Adnan KALKAN

Tarih: 07.10.2024 14:15

Bize Düşman Lazım: Amik Savaşı'na Hazırlık

Facebook Twitter Linked-in

Biz, Büyük Selçuklu Devleti ile başlayan ve Anadolu Selçuklu Devleti ile devam eden süreçte, Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından Türkiye Cumhuriyeti ile bu toprakları yurt edindik. Gerek Büyük Selçuklu gerekse Anadolu Selçuklu dönemlerinde, doğudan ve batıdan yapılan tüm saldırılar ve işgal girişimleri, her ne kadar zaman zaman büyük zararlar vermiş olsa da, bu topraklar bizde kalmaya devam etti.

Bugün, topraklarımız zahiren küçük gözükse de, İsrail ve Amerika-Avrupa devletlerinin hedefi altındadır. İçerideki hainlerle birlikte, 27 Mayıs Darbesi, 12 Eylül Darbesi, 28 Şubat süreci ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi hamlelerle Anadolu'yu ele geçirmek ve bu milleti esir etmek istemişlerdir. Her defasında, büyük bedeller ödenmesine rağmen, bu topraklar yurt olarak kalmayı sürdürmüştür.

Hümanizm kisvesi altında, tarih kitaplarımızdan "düşman" kavramı çıkarılmıştır. Eskiden Yunan, Ermeni ve İsrail düşman olarak görülürdü. Amerika ve Avrupa'nın bazı ülkeleri de düşman kabul edilirdi. Bu ülkelerin hedefleri ve gayeleri, Anadolu'yu ele geçirmek ve Türkleri yeniden Orta Asya bozkırlarına sürmekti. Bu hedeflerin farkında olan siyasi ve bürokratlarımız, ders kitaplarında ve milli eğitim müfredatında bu düşman kavramını ele alıyordu ve neslimize aktarıyordu. Şimdi ise "düşman" kavramı kitaplardan çıkarıldı. Sonuç olarak, düşmansız bir nesil yetiştirildi. Düşman olana dost gözüyle bakmak, tarihsel süreçte de kanıtlandığı gibi, en büyük zaaf ve gaflettir. Düşmana düşman, dosta dost gözüyle bakmadıkça, neslimizi doğru şekilde yönlendiremeyiz. Neslimize dostu dost, düşmanı ise düşman olarak göstermedikçe, hakikati anlatamayız ve aidiyet duygularını canlı tutamayız.

Düşman kavramı yön değiştirtilmiş ve daha 100 yıl önce birlikte olduğumuz Suriye, Irak ve Afganistan'daki Müslümanlar düşman olarak gösterilmiştir. Algı yönetimi ile, her ne kadar kitaplarda yer almasa da, medya ve Siyonizm'in dili ile Müslüman kardeşlerimiz bize düşman olarak tanıtılmıştır. Böylece gerçek düşman unutturulmuştur.

Bugün İsrail, ABD öncülüğünde Arz-ı Mev'ud hedefini gerçekleştirmek için gözlerini Anadolu'ya dikmiş durumda. Bir avuç Gazze'li mücahit dışında önlerinde hiçbir engel yok. Mücahitler aşılırsa, ne kukla Lübnan, ne kukla Ürdün, ne de devlet dahi olmayan Suriye onların önünde durabilir. Düşman doğrudan karşımızdadır, işbirlikçileri ise içimizdedir. Bugün Siyonizm'e laf söyleyemeyen, İsrail'e karşı duramayan medya ve şahıslar, Siyonizm'in kuklalarıdır ve içimizdeki maşalarıdır.

Siyonizm, İslam âleminin ve Müslüman Anadolu'nun en büyük düşmanıdır. Bu gerçek kitaplarda işlenmeli, müfredatlara dâhil edilmelidir. Düşman kavramı müfredatlara ve kitaplara eklenip, öğretmenler tarafından anlatılmadıkça, basında ve medyada dillendirilmedikçe, neslimiz dostuna düşman, düşmanına dost olarak kalmaya devam edecektir. Bu durumda ne Anadolu'yu elimizde tutabiliriz ne de İslam coğrafyasına huzur getirebiliriz. Bir an önce ders kitaplarında ve müfredatlarda gerekli değişiklikler yapılarak, dost ve düşman ayrımı yapılmalı; nesil, sürekli ayakta ve zinde tutularak medeniyetimiz sağlam bir şekilde devam ettirilmelidir. Belki bir yıl, belki iki yıl içinde Yahudiler kapımıza dayanacak ve o meşhur Amik Ovası Savaşı gerçekleşecektir. Neslimizi buna hazırlamaktan başka çaremiz yoktur. Topyekûn bir hazırlık şart; bugün değilse, yarın geç olabilir. Derhal bugünden başlamamız gerekiyor.

Not: Türk Silahlı Kuvvetleri bir an önce Amik Ovası'nda güç gösterisi tatbikatı yapmalıdır. İsrail ancak güçten ve kuvvetten anlar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —