beslenen ve tozlaşan canlılar arasında kusursuz bir uyum görülmektedir. 
Mantığa dayalı bir akıl yürütme yapacak olursak çiçeklerle böcekler arasındaki tozlaşma stratejilerini tasarlayıp bitki ve hayvanların genlerine yerleştiren ve onları bu program çerçevesinde yönlendiren sonsuz ilim sahibi bir Yaratıcının olmasını gerektirir. O halde bitkilerle hayvanlar arasındaki en güzel yardımlaşma örneklerinden birisi olan bu özel tozlaşma mekanizmasını milyonlarca yıl sürdüğü iddia edilen “evrimsel süreç”, “evrimsel adaptasyon” ya da “doğal seçilim” diyerek kendi kendine oluştuğunu söylemek akılcı bir yaklaşım olamaz. Sonuç olarak Allah, evrendeki varlıkları hayatlarını devam ettirebilecek cihazlarla donatarak yaratmış ve ihtiyaç duyduğu her şeyi de hizmetine sunmuştur. Bilim adamlarının da görevi bu ilginç mekanizmaları keşfedip üzerinde bilimsel çalışmalar yapmak olmalıdır.
 

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.